"Statümüzün düşürülmesini istiyorlar"

NEW YORK (İHA) - KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, 57 üyeden oluşan İslam Konferansı Örgütü'nün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin örgütteki statüsünün "Müslüman Kıbrıs Türk Toplumu"ndan Annan Planı'nda yer aldığı şekliyle "Kıbrıs Türk Devleti"ne yükseltilmesi yönünde aldığı bağımsız ve egemen karardan geri dönmesi gerektiği yönünde bazı çevreler tarafından yapılan çağrıya uymasının, örgütün otoritesini ve prestijini kaybedeceği anlamına geleceği uyarısında bulundu.

Reklam
Reklam

Denktaş, İKÖ'nün geçen haziranda İstanbul'da yapılan 31. Dönem Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin örgütteki statüsünün, "Kıbrıs Türk Devleti"ne yükseltilmesi kararı aldığına işaret ederek, bu kararın İKÖ'nün kendi egemen kararı olduğunu ve bundan geri dönülmemesi gerektiğini belirtti.

Denktaş, "Kıbrıs Türk Devleti" statüsünün düşürülmesi yönünde talepte bulunan çevrelerin amacının, KKTC'nin 4-5 Ekim tarihlerinde İstanbul'da yer alacak İKÖ-AB Formu'na katılmasının önlenmesi olduğuna dikkati çekti.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, New York'ta dün yapılan İKÖ Dışişleri Bakanları Eşgüdüm Komitesi Yıllık Koordinasyon Toplantısı'nda üye ülkelerin dışişleri bakanlarına hitap etti.

Serdar Denktaş'ın KKTC saatiyle saat 16:00 sıralarında başlayan Genel Kurul'daki konuşması sırasında, unvanı "Deputy Prime Minister and Foreign Minister" (Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı. Kıbrıs Türk Devleti) olarak verildi.

Reklam
Reklam

Konuşmasının büyük bölümünde Kıbrıs konusunda gelinen son aşamayla ilgili İslam ülkeleri dışişleri bakanlarına geniş bilgi veren Denktaş, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın kendi adıyla anılan ve 31 Mart'ta son şekli verilerek taraflara sunulan kapsamlı çözüm planının, KKTC ve Güney Kıbrıs'ta 24 Nisan'da eş zamanlı olarak iki halkın referandumuna sunulduğunu anımsattı.

Referandumdan çıkan sonucun, Rumların Ada'da Kıbrıslı Türklerle güç paylaşımına gitmeye hazır olmadıklarını açıkça gösterdiğini vurgulayan Serdar Denktaş, "Rum tarafından çıkan güçlü 'hayır', Rumların, Kıbrıslı Türklerle güç paylaşımına gitmeye hazır olmadıklarını ve Aralık 1963'te silah zoruyla gasbettikleri 'Kıbrıs Cumhuriyeti' unvanının kendilerine sağladığı avantajlardan yararlanmaya devam etmeyi tercih ettiklerini açıkça kanıtlamıştır" dedi.

Reklam
Reklam

Kıbrıslı Türklerin referandumda, adanın yeniden birleşmesini öngören Annan Planı'na yüzde 65 gibi büyük bir oranla "evet" diyerek, çözüm iradesini güçlü biçimde ortaya koyduğunu, ancak Rumların plana yüzde 75 oranında "hayır" oyu verdiğini anımsatan Denktaş, "Kıbrıslı Türklerin, iki halkın siyasi eşitliğine dayalı, iki bölgeli kapsamlı anlaşma için güçlü bir irade ortaya koyduğunu referandumdan çıkan sonuç açıkça göstermiştir" şeklinde konuştu.

Serdar Denktaş, "Referandumdan çıkan bu sonuç, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, Ada'nın yeniden birleştirilerek, 1 Mayıs 2004'te bir bütün olarak Avrupa Birliği'ne üye olması hedefine ilişkin çabalarının, Rum tarafının güçlü 'hayır'ı nedeniyle başarıyla sonuçlanamadığı anlamına geliyor" dedi.

40 yılı aşkın süredir haksız yere uygulanan izolasyonların sona erdirilmesi konusunda Kıbrıslı Türklerin, İslam Konferansı Örgütü, Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nden her zamankinden daha çok desteğe ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Serdar Denktaş, izolasyonların ve ambargoların artık kaldırılması gerektiğini kaydederek, çözüm iradesi ortaya koyan ve bunu sürdürmekte kararlı olan Kıbrıslı Türklerin cezalandırılamayacağının ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarının teslim edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Reklam
Reklam

Kıbrıs Türk halkının haklı davasına ve İKÖ'deki statüsünün yükseltilmesine destek veren İKÖ'nün, Kıbrıs Türklerine uygulanan izolasyonlara son verilmesi için uğraş vermeye devam edeceğine inanç belirten Denktaş, izolasyonların kaldırılmasının başta AB ile ABD olmak üzere uluslararası topluluğun görevi olduğunu söyledi Bakan Denktaş, şöyle konuştu:

"Kıbrıslı Türklerin kendi paylarına düşeni yaptıkları ve daha fazla cezalandırılmalarının adil olmayacağı gerçeği, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 28 Nisan tarihinde yaptığı açıklamada açıkça yansıtılmaktadır. Annan bu açıklamasında, 'Kıbrıslı Türkleri, öneriler lehinde cesaretli biçimde oy kullandıkları için selamlıyorum. Kıbrıslı Türklerin, Ada'nın diğer tarafında referandumdan çıkan sonuçtan dolayı cezalandırılmamaları için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız' demiştir. Avrupa Birliği ve uluslararası topluluk, KKTC halkını referandumda "evet" demeye teşvik etti ve halkımızın iyi niyetinin karşılıksız kalmayacağı teminatı verdi. Uluslararası topluluk ayrıca, KKTC halkına uygulanan insanlık dışı izolasyonların, referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun, kaldırılacağı vaadinde bulundu.

Reklam
Reklam

Kıbrıslı Türkler, kendilerine düşeni yapmışlar ve eşitliğe ve ortaklığa dayalı siyasi bir çözüme yönünde güçlü irade göstermişlerdir. Ancak, planı reddeden Rum tarafı AB üyeliğiyle ödüllendirilirken, Kıbrıslı Türkler kendi haline bırakılmış ve uluslararası toplulukça verilen sözlerin hiçbiri bugüne kadar yerine getirilmemiştir."

BM çözüm planını reddeden Rum tarafı Avrupa Birliği (AB) lüyesi olurken, planı onaylayan Kıbrıs Türk tarafının AB dışında kalması ve yasadışı kısıtlamalarla ambargolara maruz kalmaya devam etmesi gerçeğinden ortaya çıkan adil olmayan durumu düzeltmek için uluslararası topluluğun önlemler alması zamanının geldiğine inandıklarını ifade etti.

Bakan Denktaş, "Uluslararası topluluğa, Kıbrıslı Türklere uygulanan insanlık dışı ve yasadışı ambargoların kaldırılmasına yardımcı olmaları çağrısında bulunuyoruz. Bunun yapılarak, yardım elinin uzatılmasıyla özgür insanlar olarak ticaret yapabilmemizi, iletişim kurabilmemizi ve 40 yıldır süren anlamsız kısıtlamalar dolayısıyla ekonomimizde meydana gelen hasarın tamir edilmesini sağlayacaksınız" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Rumların kapsamlı BM çözüm planını reddetmekle ortaya çıkan çıkmazın, kendilerine Kıbrıslı Türkleri temsil etme, onlar adına konuşma ve onları dünyadan izole etmeye devam etme hakkı vermeyeceği açıkça söylenmedikçe, Rum tarafının Kıbrıs'ta siyasi bir çözüme yanaşmayacağının gayet açık olduğunu belirten Bakan Denktaş, adil olmayan ambargoların kaldırılması halinde Rumların bir çözüme yanaşabileceğini söyledi.

Konuşmasında, 57 üyeden oluşan İslam Konferansı Örgütü'nün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin örgütteki statüsünün "Müslüman Kıbrıs Türk Toplumu"ndan Annan Planı'nda yer aldığı şekliyle "Kıbrıs Türk Devleti"ne yükseltilmesi yönünde aldığı bağımsız ve egemen karardan geri dönmesi gerektiği yönünde bazı çevreler tarafından çağrı yapıldığına işaret eden Denktaş, örgütün bu çağrıya uymasının, uluslararası alandaki otoritesini ve prestijini kaybedeceği anlamına geleceği uyarısında bulundu.
Bakan Denktaş, "Kıbrıs Türk Devleti" statüsünün düşürülmesi yönünde talepte bulunan çevrelerin amacının, KKTC'nin 4-5 Ekim tarihlerinde İstanbul'da yer alacak İKÖ-AB Formu'na katılmasının önlenmesi olduğuna dikkati çekti.

Reklam
Reklam

Denktaş, Kıbrıs Türk Halkının, İKÖ üyesi ülkelerin adil olmayan bu talebi kesinlikle reddedeceğinden ve bu yöndeki baskıları geri püskürteceğinden emin olduğunu da söyledi.

Serdar Denktaş, İKÖ tarafından Haziran'da alınan söz konusu kararla, Kıbrıs'ta iki halkın siyasi açıdan eşit olduğunun vurgulandığını ve direkt ulaşımda, ticarette, turizmde, kültür faaliyetlerinde, bilgiye ulaşmada, yatırımda ve spor aktivitelerinde karşılaştığı engellerin önünü açacak insanlık dışı tecridin kaldırılmasının üstesinden gelmede Kıbrıslı Türklere yardımcı olunması gerektiğinin altının çizildiğini anımsattı.

Bakan Denktaş, konuşmasının sonunda Kıbrıs Türk halkının İKÖ'deki nihai hedefinin, örgüte tam üye olmak olduğunu belirtti ve bununla KKTC halkının dünya ülkeleri arasındaki haklı yerini alacağını bildirdi.

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın