İnsanların, hayvanların ve diğer canlıların hayatta kalabilmeleri için yaşam pınarı olarak bilinen suya ihtiyaçları vardır. Su olmadan hayatın devam edebilmesi söz konusu dahi değildir. Saydam bir sıvı olarak bilinen su sıvı halde olmasının yanı sıra donduğu zaman katı şekle de geçebilmektedir. Bunun yanı sıra su çok kaynadığı zaman ortaya buhar çıkmaktadır. Bu buharda suyun gaz hali olarak betimlenmektedir. Su doğada çeşitli etkenlerden kaynaklı farklı renklerde görülebilmektedir.
Suyun bünyesinde çeşitli moleküller mevcuttur. Bu moleküller bulundukları ortamda ışık varsa farklı renkte görülebilmekte ve bu durum suyun rengini farklı bir şekilde yansıtabilmektedir. Suyun değişik renklerde görülmesinin altında yatan asıl neden yapısında bulunan su moleküllerinin kırmızı dalga boyunda yer alan ışınları emmesi ile bağlantılıdır.
Bilimsel olarak konuya bakıldığında bir dalga döngüsü içerisinde yinelenen birimler bulunmaktadır. Bu birimler arasında belli bir mesafe vardır. Bu mesafe bilimsel açıdan kırmızı veya kızıl dalga boyu olarak tabir edilmektedir.
Su genel olarak herhangi bir renge sahip olmayan bir yapıdadır. Bu durum bünyesinde barındırdığı moleküllerin içerdiği niteliklerden kaynaklıdır. Yaşam kaynağımız olarak öne çıkan suyun kendine has birtakım özellikleri de mevcuttur. Bu bağlamda suyun genel özellikleri şu şekildedir:
Suyun kendine has herhangi bir rengi yoktur. Su normal koşullarda lezzeti, kokusu, rengi olmayan, doğada çok fazla oranda bulunan bir madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Suyun rengi şeffaf olmasına rağmen içerisinde yer alan su moleküllerinden dolayı farklı renklere bürünebilmektedir. 1 oksijen ve 2 hidrojen atomundan meydana gelen bu maddenin rengi deniz, havuz gibi ortamlarda bizlere mavi tonlarda görülmektedir.
Suyun rengini mavi olarak görmemizin ana sebebi su moleküllerinin ışığı emmesinden dolayıdır. Ayrıca güneşli bir havada su molekülleri güneşten yansıyan çeşitli ışınları emmektedir. Yoğurma olarak da tabir edilen bu emme durumunda deniz, havuz gibi yerlerde bulunan suyun rengi mavi tonlarda karşımıza çıkmaktadır.
Kırmızı ya da kızıl dalga boylarında oluşan ışınlar, su molekülleri tarafından yoğurma olayına maruz kalmaktadır. Bu durum moleküllerin yapısında bulunan titreşim enerjisini harekete geçirmektedir. Titreşim enerjisinde yaşanan birtakım değişimler neticesinde suyun rengi mavi olarak görülmeye başlamaktadır. Ayrıca bu mavi renk suyun kütlesindeki derinlik fazlalaşmaya başlayınca daha da koyu bir hale gelmektedir. Benzer durum suyun katılaşıp buz forma gelmesinde de görülebilir. Buz ne kadar kalın bir hale gelirse rengi o kadar mavi olmaktadır.