Bazı kitaplar vardır, günler geçse de karakterleri, cümleleri, hatta bazı sahneleri aklınızdan çıkmaz ve sokakta yürürken ya da bir şarkı dinlerken bile aklına gelir. İşte, biz de bu etkiyi yaratacak kitaplardan oluşan bir seçki yaptık. Her biri, hayata başka bir pencereden bakmanızı sağlayan kitaplar, Kimi bir iç hesaplaşmayı kimi adaleti kimi de özgürlüğü sorgulatıyor ve hepsinin ortak noktasıysa bitirdikten sonra sizi eskisi gibi bırakmamaları. Kitapları görmek için gelin, içeriğe geçelim!
Hermann Hesse’nin Siddhartha adlı romanı, bir insanın kendini bulma yolculuğunu anlatan derin ve etkileyici bir hikaye. Gautama Buda döneminde Siddhartha adlı bir adamın kendini keşfetme yolculuğunu konu alan roman, huzuru dışarıda değil kendi içinde bulması gerektiğini fark ettikçe yaşadığı dönüşümü gözler önüne seriyor. Kuşaklar boyunca bir kılavuz kitap olma özelliğini koruyan Siddhartha, insanın iç benliğini bularak toplumun dayattığı kalıplardan sıyrılabileceğini gösteriyor.
Kullanıcılar ne diyor?
Siddhartha kitabının yanında Victor Hugo | Bir İdam Mahkumunun Son Günü ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Algernon’a Çiçekler, zeka seviyesi düşük bir adamın, deneysel bir ameliyatla üstün zekalı hale gelmesini ve ardından yaşadıklarını anlatan dokunaklı bir roman. Charlie’nin dünyayı çocuk saflığında algılayışından dahi bir zekanın yükünü taşıyışına kadar tüm değişimini izliyorsun. Algernon isimli fareyle arasında kurduğu bağ ise kitabın en hüzünlü yanlarından biri. Algernon'a Çiçekler, bitirdiğinizde insan olmanın ne demek olduğunu sorgulatan, kalbinizde uzun süre yer edecek bir hikaye.
Kullanıcılar ne diyor?
Algernon'a Çiçekler kitabının yanında Fyodor Mihayloviç Dostoyevski | Karamazov Kardeşler ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Martin Eden romanında Jack London, Amerikan Rüyası'nın herkese açık olduğu iddiasını sorgular ve bu idealin gerçekleşme olasılığını eleştirir. Martin Eden karakteri, aşkı için eğitimsiz bir genç işçiden başarılı bir yazar olma yolunda çıktığı serüvende, Amerikan toplumunun sınıf farklarını ve idealizminin çelişkilerini deneyimler. London'ın kendi yaşamından izler taşıyan eser, hayallerin peşinden gitmenin güzelliğini anlatırken insanın kendi değerini başkalarının gözünde aramasının ne kadar yıpratıcı olabileceğini de gösteriyor.
Kullanıcılar ne diyor?
Martin Eden kitabının yanında İhsan Oktay Anar | Puslu Kıtalar Atlası ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek kitabı, 1930’ların Amerika’sında ırkçılığın ve önyargının kol gezdiği bir kasabada geçiyor. Küçük bir çocuğun gözünden adalet, insanlık ve vicdan temalarını işleyen bu roman, okuru hem hüzünlendiriyor hem de düşündürüyor. Babası haksız yere suçlanan bir adamı savunurken küçük kahramanımız Scout, dünyadaki eşitsizlikleri ilk kez fark ediyor. İnsanın insan oluşunu sorgulayan Bülbülü Öldürmek, Harper Lee'nin akıcı dili ve canlı karakterleriyle sizi Amerika'nın Güney'inin sıcak atmosferine taşıyacak.
Kullanıcılar ne diyor?
Bülbülü Öldürmek kitabının yanında Knut Hamsun | Açlık ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya romanı, her şeyin sistemli, duyguların bastırıldığı ve insanların “mutluluk” adı altında yönlendirildiği distopik bir geleceği anlatıyor. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırmanın hipnopedya -uykuda eğitim- ile sağlandığı evrende Huxley, teknolojinin ve konforun insan ruhunu nasıl uyuşturabileceğini çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor. "Herkesin herkes için" olduğu bu distopik dünyada, herkes mutlu gibi görünse de Huxley, bizi kitap boyunca bireyin özgünlüğü ve macerası üzerine derinlemesine bir analize de itiyor.
Kullanıcılar ne diyor?
Cesur Yeni Dünya kitabının yanında Franz Kafka | Dönüşüm ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Albert Camus’nün Düşüş romanı, başarılı bir avukatın bir gecede hayatının düşüşe geçmesini anlatıyor. Jean-Baptiste Clamence, hayatını kusursuz sanırken bir olayla içindeki karanlıkla tanışıyor. Hikaye ilerledikçe, aslında hepimizin “masum” sandığı benliğimizin ne kadar ikiyüzlü olabileceğini fark ettiriyor. Camus, bu kısa ama sarsıcı romanda insanın kendine itiraf etmekten korktuğu yanlarını ustalıkla ortaya koyuyor. Düşüş, bitirdiğinizde “Ben olsam ne yapardım?” diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Kullanıcılar ne diyor?
Düşüş kitabının yanında Stefan Zweig | Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Ken Kesey’nin akıl hastanesinde geçen Guguk Kuşu kitabı, kuralların ve itaate dayalı düzenin içinde boğulan hastaların özgür ruhlu McMurphy’nin gelişiyle birlikte sisteme başkaldırmasını işliyor. Hikzye, delilikle akıllılık arasındaki çizgiyi belirsizleştiriyor ve gücü elinde tutanların kurduğu düzenin ne kadar baskıcı olabileceğini çarpıcı bir dille anlatıyor. Okurken hem gülümseten hem de içimizi burkan Guguk Kuşu, aynı zamanda yazarın en önemli metni olarak kabul edilen ve aynı isimle sinemaya uyarlanan bir eser.
Kullanıcılar ne diyor?
Guguk Kuşu kitabının yanında Lev Nikolayeviç Tolstoy | İnsan Neyle Yaşar? ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Aynı adla 1992 yılında Gary Sinise tarafından sinemaya uyarlanan Fareler ve İnsanlar, Büyük Buhran döneminde Kaliforniya'da geçen bir hikayeyi anlatıyor. Kitap, George Milton ve Lennie Small adında iki mevsimlik tarım işçisinin yoldaşlığını ve umutlarını izlerken zorlu ekonomik koşullar altında yaşayan insanların ve toplumdaki güç dinamiklerinin de portresini çiziyor. Kitap, insan doğasının derinliklerine inerken umut, dostluk ve yalnızlık gibi temaları ele alıyor.
Kullanıcılar ne diyor?
Fareler ve İnsanlar kitabının yanında Albert Camus | Yabancı ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
George Orwell’in 1984 romanı, birey olmanın suç sayıldığı, her hareketin izlendiği, düşünmenin bile yasak olduğu karanlık bir dünyayı anlatıyor. Totaliter rejimlerin insanı nasıl susturduğunu gözler önüne seren Orwell, siyasi bir distopyayı o kadar ustalıkla anlatıyor ki kitabı okurken kendinizi o karanlık dünyanın içinde bulmamak elde değil. Her sayfasında özgürlüğün ve düşünmenin değerini yeniden hatırlatan 1984, derin düşüncelere sevk eden ve uzun süre etkisini sürdürmeye devam eden çarpıcı bir klasik!
Kullanıcılar ne diyor?
1984 kitabının yanında Nikolay Vasilyeviç Gogol | Bir Delinin Anı Defteri: Palto-Burun-Petersburg Öyküleri Ve Fayton ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Erasmus’un Deliliğe Övgü kitabı, delilik tanrıçası Stultitia’nın ağzından yazılmış keskin bir toplum eleştirisi. Yazar, krallardan din adamlarına, filozoflardan tüccarlara kadar herkesi alaycı bir dille hicvediyor. Erasmus, mizahı zekice kullanarak insanın kendi kibirini ve sahte ciddiyetini yüzüne vururken mutluluğun ancak delilikle mümkün olduğunu iddia ediyor. Düşündürürken güldüren bu eser, yüzyıllar geçse de hem hicvin hem de methiyenin en bilgece örneklerinden biri olma özelliğini sürdürüyor.
Kullanıcılar ne diyor?
Deliliğe Övgü kitabının yanında Cemal Süreya | Üvercinka ürününe göz atmak isterseniz buraya tıklayın.
Umarız önerdiğimiz ürünleri beğenirsiniz. Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Mynet bağlantılardan gelir/komisyon elde edebilir. Satın alım sonrasında satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Mynet sorumlu değildir.