Estetik görünümüyle gökyüzünde şölen oluşturan ateş gökkuşağı son dönemde tekrardan gündeme geldi. Bilimsel çevrelerde Circumhorizontal Arc adıyla bilinen bu doğa olayı, bilhassa sosyal medyada büyük ilgi uyandırdı. Bazı kişiler tarafından deprem yorumlarının yapılmasına neden olurken tartışmaları da beraberinde getirdi. Bu doğa olayının nasıl oluştuğu ve tehlikeli olup olmadığı merak edilmektedir. Peki, ateş gökkuşağı neden olur?
Ateş gökkuşağı, nadir görülen bir doğa olayıdır. Güneş ışığının sirüs bulutlarının içinde bulunan buz kristallerinde kırılmasından dolayı bu görüntü ortaya çıkar. Nadir görülmesinin sebeplerinden biri ufuk sıcaklığının 58 derecenin üzerinde olduğu durumlarda ortaya çıkmasıdır.
Ateş gökkuşağı adlandırılan bu doğa olayı Güneş'ten gelen ışınların buz kristallerine çarpması sonucunda ortaya çıkar. Buz kristallerinin altıgen olması sebebiyle güneş ışıkları birden fazla renkte görülür. Gökkuşağının renkleri kırmızıdan mora kadar sıralanır. Ateş gökkuşağı ve normal gökkuşağının arasında en büyük fark renklerinin daha az belirgin olmasıdır. Bu da buz kristallerinin daha küçük yapıya sahip olmasından kaynaklanır.
Ateş gökkuşağı nadir olmakla beraber bahar ve yaz aylarında ortaya çıkar. Bu dönemde gökyüzündeki nem oranı oldukça yüksektir. Bu da buz kristallerinin ortaya çıkmasına olanak sağlar.
Ateş gökkuşağı çoğunlukla yüksek rakımlı yerlerde ortaya çıkar. Bunun nedeni ise yüksek yerlerdeki buz kristallerinin daha fazla olmasıdır.
Sıklıkla merak edilen konulardan biri de "Ateş gökkuşağı tehlikeli mi?" sorusunun yanıtıdır. Bunun sebebi ateş gökkuşağının deprem habercisi olduğuna yönelik yayılan bir inanıştır. Bu görüşe dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmaz. Bu doğa olayının depremle ilişkilendirilmesi genellikle deprem önce görülen ışıklarla karıştırılmasıdır. Bilhassa sosyal medyada ateş gökkuşağının deprem habercisi olduğuna yönelik paylaşımlar yaygın olsa da bunun herhangi bir kanıtı yoktur. Dolayısıyla ateş gökkuşağının deprem ile bir ilişkisi bulunmaz.