BURSA (İHA) - Marka ve patent vekilliğinde Türkiye'nin öncü kuruluşu Destek Patent, patent başvuru sayısını atırmak amacıyla KOSGEB ile bir firmayı kapsayacak eğitim-uygulama projesini hayata geçiriyor.
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, BUSİAD Binası'nda düzenlediği basın toplantısında, sponsorluğunu yaptıkları sınai haklar, patent ve marka sektörüyle alakalı Türkiye'nin ilk dergisi olan 'Patent Dünyası'nın tanıtımını yaptı. Yamankaradeniz, 3 ayda bir yayınlanacak ve ücretsiz olarak dağıtılacak olan bu dergide iş dünyasına yasal haklar, taklitle mücadele ile uluslararası haklar konusunda doğru bilgiyi aktarmayı amaçladıklarını söyledi. Yamankaradeniz, toplantıda KOSGEB ile birlikte yürütecekleri bin firmayı kapsayan eğitim-uygulama projesiyle ilgili de bilgi verdi.
Yeni çıkan yasa ile taklitçiliğe ağır cezai müeyyideler uygulandığını hatırlatan Yamankaradeniz, "Patenti yapılmış bir markayı taklit eden firmaya 27 ila 47 milyar arasında değişen para cezasının yanı sıra 1-4 yıl arası hapis cezası öngürüyor. Taklit eden firmanın malları toplandığı gibi bir yıl süreyle ticaretten men ediliyor. Bu, o firmanın ekonomik ömrünün sonu anlamına geliyor. Patent arşivlerinden istifade edemiyoruz. Firmamızı geliştirmeye nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Patent ve markanın önemi 2005 yılında 2005 yılında gümrük duvarlarının tamamen kalktığında daha iyi anlaşılacak. Uluslararası arenada yarışan Türk firmalarının bundan zarar görmemeleri ve patent konusunda daha doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak için KOSGEB ile bin firmayı kapsayacak eğitim-uygulama projesi başlattık. Öncelikle patent bilincinin artırılması için sanayinin ağırlıklı olduğu illerde seminer ve sempozyum çalışması yapacağız. Ayrıca belirlenen bin tane firmayla bir yıl içersinde patent üretebilir seviyeye gelmeleri amacıyla 6 ay eğitim ve 6 ayda uygulamalı olarak bire bir çalışacağız. Bu firmaları 2 yıl içersinde markasıyla, patentiyle dünya pazarına hazır hale getireceğiz" dedi.
Türkiye'de bir çok firmanın henüz patentin ne olduğunu, markanın neler kazandırdığını ve tasarımın getirisini bilmediğini ifade eden Yamankaraderiz, "Marka firmayı tanıtan bir işarettir. Patent ise bir üründeki teknolojik yapıyı ifade eder. Tasarım da bu ürünün dış görünüşünü yansıtır. Marka, patent ya da tasarım müracatı kararları ayaküstü verilemez. Kararlar doğru alınırsa firma bugünkü değerlerini 2'ye 3'e hatta 5 katlayabilir" diye konuştu.
Yamankaradeniz, patent koruması olmayan ürünlerin rekabet edemeyeceklerinin altını çizerken, Türkiye'nin dünya çapında bir markasının olmamasının eksikliğini çektiğini kaydetti. 50 yıl önce Kore ile Türkiye'nin patent sayılarının aynı olduğuna değinen Yamankaradeniz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün Kore'nin patent başvurusu yıllık 100 bini aşıyor. Dünyada da çok sayıda markalı firmaları var. Türkiye'de ise patent başvuruları 5 bin civarında. Gümrük duvarları kalktığında bugün patent ve markasını hazırlayanlar yarın geleceğe daha güvenle bakacaklar. Artık bir marka ile bir değer oluşturacağımızın farkında olmamız lazım. Bu da AR-GE birimlerinin patent odaklı hale getirilmesiyle mümkün. Bugün bir çok firmanın AR-GE'si var ancak bunlar tabeladan öteye gidemiyor. Bir de AR-GE'ye belli bir fon ayırmak gerekiyor. Dünya ortalamasının gerisinde olmasına rağmen her işletme cirosunun en az yüzde 2'sini AR-GE'ye ayırabilmeli. Üniversitenin yer olmadığı sanayinin kalkınması mümkün değil. Bunun için kalkınmanın üniversite-sanayi ve girişim sermayesi gibi 3 ana ayağının iyi oturtulması gerekir".
Yamankaradeniz, bir soru üzerine Uludağ Üniversitesi'nin fizibilite çalışmalarına başlamasına rağmen sanayi ve ticaret şehri Bursa'nın hala teknoparkının olmamasını büyük eksiklik olarak değerlendirirken, "Bursa'da teknopark konuşulduğunda Çukurova Üniversitesi bu alanda yoktu. Ama bugün onlar teknoparklarını kurdular. Bursa ise hala fizibilite çalışmalarında" ifadesini kullandı.