Dünyanın pek çok yerinde görülen ortak geleneklerden biri, doğum günü pastası üzerinde yanan mumları üflemektir. Birçok insan bu anda çevresinden “Mumları üflemeden önce bir dilek tut” sözünü duyar. Kişi mumları üflemeden önce içinden bir dilek tutar. Dileğin sessizce tutulmasının gerçekleşme şansını artıracağına inanılır. Mumların hepsini tek bir nefeste söndürmek ise iyi şansın habercisi sayılır. Bu duygusal ritüel çocuklar ve yetişkinler için doğum günlerini daha anlamlı ve eğlenceli kılar.
Doğum günü kutlamalarının bilinen en eski örneği Antik Mısır’a kadar uzanır. O dönemde firavunların taç giydikten sonra tanrı mertebesine yükseldiklerine inanılırdı. Bu yüzden taç giyme günleri firavunların “doğum günü” olarak kabul edilirdi.
Yunanlılar ise bu geleneğe farklı bir boyut kattı. Ayın ve avcılığın tanrıçası Artemis’in onuruna yapılan kutlamalarda ay şeklinde keklerin üzerine ay ışığını simgeleyen mumlar yerleştirilirdi. Bu uygulama zamanla tanrılarla beraber soylular, kahramanlar ve hatta halk arasında saygı duyulan kişiler için de yapılmaya başlandı. Yunanlılar pastadaki mumların kötü ruhları uzaklaştırdığına inanırdı. Bununla beraber üfledikten sonra çıkan dumanın ise dilekleri tanrılara taşıdığı düşünülürdü. Dolayısıyla pastaya mum dikme geleneğinin kökeni Yunanlılara ve Artemis’e kadar dayandırabilir.
Başlangıçta dini bir anlam ifade eden bu gelenek, Antik Mısır’dan başlayıp farklı kültürlere yayıldı. Antik Roma döneminde ise halkın büyük bir bölümü tarafından uygulanan bir gelenek haline geldi. Roma döneminde ilk zamanlar üst rütbeli kişiler için kutlama yapıldı. Ardından soylular 50 yaşına bastığında tüm halkın katıldığı büyük şenlikler düzenlendi. Roma hukümeti doğum günlerini milli bayram ilan etmeye başladı. Kutlamalarda zeytinyağı, bal, un ve peynirle yapılan keklerin üzerine mum dikilerek dilekler tutulurdu.
Kadınların doğum günü kutlamaları ise uzun süre yasaktı. Orta Çağ’da Hristiyan din adamlarının bu geleneği pagan inancı olarak gördükleri için kutlamalar yasakladı. Fakat 15. yüzyılda Almanya’daki fırıncılar, çocukların doğum günlerini kutlamaya başlayarak geleneği canlandırdı. Çocuğun yaşına göre pastaya mum yerleştirilirken, üzerine de fazladan bir mum eklenerek yeni yaşında sağlık ve mutluluk dilendi.
Almanya’da çocukların doğum günleri küçük bir bayram sevinciyle kutlanırdı. Kutlamalar sabah erken saatlerde başlayıp evde neşeli bir coşku yaşanırdı. Pastaneden alınan pasta eve ulaştığında ise üzerine mumlar dikilirdi. Mumlar söndükçe yerine yenileri eklenir ve gün boyu yanması sağlanırdı.
Akşam yemeği saati geldiğinde ise asıl doğum günü töreni kutlanmaya başlardı. Doğum günü çocuğu pastanın üzerindeki mumları tek seferde üfleyerek söndürmeye çalışırdı. Kutlamaların sonunda ise çocuğun istediği hediyelerin alınması o dönemden beri uygulanan bir adet oldu.
O yıllarda doğum günleri sadece çocuklar için kutlanan etkinliklerdi. Çocuklar büyüme çağına geçtikten sonra bu tür kutlamalar yapılmazdı. Pastaya yaşından bir adet daha fazla mum dikme geleneğinin 1746 yılında Kont Ludwig von Zinzindorf’un doğum gününde başladığına inanılır.
Sanayi Devrimi’yle beraber yaşanan teknolojik ilerlemeler pastacılık alanında da büyük değişimler getirdi. Bu gelişmeler sayesinde doğum günü pastaları daha pratik ve çeşitli şekillerde üretilmeye başlandı. Bu sayede pastayla yapılan keyifli doğum günü kısa sürede dünyanın dört bir yanında uygulanmaya başlandı.