HABER

Kapat

Bilim ve Teknoloji semineri

İSTANBUL (İHA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, "Ekonomik performans ölçütü olarak kişi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçütlerine yaklaşabilmemiz için gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerektiği açıktır" dedi.

TÜSİAD-TBMV tarafından organize edilen Bilim ve Teknoloji Semineri, Fulya'da bulunan Şişli Belediyesi Bilim Merkezi'nde gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Ömer Sabancı, bilimsel arenada söz sahibi olmanın, temel bilimlere önem vererek teknolojik gelişmelerin önünü açacak altyapıyı kurmanın, sonuçta ekonomik ve sosyal gelişmeye katkı sağladığını söyledi. Sabancı, "Yapılan çeşitli araştırmalar, ekonomik büyüme ve toplumsal gelişmenin itici gücünün bilim, teknoloji ve inovasyon olduğunu göstermekte; toplumun refah düzeyinin yükseltilmesinde önemli rol oynayan rekabet yeteneğinin de bilim, teknoloji ve inovasyon yeteneğinden kaynaklandığını vurgulamaktadır. Doğa bilimleriyle başlayan AR-GE faaliyetleri, teknoloji üretmeye ve geliştirmeye yönelmiş ve bu aşamaların sonucu olarak insana yansımıştır. Nitekim Avrupa Birliği'nin Lizbon Stratejisi'nde de rekabet gücünü artırmanın yolu, AR-GE ve yenilikçiliği teşvik etmek, insana yatırım yapmak ve bilgiye dayalı bir ekonomik-toplumsal yapıya geçişi hızlandırmak olarak ortaya konmaktadır" diye konuştu.

Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerleyen Türkiye'de de, bilim ve teknoloji alanında ulusal bir strateji oluşturmak amacıyla, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun kararı üzerine, TÜBİTAK'ın yönetiminde "Vizyon 2023 Projesi" kapsamında bir strateji belgesi hazırlandığını belirten Sabancı, "Bilim ve teknolojiye hakim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürebilen bir refah toplumu yaratma" ana temasıyla hazırlanan strateji belgesinin başarısı, uzun dönemli hedeflere yönelik bütüncül politikalar üretilmesine ve uygulama sürecini izleme ve yönlendirmede gösterilecek etkinliğe bağlı olacaktır. Bilim ve teknoloji stratejilerinin belirlenmesi çok önemli olmakla beraber, bu stratejilerin hayata geçirilmesinin her zaman zorluklarla karşı karşıya olduğu unutulmamalıdır. Ülkemizde 1980'lerden itibaren oldukça kapsamlı strateji çalışmaları yapılmasına karşın, uygulama alanına yansıyan bölümleri kısıtlı kalmıştır. Bu nedenle, siyasi irade ve kararlılık birinci derecede önemlidir" ifadelerini kullandı.

Sabancı, Vizyon 2023'ün belirlediği stratejinin başarıya ulaşmasında bir diğer önemli noktanın da, projenin kamuoyuna mal edilmesi ve tabandan güçlü bir destek alması olduğunu söyledi. Bu nedenle kamu ve özel sektörden tüm ilgili tarafların katılımcılık temelinde sürece dahil olması ve işbirliği içinde çalışmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Sabancı, "Stratejiyle ilgili olarak Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nun mart ayında yapılan toplantısında, 2005-2010 dönemi için bir 'Uygulama Planı' benimsenmiştir. Bu planda AR-GE'ye olan talebin ve AR-GE harcamalarının GSYİH içindeki payının artırılması, bilim insanı, mesleki ve teknik eleman sayısı ve niteliğinin yükseltilmesi ana hedefler olarak sıralanmıştır. Bu kapsamda, 'Bilim ve teknoloji farkındalığının ve kültürünün geliştirilmesi', 'Bilim insanı yetiştirilmesi ve geliştirilmesi', 'Sonuç odaklı ve kaliteli araştırmaların desteklenmesi', 'Ulusal bilim ve teknoloji yönetiminin etkinleştirilmesi', 'Özel sektörün bilim ve teknoloji performansının güçlendirilmesi', 'Araştırma ortamının ve altyapısının geliştirilmesi' ve 'Ulusal ve uluslararası bağlantıların etkinleştirilmesi' eylem alanları olarak belirlenmiştir" şeklinde konuştu. Ömer Sabancı, şunları söyledi:
"Bilgi toplumuna ve bilgi ekonomisine doğru giden bir dünyada bilim ve teknolojideki gelişme sürecinin toplumsal faydaya çevrilmesi, yani 'inovasyon süreci', toplumların geleceğini belirleyen en önemli unsur haline gelmiştir. İnovasyon yetkinliğimizin artması, Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanan Türkiye'nin üyelik sonrasında AB'ye uyumunun kolaylaşması açısından da önem taşımaktadır. Ekonomik performans ölçütü olarak kişi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçütlerine yaklaşabilmemiz için gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerektiği açıktır. TÜSİAD olarak, ülkemizin bugünü ve geleceği açısından teknolojik inovasyonda yetkinleşmenin taşıdığı önemi vurgulamak amacıyla birçok faaliyet düzenlemekteyiz. 2003 yılında yayınladığımız 'Ulusal İnovasyon Sistemi' raporu ve 1997 yılından bu yana TÜBİTAK ve TTGV ile birlikte düzenlediğimiz 'Teknoloji Ödülleri ve Kongresi' bunlardan bazılarıdır. İçinde bulunduğumuz 2005 yılının, Albert Einstein'in yayımladığı makalelerle fizikte devrim yapan çalışmaların 100. yıldönümü olması ve fiziğin teknolojik gelişmedeki önemli rolü gözetilerek 'Dünya Fizik Yılı' olarak kabul edilmesi, dünya çapında yoğun faaliyetlerin düzenlenmesini sağlamıştır."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat