VAN (İHA) - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Araştırma Hastanesi'nde aşçılık yapan Erdal Gülüştür, 6 yıl önce evlendiği İran asıllı Türk vatandaşı Şilla ile 4 yaşındaki Furkan adındaki çocuğunun 13 gün önce kaçırıldığını iddia ederek, kendilerinden günlerdir haber alamadığını söyledi.
Van Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat eden baba Gülüştür, çocuğunun yurt dışına kaçırılmasından korktuğunu söyledi. İran'dan Türkiye'ye mülteci olarak gelen Şilla ile 1999 yılında severek evlendiklerini ve Furkan ismini verdikleri bir de erkek çocukları olduğunu belirten Erdal Gülüştür, kısa bir süre öncesine kadar sorunsuz bir hayat geçirdiklerini dile getirdi. Yaklaşık 13 gün önce akşam saatlerinde Halilağa Mahallesi'ndeki evine geldiğinde kapıyı kimsenin açmadığını kaydeden Gülüştür, "Yanımdaki anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğimde eşim ve çocuğum yoktu. Yaptığım aramada İsviçre'den gelen kayınbiraderim Nasir Rajabi'nin 'Size vize getirdim, imzalayacaksınız', diyerek eşimi ve çocuğumu evden götürdüğünü tespit ettim. Kayınbiraderim, 'Eşi işkence ediyormuş' diyerek Van Kadın Derneği'ne başvurmuş ve eşimi burada dernek üyesi 2 bayanla tanıştırmış. Türkçe bilmeyen eşime kayınbiraderim tarafından bazı evraklar imzalatılmış ve sağlık raporu almaları için İpekyolu Devlet Hastanesi'ne götürülmüş. Hastanede gördüğüm eşim ve çocuğumla birlikte polis merkezine gidip ifade verdik. Çıkıştan sonra bir daha eşim ve çocuğumu göremedim" dedi.
"AÇLIK GREVİNE BAŞLARIM" Eşi ve çocuğunun bulunması için açlık grevine başlayacağını vurgulayan Gülüştür şunları söyledi:
"Kayınbiraderim Van'da kadın dernekleri görüşmesine rağmen telefonda bana, annesinin bu kaçışı bir yıldır planladığını söyledi. 'Şimdi neredesin?' dediğimde ise, 'Ben İsviçre'deyim' diyor. Eşim ve çocuğum nerede dediğimde ise, 'Git ara, onları bul ve eve götür' şeklinde cevap veriyor. Kayınbiraderime eşim ve çocuğumun kimin yanında olduklarını sorduğumda ise, bana 2 telefon numarası veriyor ve bu numaralarda görüştüğünü belirtiyor. 2 telefonu da aradığımda Van Kadın Derneği çıkıyor. Derneğe gittiğimde ise bana, 'Nerede olduklarını bilemiyoruz' diyorlar. Eşimin yerini bir türlü bana söylemiyorlar. Yaptığım araştırmada ise çocuğum ve eşim adına Ankara'ya 2 uçak bileti kesilmiş; ama uçup uçmadıklarını dahi bilemiyorum. Van Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak eşim ve çocuğumun bulunmasını istedim. Bana çocuğumun yurt dışına çıkışının engelleneceği söylendi" diye konuştu.
6 yıllık mutlu evliliğinin hüsranla bitmesini istemediğini ifade eden Erdal Gülüştür, şok geçirdiğini ve ne yapacağımı bilmediğini söyledi. Eşi ve çocuğunun kimlerle ve nerede kaldıklarını merak ettiğini kaydeden Gülüştür, "Eğer ailesi istemiyorsa dahi iki medeni insan gibi oturup boşanırız; ama arada bir çocuk vardır. Bugün boşandığımızda çocuğun velayetini annesine veya bana da verebilirler. Ama annesine verirlerse, çocuğum İsviçre'ye gidecek ve eşimin ailesi gibi belki bir Hıristiyan olacaktır. Çocuğum 15 yıl sonra beni tanımayacak. Eşimin ablası ise İsviçre'den bana telefon açtı ve bana 'Van'daki kiliseye git, Feşrat isimli birini gör' dedi. Ben de o kiliseye giderek Feşrat'ı gördüm. Ondan sonra bir defa daha telefon açarak 'Senin eşin ve çocuğun 20 gün sonra İsviçre'ye gelecek. Sakın sana sunulan şartları geri çevirme. Boşanmaysa boşanacaksın. Çocuğun velayetini annesine vereceksin. Onları buraya aldırdıktan 3 ay sonra biz çocuk babasını istiyor diyerek seni buraya aldıracağız. Sen de bizler gibi Hıristiyan ve misyoner olacaksın. Bizim gibi sabah kiliseye gidip oradan da eve geleceksin' diye konuştu. Halbuki Van'dayken Müslümanlardı ve namaz kılıyorlardı" diye konuştu
İHA muhabirine telefonla açıklamada bulunan Van Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zozan Özgökçe ise, Nasir Rajabi isimli erkek kardeşiyle gelen İran asıllı Türk vatandaşı Şilla'ya, Adli Tıp raporu almak için yardımcı olduklarını; ancak sonraki gelişmelerle ilgilerinin bulunmadığını söyledi.