Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul, Türkiye’yi ziyareti çerçevesinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Ankara’da bir araya geldi.

Bakan Fidan görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu ve önemli değerlendirmelere yer verdi. Fidan'ın yaptığı açıklamalardan öne çıkan satır başlar şu şekilde:
"Gümrük birliğinin güncellemesine yönelik müzakerelere vakit kaybetmeden başlamamız gerekmekte.

Vize serbestisi diyaloğunun yeniden canlandırılması için karşılıklı niyet beyanını tekrarladık. Bu alandaki ilerlemenin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracağına inanıyoruz.
AB ilişkileri ve ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları da görüştük. Bunların başında güncel olarak Gazze gelmekte. İki taraf olarak Gazze'deki ateşkesin devamlılığı, insani yardımların kesintisiz girmesi, savaşın kalıcı bir biçimde bitmesini teyit ettik. İki devletli çözümün bölgedeki kalıcı barışın adımı olacağını konuştuk. "Avrupa'nın ve özellikle Almanya'nın, Filistin ve Gazze ile ilgili olarak atacağı adımların büyük değer taşıyacağını ifade ettik.
Türkiye sağlanan mutabakatın uygulanmasına yönelik üzerine düşeni yaptığı gibi bundan sonrasında da fazlasıyla yapmaya hazır.
Bakanlık olarak, bir büyükelçimizi insani yardımlar koordinatörü olarak görevlendirdik. Gazze'nin yeniden imarına yönelik çabalara aktif destek vermeyi sürdüreceğiz.
Suriye'deki durumu da ele aldık. Entegrasyon sürecinin Suriye'ye somut katkılar getirmesini bekliyoruz. Suriye Hükûmeti’nin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda muhtemel barış senaryolarının ne olabileceğini konuştuk. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü önemli. Türkiye'deki görüşme iyi niyetin zeminini hazırladı.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde uzun vadeli stratejik bakış açısıyla hareket etmek, her iki tarafın da ortak çıkarınadır. Türkiye'nin AB üyeliği konusunda hiçbir çekincelerinini olmadığını ifade etmeleri gerekiyor.
Gerekli maddeler tabii ki yapılır ancak önce bir niyetin ortaya konması gerekiyor AB tarafından. Biz AB üyesi olsaydık belki de Brexit olmazdı. Türkiye zamanında AB’ye üye olsaydı belki Avrupa da bugün krizler karşısında daha dayanıklı olacaktı. Karşılıklı stratejik olgunlukla daha net hedefler koyarak gideceğiz"