HABER

Kapat

Denktaş'tan üstü kapalı uyarı

LEFKOŞA (İHA) - Demokrat Parti Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, İsviçre'ye zafer kazanmaya değil uzlaşmaya gideceklerini belirterek, kırmızı çizgilerdeki öncelikler konusunda bir mutabakat oluşmazsa, hükümetin DP kanadı olarak İsviçre'ye gidip gitmemeyi değerlendirip yeni bir karar almaları gerekebileceğini söyledi.

Kıbrıs'ta yaşayabilir bir çözüme ulaşabilmek için Türk tarafının toprak tavizi vermesi gerektiğini belirten Denktaş, "Geleceğimizi güvence altına alacak bir çözüm noktasına ulaşacaksak hiç kaçınılmazdır. Türk tarafının verebileceği taviz, topraktır. Nutuklarla, köy köy gezerek 'Bu hainler toprağımızı da veriyor' diyerek bir yere varılması mümkün değildir. Meclisteki çalışmaları boykot ederek bir yere varılması mümkün değil" dedi.

Serdar Denktaş, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un masadaki hissiyatının Rum halkının hissiyatını yansıtıyor olmaması ümidini dile getirerek, "Eğer yansıtıyorsa yandık" dedi ve Papadopulos'un tavırlarında, gözlerinde samimiyet göremediğini, 20 gündür ilk defa diyalog kuramadığı, üç beş kelime konuşamadığı bir ortamda olduğunu, Rum heyetindekilerin neredeyse el sıkma bile istemediğini anlattı.

Serdar Denktaş, Saray Otel'deki basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kırmızı çizgilerle ilgili bir soru üzerine, İsviçre öncesi ellerindeki bütün kartları açmış olmamak için ayrıntıya girmek istemediğini söyledi.

Denktaş, "Kırmızı noktalardaki önceliklerin belirlenmesi talebinizi Türkiye'ye bir çağrı olarak mı algılamalıyız? Sayın Başbakan dün Türkiye'den henüz bir davet gelmediğini açıklamıştı, yeni bir gelişme var mı?" sorularına karşılık, 3-4 gündür hafta sonu Ankara'da bir zirve yapılacağı haberi dolaştığını ama bir davet almadıklarını, dolayısıyla öyle bir olasılık olmadığını kaydetti.

"MESAJIM HER TARAFA" Serdar Denktaş, "Mesajım ilgili her tarafadır. Türkiye'yedir de, kendi içimizdeki muhalife ve münafığadır da, ortağımıza da mesaj vardır ve Sayın Cumhurbaşkanı'na da mesaj vardır. İlgili her kesime DP olarak mesajımızı kamuoyu vasıtasıyla iletmek ihtiyacındaydık, onu yaptık" diye konuştu.
BM Genel Sekreteri'nin Türk tarafının görüşlerini incelemesindeki tereddütleriyle ilgili soruya karşılık Serdar Denktaş, Rum tarafının taleplerinin ara yolunu bularak, karşı, yapıcı, planın dışına çıkmadan yeni ve kapsamlı önerler de sundukların belirtti. Ancak bunlara rağmen basında "Türk tarafının çıkardığı zorluklar" gibi ifadeler yer aldığına işaret eden Denktaş, yabacı misyon şefleriyle konuştuğunda Rum tarafının pozisyonunu koruyarak son derece zekice müzakere sürdürdüğünü söylediklerini aynı şeyi yapan Türk tarafı için uzlaşmaz dediklerini anlattı ve "masadaki iki aynı taktiğin birinin nasıl zekice, ötekininse uzlaşmaz olduğunu" sordu.
Denktaş, bunlardan masaya koyduklarının dinlenmediği anlamı çıkardığını belirterek, "Ümit ederim yanılırız ama şu ana kadar gördüğümüz, bu sıkıntının var olduğudur" şeklinde konuştu.

Kırmızı çizgiler konusunda mutabakat bulunduğunu, şimdi bahsettiğinin "kırmızı çizgiler içindeki öncelikler" olduğunu kaydeden Serdar Denktaş, çözüm isteniyorsa talep edilenlerin, kırmızı çizgilerin yüzde yüzüne kavuşulacağını düşünmenin yanlış olacağına işaret etti. Ortaya iki tarafı eşit derecede tatmin eden, eşit derecede şikayetçi olacağı sonucunun çıkacağını belirten Denktaş, şöyle devam etti:

"DP'NİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKEBİLİR" "Bir zafer kazanmaya gitmiyoruz. Rum tarafı da bir zafer kazanmaya gitmemeli. Uzlaşmaya gidiyoruz. Eğer uzlaşabilirsek. Her şeyi elde etmemiz mümkün değildir. Elde edemeyeceğimiz önemli konuların kendi iç düzenimizle etkisini nasıl azaltabiliriz. Onu başarmak bizim üstümüze düşen bir görevdir, hükümet olarak, Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye'nin katkısıyla... Ama öncelikli olarak neleri değiştirmeliyiz ki insanımız birbirine düşmesin, kendi içimizdeki toplumsal barış bozulmasın ki ileriye daha bir güvenle bakabilelim. Bunu yapmaya çalışacağız. Kırmızı çizgilerde öncelikli olanlar hangileridir? Bunlarda bir mutabakat oluşmazsa -ki şu anda yoktur- o zaman İsviçre'de yapabileceğimiz çok birşey de yoktur. Eğer bu inanca kapılırsak o zaman oraya gidip gitmeme konusunu hükümetin DP kanadı olarak düşünmemiz, değerlendirmemiz ve gerekirse yeni bir karar üretmemiz de gerekecektir"

Serdar Denktaş, "Kırmızı çizgilerdeki önceliklerin belirlenmesinde geç kalınmadı mı?" sorusuna karşılık "Doğrudur, geç kalınmıştır da, kalınmamıştır da. Bugüne kadar yaptığımız her şeyi ortaya koymak durumundaydık ama şimdi daha daraltılmış bir konseptle gideceğiz İsviçre'ye. Dolayısıyla şimdi öncelikler çok daha bir önem kazanıyor" ifadelerini kullandı.

Konuyu Ankara'yla görüşmeye çalıştıklarını, bunu yaparlarsa işlerin daha kolaylaşacağını ve Cumhurbaşkanı'nın da, Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının da İsviçre'ye gidecek olmasından dolayı kararını değerlendirebileceğini belirten Serdar Denktaş, "Ümit ederim bu değerlendirmeyi yapar ve bizlerle birlikte İsviçre'de olur. Bu en büyük isteğimizdir. Ama 'hayır ben gitmiyorum' der ve bunun yanında öncelikler konusunda bir mutabakat varsa Sayın Cumhurbaşkanı'yla mutabakat içinde devam edecek bir süreç için hükümet olarak Kıbrıs Türk halkını temsilen oraya gitmekten ve elimizi taşın altına koymaktan da çekinmeyiz ama işe yarayacak ise" açıklamasında bulundu.
Serdar Denktaş, bugün için planlanmış bir görüşme olup olmadığı sorusuna "Son birkaç gündür planlanmış olmuyor. Biraz anında çıkıyor toplantılar. Şu an için planlanmış birşey yok" yanıtını verdi.
Müzakerelerin "ver-ver sürecine dönüştürülmesi istendiği" için ver-ver olmadığını belirten Denktaş, Rum tarafının 348, Tcfetuğunda Rum tarafının pozisyonunu koruyarak son dereceürk tarafının da 88 sayfa tutarında talep ve görüşler sunduğunu, bunlar içinden alınabileceklerin ve verilebileceklerin belirlenmeye çalışıldığını anlattı.

"VERİLEBİLECEK TAVİZ TOPRAKTIR" "Bir karış toprak, bir çakıl taşı verilmez" söylemlerine işaret eden Denktaş, "Eğer yaşayabilir bir çözüme ulaşacaksak toprak tavizi olacaktır. Hiç birbirimizi kandırmayalım. Anayasada toprak bütünlüğünün ortadan kaldırılamayacağına dair maddeler vardır, doğrudur. Ancak Kıbrıs adası üzerinde hem Türkiye'yi hem bölgeyi rahatsız eden bir sorun vardır. Bu sorun insanımızın günlük yaşamını ve geleceğini de etkilemektedir. Geleceğimizi güvence altına alacak bir çözüm noktasına ulaşacaksak hiç kaçınılmazdır, Türk tarafının verebileceği taviz, topraktır. Nutuklarla, köy köy gezerek 'Bu hainler toprağımızı da veriyor' diyerek bir yere varılması mümkün değildir. Meclisteki çalışmaları boykot ederek bir yere varılması mümkün değil. 2 ay önce devraldığım Dışişleri Bakanlığı'nda keşke bu bir yıllık sürede birçok alternatif çalışma yapılsaydı da bugün iki ayağımız bir pabuca girmemiş olsaydı. Keşke o dönemde bakanlığımızı yürüten milliyetçi arkadaşımız KKTC yasalarını İngilizce'ye tercüme ettirseydi de, bugün bir taraftan görüşme süreci devam ederken, bir taraftan alternatif öneriler ortaya çıkarılırken, bir de kendi yasalarımızın tercümeleriyle uğraşmasaydık. Hazırlanmadık ve bunun zorluklarını bugün yaşamaktayız. Milliyetçilik sadece nutukla olmaz. Milliyetçilik şekilcilik değildir. Milliyetçilik bu memleketin insanını, toprağını sevmektir, çocukların geleceğini düşünmektir" dedi.

"ANAVATAN VERDİ DAĞITTIK" Serdar Denktaş, "30 yılda ekonomimizi maalesef Rum ekonomisinin yakınlarına çekemedik. Çekebilmiş olsaydık, bugün çok farklı bir güçle masada olacaktık. Bunu başaramadık. Başaramadığımız bu çok önemli konunun suçluları da gelmiş geçmiş KKTC ve Türkiye hükümetleridir" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, kurucu devlet anayasasıyla ilgili süreçte hükümetin konuyu meclise sunmakla hata yaptığını çünkü anayasal açıdan böyle bir belge hazırlanmasının mümkün olmadığını ancak Kıbrıs'ta yeni bir düzen oluşturulmaya çalışıldığını ve New York'ta varılan anlaşmada bu düzeni oluşturmak için bir federal anayasa ve iki kurucu devletin anayasasının hazırlanması gerektiğini söyledi.
"Bizim yapmamız gereken siyasi parti temsilcilerini, baroyu, sivil toplum örgütlerini çağırmak suretiyle daha geniş bir komite oluşturmaktı" diyen Serdar Denktaş, yaşanan sıkıntıların aşılması için BM'yle istişare ettiklerini, bir yol bulup sorunu aşacaklarını, anayasanın BM'ye sunulması için konulan tarihin aşılmasının dünyanın sonu olmadığını bildirdi.

"BAYRAK İSTİSMAR EDİLİYOR"
Denktaş, bayrak konusuna da değindi ve Bakanlar Kurulu'nun onayladığı Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının "sözde muhalefet yapanlarca yanlış ve istismar edilerek kullanıldığını belirtti. Serdar Denktaş, 2 bin öneri arasında 3 Türk, 3 de Rum üye tarafından tespit edilen bu bayrağın referandumdan evet çıkarsa ve 3 garantör devlet bunu onaylarsa, iki eşbaşkanın anlaşmayı imzalamasından 10-15 dakika sonra, BM ve Avrupa Birliği önündeki "Kıbrıs Cumhuriyeti" bayraklarının törenle indirilerek yerine bu yeni bayrağın çekileceğini anlattı.
Denktaş, adını "Kuzey Kıbrıs Türk Devleti" olarak önerdikleri Türk devletinin bayrağının KKTC bayrağı; marşının İstiklal Marşı olduğunu, Türk bayrağının ise resmi daireler haricinde her yerde kullanılabileceğini, aynı şeyin Rum tarafı için de geçerli olduğunu kaydetti.
İnsanları kandırarak, korkutularak değil, plandaki gerçekleri anlatarak yönlendirmek gerektiğini belirten Denktaş, "Bu gerçekleri okuduğumuzda belki biz çıkıp diyeceğiz ki 'Bakın uğraştık, olmadı, bunun şu şu olumlu yönleri var ama olumsuz yönleri çok daha fazladır. Onun için tavsiyemiz, referandumda hayır oyu kullanmanızdır' Tavsiyemize halkımızın uyup uymayacağı bambaşka bir olaydır. Çünkü inanıyorum ki halkımız kişisel kızgınlıklarına, partisel sempatilerine göre değil, kendilerinin, ailelerinin, köylerinin, bir bütün olarak Kıbrıs Türk halkının geleceğini düşünerek özgür iradesini kullanacaktır" dedi.
BM'nin referandumun self determinasyon olacağı söyleminin yanlış olduğunu, çünkü seçenek sunulmadığını, sadece "evet" veya "hayır" denileceğini belirten Denktaş, evet cevabına saygı göstereceğini söyleyen BM'nin "hayır" cevabına da aynı şekilde saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.

"ÇOK SANCILI OLACAK" Serdar Denktaş, Başbakan Mehmet Ali Talat'ın "referandumdan hayır çıkarsa yandığımızın resmidir" sözüyle ilgili görüşünün sorulması üzerine de referandumda en iyi anlaşma yapıldığı için evet çıksa da, hayır çıksa da her ikisinin de çok sancılı olacağını söyledi.
Olası bir çözümden sonra ekonomide bir anda düşüş olacağını ve sonra yeniden toparlanacağını kaydeden Denktaş, "En azından önümüzdeki 5 yıl çekeceğimiz büyük sorunlar vardır eğer başka büyük siyasi sorunlar çıkmazsa" diye konuştu.
Denktaş, çözüm olmaması halinde yine ekonomik zorluklar yaşanacağını çünkü Türkiye'nin büyük baskı altına alınacağını, şu anda yaptığı yardımlar konusunda sıkışacağını ve 30 yıldır alışılan kolay hayatın devam ettirilemeyeceğini belirtti.
"Fark nedir? Orada da sıkıntı varsa, burada da sıkıntı varsa niye bu tarafa gitmeyelim? Bir tanesinde hiç olmazsa can güvenliği açısından sıkıntı yaşamayız ama diğerinde o tehdit var" diyen Serdar Denktaş, Rum tarafının masada samimiyetle oturmadığını kaydetti.

"PAPADOPULOS'LA DİYALOG KURAMIYORUM" Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un masadaki hissiyatının Rum halkının hissiyatını yansıtıyor olmaması ümidini dile getirerek, "Eğer yansıtıyorsa yandık" dedi ve Papadopulos'un tavırlarında, gözlerinde samimiyet göremediğini, 20 gündür, ilk defa diyalog kuramadığı, üç beş kelime konuşamadığı bir ortamda olduğunu, Rum heyetindekilerin neredeyse el sıkma bile istemediğini anlattı.
Bugüne kadar sessiz kalmayı, tnıkanıklıkları aşmak için orta yol oluşturmayı tercih ettiğini ve halka böyle yardımcı olduğunu düşündüğünü belirten Denktaş, ama artık 3 gün sonra farklı bir yeni süreç başlayacağını, partisinin görüşlerini açıklamayı bunun için uygun gördüğünü ifade etti.

"KIBRIS TÜRKLERİNİN ÖNCELİKLERİ ESAS ALINMALI" Serdar Denktaş, önceliklerin Kıbrıs Türkler'i ve Türkiye açısından farklı olduğunu, çözüme giderken Kıbrıs Türkü'nün önceliklerinin esas alınması gerektiğini belirterek, çünkü çözümü yaşayacak olanların Kıbrıs Türk halkı olacağını belirtti.
31 Mart'ta ortaya çıkacak belgede vatandaşların konumlarını, günlük yaşamlarını etkileyecek her şeyi bileceğini ve kararını vereceğini ifade eden Denktaş, Referandum Yasa Tasarısı için bugün meclisten ivedilik isteneceğini ve 20 Nisan'da referandum yapılacağını söyledi. Denktaş, hükümetin bugüne dek olduğu gibi referandumda da ortak hareket etmesi dileğinde bulundu ancak olmazsa CTP ve DP'nin ayrı ayrı hareket edeceğini kaydetti.
Serdar Denktaş, Rum gazetecilerin sorularını İngilizce yanıtlarken de Cumhurbaşkanı'nın İsviçre'ye gitmemesinin süreci etkileyeceğini, Karamanlis ve Erdoğan da gideceğine göre Cumhurbaşkanı'nın da gitmesi için çağrıda bulunduklarını söyledi. Denktaş, Cumhurbaşkanı'nın tavrının hükümetten çekilmelerini mi getireceği sorusuna karşılık da bunun hükümeti etkilemediğini ve öyle birşeyin söz konusu olmadığını dile getirdi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat