"Siyaset meydanı pusulasız kaldı"

ANKARA (İHA) - Başbakan Bülent Ecevit, 'Ulusal solu özümseyen demokratik solculara çağrıda bulunarak, demokratik solu benimseyen herkese kapılarının açık olduğunu söyledi.

Ecevit, Başbakanlık Merkez Binası'nda düzenlediği basın toplantısında, siyasal yaşamımız seçimler öncesinde çok kaypak bir zemine girdiğini belirterek, "Sol kesimde olağanüstü bir belirsizlik var. Şimdi bunlar 4 Kasım'ı bir kabus gibi görmeye başladılar. Aralarında hala bölücülere yanaşanlar var. Solu özümseyen demokratik solcuları DSP'de birleşmeye çağırıyorum" dedi.

Reklam
Reklam

Kendilerini sosyal demokrat olarak görenlerin, öteden beri bölük pörçük olduğuna dikkat çeken Ecevit, "Sol kesimde olağanüstü bir belirsizlik var. Bütün ulusal solcuları ve demokratik solun bilincine varanları, değerini bilenleri DSP'de birleşmeye çağırıyorum" dedi.

Erken seçim isteyenlerin, şimdi erken seçimlerden kaçış yollarını aradıklarının altını çizen Ecevit, "DSP'yi bölmek için siyasi tarihimizde eşi görülmemiş entrikaların tuzağına düşenler, kendilerini boşlukta buluyorlar. Buldukları tabansız partilerde pusulasız kaldılar" diye konuştu.

Ecevit, bu konuda aylardır uyarılarda bulunduklarını kaydederek, "Ama DSP'den başka hiçbir parti bu uyarılara kulak vermedi. Fakat bu uyarılara kulaklarını tıkayanlar, şimdi paniğe kapıldılar. Siyaset alanın içinde ve dışında 'erken seçim' diye haykırıyorlar. Şimdi bunlar 4 Kasım'ı bir kabus gibi görmeye başladılar. Paniğe kapılanlardan çoğu şimdi DSP'den medet umuyor, solu birleştirmemizi istiyorlar. Oysa DSP dışındaki sol, öteden beri kendi içinde bölük pörçük. Bu arada kendilerini sosyal demokrat olarak görenler, öteden beri bölük pörçük. İlkin, Halkçı Parti'yi, ardından SODEP'i kurdular, o yetmedi SHP'yi kurdular, o da yetmedi CHP'yi kurdular. Bir arada bölücüler ile işbirliği yaptılar, aralarında hala bölücülere yanaşanlar var. Yine bu kesimdekiler 19 yılda 9 genel başkan değiştirdiler. DSP ise kuruluşundan beri aynı çizgide tutarlılığını sürdürüyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

3.5 yıldır koalisyon hükümetinin başında bulunan DSP'nin, bu süre içinde büyük atılımlar gerçekleştirdiğini ifade eden Ecevit, "Türkiye'nin 40 yıllık hastalıkları, DSP'nin önderliğinde tedavi edilmeye başladı. AB kapısı bu dönemde açıldı, bu dönemde laiklik güçlendi, bölücü terörün kuyusu kazıldı. Yolsuzlukların üstüne yüründü, sağlam bir demokrasi ve ekonominin temelleri atıldı. Köy kentler ile köylerin kalkınma dönemi başladı. Demokratik solun öncülüğünde parlamento çalışmaları büyük hız kazandı. Bütün ulusal solcuları ve demokratik solun bilincine varanları, değerini bilenleri DSP'de birleşmeye çağırıyorum" şeklinde konuştu. DSP'nin bütün partilerin güvendiği tek parti olduğunu belirten Ecevit, "Bundan önceki seçimlere gidilirken, aralarında anlaşamayan bütün partiler iktidarı DSP'nin azınlık hükümetine emanet etti. Bu kez de seçimlere gidilirken, iktidar yine DSP hükümetine bırakıldı. bütün ulusun güvenliğine layık olduğunu her vesileyle kanıtlamıştır. Türkiye'nin esenliğini isteyenleri, bu partide güçlerini birleştirmeye çağırıyorum" dedi.

Reklam
Reklam

"SAYIN DERVİŞ GÖREVDEN AYRILDIKTAN SONRA DA EKONOMİK PROGRAMA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYORUZ" Ecevit, bir gazetecinin, 'Ulusal sola çağrı yaptığınızı söylediniz. Konuşmanızın başında CHP ve sizden ayrılanların kurduğu YTP'ye kapılarınızı kapattınız. O zaman bu çağrıyı kime yapıyor sunuz?' sorusuna, "Benim kapıyı kapattığım bütün sol kesim değil. Demokratik solu benimsemiş olan, özümsemiş olan çevrelere kapımız her zaman açık. Fakat kendini solcu olarak gösteren ama solculuğu şüpheli olan birçok kimseler veya solculuktan bambaşka şeyler anlayan kimseler var. Bunlara kapımızı açmak zorunda değiliz. Kaldı ki bizim dışımızdaki sol kendi içinde bölük pörçük. Kendi içinde bölük pörçük olanlarla biz nasıl işbirliği yapabiliriz. Nitekim yine o çevrelerden bazıları bizi, DSP'yi bölmeye kalkışmışlardır. Ayrı bir parti kurmaya kalkışmışlardır. Yani DSP'nin içindeki birliği bu şekilde sarsmaya kalkışmışlardır" karşılığını verdi. Ecevit, 'Sağlam ekonominin temelleri bu dönemde atıldı. Kemal Derviş'i çağırdınız. O şimdi partinizde değil. İleride sorumluluk üstlenirseniz, o ekonomik programa sahip çıkacak mısınız?' sorusuna şu cevabı verdi: "Zaten şimdi de sahip çıkar durumdayız. Sayın Kemal Derviş görevden ayrıldıktan sonra da biz o programa sahip çıkmaya devam ediyoruz. Zaten sayın Derviş'i, IMF ve Dünya Bankası ile uzun süre yakın ilişkide bulunmuş bir ekonomisti, böyle bir programı istediğimiz için Türkiye'ye davet etmiştik. Çünkü bu konuda deneyiminden yararlanabilecektik. Fakat artık gerekli zemin hazırlanmış oldu. Çünkü aynı ekonomik politikayı sürdürmek için artık dışarıdan yardıma da ihtiyacımız kalmadı. Yeni Hazineden sorumlu Devlet Bakanı bu konuda çok bilinçli ve bilgili hareket ediyor. O bakımdan herhangi bir kaygı duyma nedeni yok. Tabi ekonomik olanaklarımız geliştikçe, ilerledikçe programımızda da daha geliştirici değişiklikler yapmamız doğaldır. Fakat şu sırada buna gerek duymuyoruz".

Reklam
Reklam

'Uzun zamandır liderler zirvesi yapılmıyor. Ancak Saadet Partisi'nin bir gensorusu vardı. Bu daha sonra geri alınmıştı. Şimdi bu gensoru ile birlikte hükümeti düşürme senaryosu söz konusu. 3 Kasım seçimlerinden caymak için bazı senaryolar ortada dolaşıyor. Liderler biraraya gelecek misiniz. ANAP'ın bu senaryodaki işlevi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?' sorusuna Ecevit, "Biz gerektikçe üç partinin liderleri arasında toplantıları, görüşmeleri yapıyoruz. Araya fazla bir zaman da girmiş değil. Düşünün ki bu hükümetten önceki hükümet döneminde Bakanlar Kurulu aylarca toplanmazdı. Şimdi Bakanlar Kurulu muntazam her hafta toplanıyor. Liderlerle de gerektikçe görüşüyoruz. Herhangi bir sorun o bakımdan yok. ANAP ile de hükümet içinde bir sorunumuz yok" karşılığını verdi.
Ecevit, 'Ulusal solu birleştirmekten bahsediyorsunuz ve bunu Başbakanlık binasında yapıyorsunuz. Acaba etik açısından bu doğru mu?' sorusu üzerine, "Bir kere 57. Hükümet'in icraatı hakkında gereken açıklamaları burada yapmam çok doğaldır. İşbaşında bulunan hükümet de başında DSP'nin bulunduğu bir hükümettir. Onun için hükümet binasında yapılan toplantıyı yadırgamamızın, anormal bir yanı yoktur" dedi.

Reklam
Reklam

Ecevit, 'Daha önce de birçok kez solda birlik çağrıları yapıldı. Bu çağrıyı yapmak için neden bu kadar beklediniz. Seçimlere iki ay kala bu çağrıyı yapmanızın özel bir nedeni var mı?' sorusunu, "Bir kere bütün sola bir çağrıda bulunmuş değilim. Ulusal solu benimseyenler ve demokratik sol düşüneyi bilinçli olarak özümsemiş olanlara kapımız her zaman açıktır, doğal olarak açıktır. Bunu şu aşamada yinelemenin, hatırlatmanın doğru olacağını düşündüm" diye cevaplandırdı.

"SEÇİMİN ERTELENMESİ KARARININ MECLİS GÜNDEMİNE GELECEĞİNE İNANMIYORUM" Ecevit, 'Seçimlerin ertelenmesi düşüncesini nasıl karşılıyor sunuz? Seçimlerin ertelenmesi doğru olur mu?' sorusuna, "Seçimlerin ertelenmesini en başta biz istemiştik. Bütün başka partiler hayır erken seçim yapılmalı diyorlardı. Fakat aradan birkaç hafta geçti geçmedi, şimdi hemen hemen bizim dışımızda bu ertelemeden söz eden yok. Uzatılsın düşünceleri var. Bu bakımdan istikrarlı davranan tek parti DSP'dir. Erken seçimi hiçbir zaman istemedik. Çünkü Türkiye'nin daha bu hükümetin önünde yapılacak işleri var. Biz bütün solu göz önünde tutmuyoruz. Solun içinde aslında solculukla ilgisi olmayan veya kalmamış olanlar da var. Örneğin bizden ayrılıp giden arkadaşlarımız gibi. Onların kurdukları partinin genel sekreteri geçen gün verdiği demeçte 'Biz solcu değiliz' demiştir. Aynı partinin genel başkanı da 'Galiba solcuyuz' demiştir. Yani solculukla iplerini koparmış olanlarla biraraya gelip solda birlik nasıl sağlanır bunu düşünmek zor. Kaldı ki bizim dışımızda öteden beri bizden farklı bir sol anlayışını benimseyen kuruluşlar da yer almıştır ve yer almaktadır. Onlarla da biraraya gelmemiz söz konusu değildir. Biz tutarlılığa, kararlılığa çok özen gösteren, ilkelere çok bağlı olan bir partiyiz. Onun için çağrıda bulunurken, elbette bu çerçeveyi de belirtmemiz doğaldır" karşılığını verdi.

Reklam
Reklam

'TBMM Ekim ayında toplandığında seçimin ertelenmesiyle ilgili bir çalışma gündeme gelirse destek verir misiniz?' sorusuna Ecevit, "Bunun artık zamanının geçtiği kanısındayız. Seçimlere çok az bir süre kaldı. Seçim takvimi hukukun gerektirdiği seçim takvimi her yönüyle uygulanmaya başladı. Artık bu konunun TBMM gündemine geleceğine ihtimal vermiyorum" cevabını verdi.

Ecevit, 'Anladığımız kadarıyla CHP ve YTP bu çağrının muhatabı değil, o zaman siz kimi çağırıyorsunuz?' sorusu üzerine, "Demokratik sol düşünceyi benimseyen, özümseyen pek çok kimsenin bulunduğu kanısındayım. Fakat son aylarda DSP'ye ve bana karşı çok yoğun bir kampanya açılmıştır. Bu kampanya da tabi ki bir takım kimseleri, kesimleri bir ölçüde etkilemiştir. Yani demokratik sol düşünceyi benimsemiş olanlar artık bu partiden uzaklaşma eğilimi içine girmişlerdi. "DSP artık bitti, dağıldı, Ecevit hasta, artık iyileşemez" bu havayı yayanlar tabi demokratik solu benimsemiş olanlarda da olumsuz etkiler yapmış olabilir. Onlara hayır biz yerimizdeyiz, sapasağlamız. Kararlılığımız, tutarlılığımız devam ediyor ve ulusal solu bu parti etkin bir şekilde temsil ediyor. Bunları hatırlatma gereği duyduk ve bir şekilde ben inanıyorum ki demokratik sol düşünceyi benimsemiş olanlar artık bu oyunlara gelemeyeceklerdir" dedi.

Reklam
Reklam

Ecevit, 'Bu konuda ilk mitinginizi nerede yapacak sınız?' sorusunu, "Türkiye'nin her yerinde seçim toplantıları yapacağız. Cumartesi Tekirdağ'da toplantımız var, ondan sonra Güneydoğu'da toplantılarımız olacak. Yalnız ulusal sol açısından değil, aynı zamanda hakça bir düzenin kurulması bakımından da DSP'nin öteden beri bilinen felsefesini yaymaya devam edeceğiz" diye cevaplandırdı.

"ULUSAL SOLA ÖNEM VERENLERE KAPIMIZ AÇIKTIR" Ecevit, 'Sözlerinizden çağrınızın kurumlardan çok kişilere yönelik olduğu anlışılıyor. Partinizden ayrılan milletvekilleri de bu kapsamda mı?' sorusuna, "Bir genel yanıt veremem buna. Sizin de söylediğiniz gibi biz kurumsal bir çağrı yapıyor değiliz. Onun için kişilerle ilgili olarak değişik yorumlar olabilir. Şimdi bizim grubumuzdan ayrılıp bir parti kurmaya çalışanlar belli ki boşlukta kaldılar. Yalnız, kurum olarak değil, aynı zamanda ideoloji bakımından da değişik bir durumda kaldılar. Onun için şu kurumda bulunanları birliğimize alırız gibi birşey söyleyebilecek durumda değilim. Onun için genel yanıt veremem bu sorunuza. Fakat dediğim gibi demokratik sol düşünceyi bilinçli olarak özümsemiş olanlara ve ulusal sola önem verenlere kapımız her zaman açıktır" cevabını verdi.

Reklam
Reklam

'Partinizdeki 9'lar Hareketi de solda birlik çağrısı yaptı ve 6'sı partinizden koptu. Gelinen noktada siz de birlik çağrısı yapıyorsunuz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine Ecevit, "Bu birlik çağrısına muhatap olmuyor o arkadaşlar tabi. Kendi görüşleri, kendi düşüncelir vardır. Onun sonucunda tavırlarını sürdürüyorlar. Bir kısmı sürdürüyor, bir kısmı ayrıldı. Sonra bu 9'lar Hareketi'ni ben hiçbir zaman ilke olarak uygun bulmadım. Çünkü bu bir hizip anlamına geliyordu" dedi.

Ecevit, 'Solcuyum diyen bazı siyasetçiler hiper-liberal tutumlar takındılar. Ulusal sol denildiği zaman da çok katı, küreselleşmeye, uluslararası kuruluşlara karşı, bazı konularda aşırı milliyetçi bir takım politikalar akla geliyor. Bu Ulusal Sol tanımınızı açıklar mısınız?' sorusunu, "Ulusal solun bir kere ulusal tabirinin yadırganmasını yadırgıyorum. Çünkü her ulus kendi haklarına sahip çıkmak zorundadır. Her ulusun kendi çıkarları doğrultusunda ulusal politikalara gereksinmesi vardır. Benim yadırgadığım Türkiye'deki bazı entellektüellerin solculukla ulusallığı birarada düşünememeleridir. Milliyetçi olmak bir kimsenin milletine sahip çıkmasının doğal gereğidir. Bizim Ulusal Sol'da anladığımız herşeyden önce Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütünlüğünü, birliğini savunmak ve haklarına sahip çıkmaktır. Solculuk buna karşı değildir. Eğer solculuk buna karşı olsaydı dünyada solculuk, sosyal demokratlık gelişemezdi" diye cevaplandırdı.

Reklam
Reklam

"BİZ KAZANMAK İÇİN ELİMİZDEN GELEN MÜCADELEYİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Ecevit, 'DSP'nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağını söylediniz. Üç buçuk yıllık hükümetiniz döneminde köylüsünden işçi ve memuruna kadar çok geniş bir kesimin canı yandı. Hangi propagandayla gidip bu kesimlerin oyunu alacaksınız?' sorusu üzerine, "Zaten onun içindir ki biz 2004 Nisan'ından önce seçimlerin yapılmasını doğru bulmadığımızı söylemiştik. Bu hükümet döneminde başlattığımız, gerçekleştirdiğimiz reformların semerelerini henüz halkımıza ulaştıramadık. Bunun için zamana ihtiyacımız vardı ve bu olanağı gerçekleştirebilmek için bizim bir süre daha iktidarda kalmaya gereksinimimiz, zorunluluğumuz vardı. Neler yaptığımızı halkımıza anlatmamız gerekiyordu. Koalisyon ortaklarımız bir toplantımızda Nisan 2000'den önce erken seçim yapılmayacağını kamuoyuna ilan edelim dediler. Fakat 15 gün kadar bir süre geçtikten sonra nedense hala anlayamadığım bir nedenle konuyu liderler toplantısına getirmeden koalisyon ortakları parti kararı olarak erken seçimi ilan ettiler. Tabi bunu çok yadırgadım. Ne değişmişti arada 15-20 gün içinde bir sonuca varılmıştı, anlayamamıştım. Benim anlamadığım medyanın etkisiyle ve bazı partilerin etkisiyle biz erken seçim istiyoruz diyenler bu konuda neden bir gerçekçi bir değerlendirme yapmadılar. Oysa erken seçim istemenin ayıp bir tarafı yoktur. Artık erken seçim kaçınılmaz hale gelmiştir. Şunu da hatırlatmak isterim maalesef erken seçim kampanyası açanların başında sayın Kemal Derviş geliyor. Durup dururken erken seçim istemeye başladı. Oysa kendisinin katkısıyla geliştirilen programın uygulanması bakımından zamana ihtiyacımız olduğunu biliyordu. Buna rağmen neden böyle bir açıklama yaptı onu da anlayabilmiş değilim" dedi.

Reklam
Reklam

Ecevit, 'Seçimlerden beklediğiniz sonucu alamazsanız, siyaseti bırakmayı düşünüyor musunuz?' sorusuna, "Böyle varsayımlar üzerinde durmak, bir seçim kampanyası döneminde doğru olmaz. Biz kazanmak için elimizden gelen mücadeleyi yapmaya devam edeceğiz" cevabını verdi.

'Kemal Derviş tarafından şekillendirilmiş program sizin ölçütlerinizle ulusal bir program mıdır?' sorusu üzerine Ecevit, "Tabi efendim. Bir ulusun esenliği için geliştirilen her program aynı zamanda ulusal bir programdır, onun da şaşılacak bir tarafı yoktur" dedi.

'Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sayın Uğur Ziyal ABD'ye gitti. Ziyal'le birlikte iki generalin de gittiği söyleniyor. Dün de ABD Başkan Yardımcısı Irak'la ilgili çok sert bir açıklama yaptı. Irak'la ilgili belli bir noktaya gelindi mi?' sorusuna Ecevit, "Belli bir noktaya gelindiğinden emin değilim. Çünkü ABD'de iş başında bulunan Bush yönetimi Irak'a askeri müdahale konusunda kararlılığını açıklıyor. Ancak aynı yönetim içinde farklı düşünenler de var. Kongre içinde değişik düşünenler var" karşılığını verdi.

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın