ANKARA (İHA) - Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, İngiltere'de gözaltına alınan 3 Türk'ün meydana gelen 2 saldırıyla ilgisinin bulunmadığının belirlendiğini bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Çalışkan, Haftalık Olağan Basın Toplantısı'nda Polis Koleji Aday Tespit Sınavı ile ilgili bilgi verdi. Çalışkan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 81 il merkezinde 12 Haziran 2005 tarihinde gerçekleştirilen polis koleji aday tespit sınavına 152 bin 171 bayan, 213 bin 38 erkek aday olmak üzere, toplam 365 bin 209 kişi başvurduğunu belirterek, sınava müracaat eden erkek adaylar arasından İstanbul ilinden Doğan Yağız Küsmez'in 500 puanla 1., Manisa ilinden Ahmet Karaduman'ın 498.057 puanla 2., Kocaeli ilinden Arda Küçükgüven'in 498.057 puanla 3. olduğunu belirtti. Çalışkan, sınava müracaat eden bayan adaylar arasından ise Isparta ilinden Esra Şimşek'in 499.658 puanla 1., Tekirdağ ilinden Ayşe Nur Sezer'in 495.527 puanla 2., İstanbul ilinden Hümeyra Demirkıran'ın ise 494.998 puanla 3. olduğunu kaydetti.
Atlı polis grup amirlikleri hakkında da bilgi veren Çalışkan, Ankara'da 59 personel ve 31 adet atla görevine devam ettiğini, İzmir'de ise 17 personel ve 5 atın birimde bulunduğunu ifade etti. 11 il emniyet müdürlüğü ve ilçelerinde 195 personelin 253 bisikletle görev yaptığını söyleyen Çalışkan, 38 il emniyet müdürlüğü ve ilçelerinde bin 557 personelin ve 751 motosikletle görev yaptığını vurguladı.
Yaz mevsimi süresince tarımsal faaliyetlerin yoğunlaşması, yurtdışından tatillerini geçirmek üzere gelen vatandaşlar ve turist sayısındaki artışlar, okulların tatile girmesi ve çalışan insanların tatillerini geçirmek üzere sahil bölgelerine gitmek üzere yola çıkmaları, piknik yapmak amacıyla vatandaşların mesire alanlarına gidiş-dönüş yapmaları ve düzenlenen kültürel etkinliklerle festivaller nedeniyle yaz aylarında trafik yoğunluğunun önemli ölçüde artırdığına işaret eden Çalışkan, yaz aylarında trafik yoğunlunun başta şehirlerarası karayollarında artması nedeniyle meydana gelen trafik kazaları ve kaza sonucu ölüm ve yaralanmalara paralel olarak artışlar meydana geldiğini kaydetti.
Çalışkan, 2004 yılı içerisinde meydana gelen kazaların yüzde 43'ünün yaz aylarını kapsayan Haziran-Ekim döneminde, ölümlerin ise yüzde 50'sinin bu dönemde meydana geldiğini açıklayarak, "2005 yılının ilk 6 aylık dilimi incelendiğinde, 2004 yılının aynı dönemine göre kaza sayısında yüzde 17, yaralanmalarda ise yüzde 14'lük artış meydana gelmişken, kaza sonucu ölümlerde oran değişmemiştir. 2005 yılının ilk aylarında ölümlerde azalma gözlemlenirken yaz aylarına girdiğimiz Mayıs ayında yüzde 0.82 artış olmuş, Haziran ayında ise geçen yıla göre artış veya azalış olmamıştır" şeklinde konuştu.
Çalışkan, meydana gelen kazaların büyük bir kısmının sürücüden kaynaklandığına dikkat çekerek, 2004 yılındaki kazaların yüzde 98'sinin sürücü kusuru, yüzde 2'sinin ise yaya, yolcu, araç ve yol kusuru nedeniyle meydana geldiğini ifade etti.
Çalışkan sürücülere şu uyarılarda bulundu:
"Bu nedenle sürücülerimizden aşırı hız, yakın takip, hatalı sollama, alkollü olarak araç kullanma, emniyet kemeri takmama, uykusuz, yorgun ve dalgın araç kullanmamalarını, trafik ışık, işaret ve işaretçilerine uymalarını, yayalara ilk geçiş hakkını vermelerini, araçlarını teknik şartlara uygun bulundurmalarını istiyoruz. Bu tedbirlerin, trafik güvenliğinin oluşmasına katkı sağlayacağı gibi can ve mal kayıplarını da önleyeceğini bir kez daha duyurmak istiyorum."
BELEDİYE BAŞKANI'NIN KAÇIRILMASI Bir gazetede yayınlanan haberde İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı'nın 100 El Kaide üyesi olduğu ve Kasım'da da eylem beklediklerini söylediği hatırlatılarak, "Bu haber doğru mu, bir emniyet görevlisinin böyle bir açıklama yapması doğru mu?" yönündeki soru üzerine Çalışkan, haberde kullanılan ifadelerin abartılı, yanlış olduğu ve sansasyonel nitelikli ifadeler olduğunu belirterek, "Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ulaşın ya da İstanbul'da da ulaşan 'Bir saldırı beklentisi' yok. Türkiye en güvenlik ülkelerden birisidir. Terör konusunda çok deneyimlidir. İstanbul'daki saldırılardan öncede sonrada bütün örgütlerle ilgili mücadele için istihbarı faaliyetlerimizi yapmaktayız. Arkadaşlarımız elinden geleni yapmakta. Bu sayıların ve haberin r biraz abartılı ve sansasyonel olduğunu düşünüyorum. İstanbul Valiliği de ayrıntılı bir açıklama yapacaktır. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bu konularda bu tür istihbarı bilgi yok" diye cevap verdi.
İngiltere'de gözaltına alınan 3 Türk'ün durumuyla ilgili bir soru üzerine de Çalışkan, "İlgili birimlerimiz, İngiltere'deki ilgili birimlerle işbirliği içerisinde görüştüler. Yakalanan 3 Türk vatandaşının özellikle son 2 iki olayla bir bilgisinin olmadığı şeklinde ilk aldığımız bilgi. Terörle mücadele kapsamında gözaltına alındığı yönünde bilgimiz var. Soruşturma İngiliz makamlarınca gizlilik içerisinde sürdürülüyor" dedi.
"Türkiye'de her hangi bir olaya karıştıkları belirlendi mi?" şeklindeki bir başka soruya Çalışkan, "İnterpol vasıtasıyla kimlik bilgileri istedik. İlk etapta böyle bir şeyin olmadığı anlaşılıyor" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin tatil bölgelerinde meydana gelen terör saldırılarını hatırlatması ve "Bir güvenlik zafiyeti mi?" yönünde soru sorması üzerine Çalışkan şöyle cevap verdi:
"Bütün ülkeler kendine yönelik tehditlerle ilgili en üst seviye önlem almakta. Bizde terörle mücadele en deneyimli ülkelerden birisiyiz. Terörün nerede ne zaman olacağını tamamen önlemek mümkün değil. En üst düzeyde bütün tedbirleri almaktayız, ama zaman zaman üzücü olaylar meydana gelebiliyor."
Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Belediye Başkanı ile ilgili bir gelişme olup olmadığı yönünde ise Çalışkan, "Jandarma birimleri arkadaşlarımızla koordine halinde çalda göre artış veya azalıışma yapıyor. Bana intikal eden bir bilgi yok" açıklamasında bulundu. Telefon dinleme konusunda Çalışkan, "Güvenlik güçleri kanunun kendilerine verdiği yetkileri kullanabilir. Yetkisiz bir şey yapamaz. 1 Haziran'dan itibaren önleyici hizmetlerde bazı aksamalar meydana gelmişti. Onlar da yeni yasayla düzenlendi. Terörle mücadele Yasası ile komisyonlar oluşturdu. Bütün kurumlarımdan arkadaşlarımız çalışıyor. Terörle mücadele ederken insanların demokratik haklarını korumak önemli. Bu önemli denge. Demokrasilerde kitlesel gösteriler siyasal bütünün bir parçası olarak kabul edilir. Bu haklarda Anayasa'da düzenlenir. Devlet barışçı bir şekilde bir araya gelme hakkını korur. Ancak, Anayasa bu hakların kanunla sınırlandırılabileceğini belirtmekte. Suça teşvik eden, bölücü, yıkıcı, irticai terör örgütlerini öven nitelikteki eylemler cezalandırılır. Bunun için Terörle Mücadele Kanunu'nda bu hassas denge korunarak aksama varsa yeni düzenlemeler yapılacaktır" şeklinde sözlerini tamamladı.