TSK'dan yeni yerli silah: Bomba atar
Türk savunma sanayisinin İHA/SİHA üreticisi Baykar, İHA ve SİHA'ların yer kontrol istasyonunu bir kamyona entegre ederek mobil hale getirdi. Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için yeni bir yerli üretici devreye giriyor. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile sözleşme imzalayan Ata Silah, bu yıl teslimata başlamayı hedefliyor.
Türkiye'nin önde gelen ateşli silah üreticilerinden Ata Silah, 70'i aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Yivli tüfek üretim izni aldıktan sonra savunma sanayisi alanında faaliyet göstermeye başlayan şirket, milli piyade tüfeği MPT-76'nın ana parçalarının üretimini gerçekleştirdi. Sonrasında keskin nişancı tüfeği ve piyade tüfeği üretimi için harekete geçen Ata Silah, bomba atar ve tabanca projelerini gündemine aldı. Kara Kuvvetlerine pompalı tüfek, Deniz Kuvvetlerine yarı otomatik tüfek üreten Ata Silah, ayrıca Gürcistan, Bahreyn, Kazakistan, Mısır gibi ülkelerin de silahlı kuvvetlerine teslimatlar gerçekleştirdi. Ata Silah, SAHA EXPO 2018'de sergilenen ve 1,5 yıllık çalışmanın ürünü olan BA 40 Bomba Atar için SSB ile sözleşme imzaladı. Bu yıl başlaması planlanan teslimatların ardından bomba atarlar farklı birliklerin kullanımına sunulacak. Özgün tasarımıyla yerli olarak üretilen bomba atar için ulusal ve uluslararası patent başvuruları yapıldı. Dipçik aksamı takılarak tek başına kullanılabilen bomba atar, aynı zamanda MPT-76'nın altına takılabilecek şekilde tasarlandı. Tasarımı dolayısıyla aynı bomba atar, sağ ve sol elli personel tarafından kullanılabiliyor.
MEVCUT ÜRÜNLERDEKİ DEZAVANTAJLARI ORTADAN KALDIRIYOR
40 milimetre kalibre tekli bomba atar, ses fişeği, gaz fişeği, tahribatlı mühimmat kullanımına uygun geliştirildi. Bomba atarda görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatlar bulunuyor. Ata Silah'ın ürünü, tek yönden doldurulan ya da çift yönden doldurulduğunda piyade tüfeğiyle kullanımı güçleşen, istenildiği gibi atış yapılamayan mevcut ürünlerden farklı olarak iki yönden de kolay ve hızlı doldurulabilecek şekilde tasarlandı. BA 40 Bomba Atar, bunların yanında namlunun atış esnasında hareket etmemesi, namlu tam olarak kapanmadan ateşleme yapılamadığı için daha emniyetli olması, piyade tüfeği alanda kullanıldığında herhangi bir engel teşkil etmemesi dolayısıyla mevcut ürünlerden üstünlükler taşıyor. Bu özellikleriyle BA 40 Bomba Atar'ın uluslararası pazarda da rekabetçi bir seçenek oluşturacağı belirtiliyor.
Baykar, son dönemde ülke içinde ve sınır ötesinde etkin olarak kullanılan ve 66 bin saat uçuş süresine ulaşan Bayraktar TB2 ile sahada edindiği deneyimleri sistemin geliştirilmesine yönelik kullanıyor. Baykar mühendislerinin bilfiil sahada yer alıp ortaya çıkan ihtiyaçlara anında müdahale etmesi aynı zamanda yeni çözümlere de kapı aralıyor.
Şirket bu kapsamda "insansız hava uçakları sistemleri üslerinde" yer alan ve İHA/SİHA'ların komuta edildiği yer kontrol istasyonunu bir kamyon üzerine konumlandırarak mobil hale getirdi. Yer kontrol istasyonunun mobil hale getirilmesiyle İHA/SİHA sistemleri hareket kabiliyeti kazandı. Böylece istasyonlar, üslerdeki sabit pozisyonlarından farklı olarak ihtiyaç duyulan bölgelere hızla gönderilip görev icra edebilecek. Olası tehditlere karşı da yer değiştirme imkanına sahip olacak. Kamyon kasasına entegre edilen şelter içinde yer alan yer kontrol istasyonundan İHA/SİHA ve üzerlerindeki faydalı yükler komuta kontrol edilebilecek, izlenebilecek. Yer kontrol istasyonunda, İHA/SİHA'nın uçuşu sırasındaki kontrolünü, bilgi teminini ve araçlarla iletişimi sağlayan elektronik yazılım ve donanım bulunuyor.
MOBİL İSTASYON VE YERLİ MOTOR TSK ENVANTERİNDE
Yerlilik oranı yüzde 93 olan Bayraktar TB2 için geliştirilen mobil yer kontrol istasyonunda lastikten motora, kaldırma mekanizmasından elektronik donanım ve yazılıma kadar milli ürünler tercih edildi. Baykar, mobil yer kontrol istasyonu için Türkiye'de sıfırdan geliştirilip üretilen ilk kamyon motoru olan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge desteği de alan Yeni Nesil Ecotorq'un (Ecotorq Euro 6 motor, 330 beygir) kullanıldığı Ford Otosan'a ait bir kamyon seçti. Mobil yer istasyonuyla birlikte bu motor da ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi. Mobil yer istasyonu, Türkiye’nin ardından Bayraktar TB2'nin ilk kez ihraç edildiği Katar'da da kullanılacak.
KAPLAN MT’nin Teknik Özellikleri...
Azami Yol Hızı: 70 km/sa Yol Menzili: 450 km Azami Meyil Tırmanma: %60 Azami Yan Meyil: %30 Dik Engel Aşma: 0,90 m Hendek Aşma: 2,00 m
Motor:Dizel Transmisyon: Tam Otomatik Mürettebat: 3 (Sürücü, Nişancı ve Komutan) Ana Silah: 105 mm Top İkincil Silah: 7,62 mm Eş Eksenli Makinalı Tüfek
Türk savunma sanayisine 30 yıldır katkı veren, yüzde 87'lik yerlilik oranına ulaşan ROKETSAN, yenilikçi ve özgün ürünlerle elde ettiği başarılara bir yenisini ekledi.
ROKETSAN tarafından Birleşik Arap Emirlikleri'nin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ve dünyanın en güçlü 122 mm topçu roket sistemi kabul edilen Jobaria Çok Kundaklı Lançer, "ordu araçları" kategorisinde Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
"Namlu sayısı bakımından dünyanın en büyük roket topçusu" olarak Guinness Rekorları arasına katılan Jobaria Çok Kundaklı Lançer, 10 tekerlekli yarı römork üzerine yerleştirilen 4 adet 122 milimetre roket kundağına sahip. Sistem, tek seferde 240 adet 122 milimetrelik roketi 2 dakikada atabiliyor. Jobaria Çok Kundaklı Lançer'ın azami menzili 37 kilometre, bütün roketlerle tahrip edilebilen alan büyüklüğü ise 4 kilometrekare olarak ifade ediliyor. BAE'de 2003'ten beri önemli projelere imza atan ROKETSAN, bu ülkeye bir dizi ürününü ihraç etti.
İlk olarak 122 milimetre topçu roketleri teslim eden ROKETSAN, daha sonra rekora konu olan özel bir silah sistemi geliştirilmesine yönelik talep aldı. Yürütülen çalışmalar sonunda ortaya çıkan sistem, ilk kez 2013'te Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de düzenlenen Uluslararası Savunma Fuarı'nda sergilendi. Jobaria Çok Kundaklı Lançer'in geliştirilmesinde daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edilen sistemlerdeki tecrübelerden yararlanıldı.
ÇOK SAYIDA ROKETLE YOĞUN ATEŞ
Atış kontrol, yönlendirme ve dengeleme gibi bileşenlerle karmaşık bir yapıya sahip sistem, çok sayıda roketle belirli bir bölgenin çok yoğun ateş altına alınmasını sağlıyor. ROKETSAN, 1992'de Stinger Avrupa Ortak Üretim Projesi kapsamında teknoloji transferi ile lisans altında üretimle başladığı yolculuğunda kısa sürede roket ve füze alanında dünyanın öncü firmalarından biri haline geldi. Şirket halen bir dizi özgün ürünün seri üretimini gerçekleştiriyor ve uluslararası projede rol alıyor.
Savunma alanında Dikey Atış Sistemi gibi ürünlerin yurt içinde geliştirilmesi hem maliyet hem de ülkenin kendi taktik ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesi açısından önem taşıyor. Bilkent Üniversitesi bünyesinde bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak, Dikey Atış Sistemi'nin prototipinin tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesine çalışıldı. Bu konuda kapsamlı literatür çalışması gerçekleştirildi. Proje ekibi, mevcut ürünlerdeki sınırlılıkları ortadan kaldırmaya ve ROKETSAN'ın belirttiği gereksinimler doğrultusunda tasarımı şekillendirdi.
Proje kapsamında doğru ve hızlı konumlandırma ve ateşlemeyle hedefin vurulmasını sağlayacak bir sistemin ortaya konulmasına çalışıldı. Öğrencilerden İlyas Kocaer'in verdiği bilgilere göre, ekip, en az 3 farklı mühimmatı, toplamda ise 6 mühimmatı atabilecek roketatar prototipi geliştirdi. Sistem, yatay eksende 360 derece hareket edebiliyor ve çok sayıda tur atabiliyor. Tüm hareketler ateşlemeye gereksinim olmaksızın mekanik olarak gerçekleştiriliyor. Roketatarın 6 namlusu da bağımsız olarak dikey eksende 90 derece görev yapabiliyor. Komutlar sisteme, araç bilgisayarından bir arayüz üzerinden gönderiliyor.
Mevcut ürünlerde hareket kısıtlılığı, farklı tipte mühimmatları atamama ya da sistemin korunmasına yönelik kısıtlılıklar bulunuyor. Geliştirilen Dikey Atış Sistemi, yatay ve dikey eksendeki geniş hareket alanı, farklı tipte mühimmatlar atabilmesi ve korumaya yönelik mekanizmalarıyla benzer ürünlerden üstünlükler taşıyor. Sistem sayesinde aynı operasyonda farklı tipteki hedeflere farklı mühimmatlar kullanılması mümkün olabilecek. Ağırlığı 60 kilogram olan sistem, yatay ve dikey eksende saniyede 20 derece hareket edebiliyor. Sistem, yüksek hareket olanaklarıyla geniş bir alanda hedeflemeye olanak veriyor. Dikey Atış Sistemi, hem kara hem de deniz platformlarında kullanılabilecek.
Albayraklar Savunma A.Ş. çalışmalarında sona gelinen milli elektroşok silahı ‘Wattozz’un ilk fotoğraflarını kamuoyu ile paylaştı. WattozzSida (Silahlı İnsansız Deniz Aracı) projesiyle tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken yerli şirket, şimdi de üretimini bitirdiği uzaktan etkili kablosuz Milli enerji silahı Wattozz’un dünya tanıtımını yapmaya hazırlanıyor.
Şirketten yapılan açıklamaya göre; Wattozz Enerji Silahı, rakibine kıyasla uygun bir fiyattan ücretsiz eğitim ve tam garanti desteği ile satılacak. Milli silah, kablosuz mermi ve çift atış özelliği; antivibrasyon sistemli dahili kamera, radyo frekansı ile uzaktan mermi/ elektrik kontrolü, barutsuz, gazsız ateşleme sistemi, yüksek tetik hassasiyeti, nokta atışı yüksek isabet özelliği, sessiz ateşleme, insan sesli uyarı sistemi, dahili hedefleme lazeri, dahili gece aydınlatma feneri, dataport veri bilgi sistemi, direkt contact modu, ergonomik kabze, uzun batarya ömrü ve ışıklı uyarı göstergeleriyle ön plana çıkıyor.
Savunma sanayisinin en önemli gündem maddelerinden birini "drone"ların kabiliyetlerinin artırılmasının yanı sıra tehdide dönüşmesi durumunda bunları etkisiz hale getirmek oluşturuyor.
Kapan, kullanıcısına, tüm ihtiyaçları karşılayan, entegre ve tam bir çözüm sağlıyor. Tanımlı bir bölgedeki drone tehditlerini, yüksek performanslı bir radarla tespit eden Kapan, bunları elektro-optik sistemlerle teşhis ediyor. Önleme kararının alınmasıyla lazer ya da radyo frekans karıştırıcı sistemlerle drone etkisiz hale getiriliyor. Sistem, yapılan denemelerde görevinin en kritik aşaması olan tespiti, etkin şekilde gerçekleştirdiğini gösterdi. Kapan, 1,5 kilometreden küçük drone olarak sınıflandırılan DJI Phantom 4'ü, 2,5 kilometreden daha büyük drone olarak sınıflandırılan Hexacopter'i tespit ve takip edebiliyor.
Elektromanyetik fırlatma konusunda 2014'ten bu yana çalışmalar yürüten ASELSAN, geçen yıl Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF), Tufan Elektromanyetik Top Sistemi'ni tanıttı. Saniyedeki hızı 2 bin-2 bin 500 metre, yani ses hızının 6 katından fazla olduğu belirtilen sistemle geçen sürede atış testleri gerçekleştirildi.
Tufan'ın ön prototipiyle Konya-Karapınar'da gerçekleştirilen atışlı testlerde mühimmat, ses hızının 9 katı hızla hedefe gönderildi. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in de katıldığı testlerde, saniyede 3 bin metre namlu çıkış hızı sağlanarak rekor kırıldı. Bu değer, barut kullanan klasik silahların mermiyi atma hızının yaklaşık 3 katına karşılık geliyor.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri, geleceğin hava savunma silahı olarak gösteriliyor. Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen ve "railgun" adı verilen silahların çok uzun mesafelerde etkili olması, savunma alanında önemli bir kuvvet çarpanı olarak yer alması öngörülüyor. Mühimmatın namludan yüksek hızla çıkması, klasik silahlara nazaran çok daha uzun menzillere atış yapılabilmesi anlamına geliyor. Türkiye'de geliştirilecek akıllı mühimmatlar ile birlikte "railgun" sistemleri hem uzun menzilli kara topçu silahı hem de çok etkili bir hava savunma silahı olarak kullanılabilecek.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal patlayıcı kullanılan konvansiyonel silahlara göre çok daha etkili silah sistemlerine sahip olması sağlanacak. Türkiye, elektromanyetik fırlatma sistemleri konusunda yürütülen çalışmalar sayesinde birçok yeni teknolojikazanacak.
Bu konuda ABD başta olmak üzere Almanya, Fransa, Çin, Rusya, Güney Kore gibi ülkelerde de çalışmalar yürütülüyor. ASELSAN, bu alanda geliştireceği ürünlerle dünyanın önde gelen üreticilerinden birisi haline gelmeyi hedefliyor.
Bayraktar TB2’den gelen görüntüler, Kuzgun ile canlı olarak fuar alanındaki katılımcıların mobil cihazlarına aktarıldı.
Güvenlik ve performans testlerini başarıyla geçen Kuzgun, uçtan uca şifrelemeile görüntüleri askeri ağdan mobil internet ağına güvenli şekilde aktarabiliyor. Sistem sayesinde bölgede bulunan askeri personel, İHA ve SİHA‘lardan gelen görüntüleri anlık olarak mobil cihazında görebilecek.
Geleneksel güvenlik önlemleriyle tespit edilmeleri çok güç olan "drone"ların, tüm dünyada düşman unsurlar veya teröristler tarafından istihbarat veya saldırı amaçlı kullanımı yaygınlaşıyor. Meteksan Savunma, SDT ve Tamgör Elektronik, farklı alanlardaki uzmanlıklarını birleştirerek bu tür tehditlere karşı Kapan Drone Savar Sistemi'ni geliştirdi.
Meteksan Savunma Uluslararası Satış ve Kurumsal İtibar Yöneticisi Burak Akbaş'ın verdiği bilgiye göre, Kapan Drone Savar Sistemi, radarı ve termal/gündüz kameralarıyla üstün drone tespit ve takip performansı sunuyor, RF karıştırıcı ve opsiyonel olarak sunulan lazer sistemiyle de drone imhasına olanak tanıyor. Kapan için değişik durum ve senaryolarda, drone tehditlerine karşı etkin bir çözüm oluşturmak üzere farklı sistemler, standart arayüzlerle ve ölçeklenebilir mimarilerde amaca uygun şekilde entegre edildi. Retinar OPUS, optimize edilen tasarımıyla drone savar platformun temel sensörü niteliğini taşırken, farklı aktif ve pasif sistemler de korunmak istenen bölgeye en uygun çözümler oluşturmak üzere Kapan Drone Savar Sistemi kapsamında yer alabiliyor. Gerektiğinde bu farklı sensör ve karşı tedbir bileşenleri araç üstü, direk üstü ve benzeri konumlarda tümleşik şekilde bir arada konumlandırılabildiği gibi, korunmak istenen bölgenin gereksinimlerine göre her bileşenin farklı miktarlarda entegre edilmesiyle ölçekli yapılar da kurulabiliyor. Bu sayede hem performans hem de maliyet açısından etkin çözüm konfigürasyonuna ulaşılıyor.
KAPAN NASIL ÇALIŞIYOR?
Kapan Drone Savar Sistemi'nde, Retinar OPUS bünyesinde bulunan radar, "drone"a yönelik ilk tespiti yapıyor. Tespit edilip takibine başlanan hedef drone, yine Retinar OPUS'un termal/gündüz kameralarıyla kimliklendiriliyor ve devamında daha hassas pozisyonlama ve takip yapılıyor. Korunmak istenen bölgenin özelliklerine göre birden fazla Retinar OPUS sistemi kullanılabiliyor. Bu durumda Retinar C2Net füzyon yazılımı sayesinde tek bir ortak resim üzerinden hedefler birleştirilmiş olarak izlenebiliyor. Retinar OPUS tarafından sağlanan, hedef drone yön ve pozisyon bilgisi, sistemin diğer unsurları olan RF karıştırıcı veya lazer sistemlerinden en uygun olanına atanıyor. Ortam koşullarına uygun olarak seçilecek karşı tedbir sistemine göre RF karıştırıcı veya lazer sistemi ya da her ikisi birden hedefe angaje olarak "drone"u etkisiz hale getiriyor.
Geçen yıl İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2017) bir dizi yeni ürününü tanıtan ASELSAN, geçen sürede bu ürünlere yönelik çalışmalar gerçekleştirdi.
Şirketin fuarda en dikkat çeken ürünlerinden KORHAN silah kulesi de bu sürede hazır hale getirildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirilen KORHAN'ın üretimi için ihtiyaç ve tedarik makamlarının kararları bekleniyor.
MİLLİ DONANIM VE MÜHİMMAT
KORHAN, muharebe sahası ihtiyaçlarını en ileri teknolojik olanaklardan yararlanarak karşılamak üzere geliştirdi. Yüksek ateş gücüne sahip, gelişmiş hedef tespit ve takip sistemleriyle donatılan KORHAN, kendini koruma ve çevresel farkındalık sistemleriyle kullanıcı ve sistem bekasını en üst seviyede sağlayabiliyor. Sistemde, ana silah olarak yüksek atım hızına sahip 35 milimetre top kullanılıyor. Söz konusu top Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından üretiliyor. KORHAN, herhangi bir dışa bağımlılık olmaksızın Türkiye'de üretilen 35 milimetre parçacıklı mühimmatı kullanma kabiliyetine sahip bulunuyor.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar.
KASIRGA VE SAKARYA FÜZESİ
Roketsan'ın ürettiği Kasırga TRG/300 adlı güdümlü roket sistemi, 130 kilometre menzille ulaşabiliyor.
En ileri teknoloji kullanılarak geliştirilen ve 300 mm kalibrelik roket atabilen "Güdümlü Kasırga" sistemi, karadan karaya atışlarda, 70 metre çapında etki alanı oluşturarak hedefi imha edebiliyor.
T-122 Sakarya çok namlulu roketatar ise 122 milimetrelik roketlere göre iki kat menzile (3 kilometreden 40+ kilometreye kadar) sahip.
Sistem, 2'şer saniye aralıklarla tüm roketleri bir seferde fırlatabiliyor.
SOM SEYİR FÜZESİ
Tübitak SAGE ve Roketsan'ın geliştirdiği SOM'da Fransa'dan satın alınan TRI- 40 motoru kullanılıyor. Kale Grubu'nun geliştirdiği turbojet motorlar sonucu füze tamamen yerli üretim olacak. Yerli cruise füzesi 250 kilometre menzile kadar etkili. 600 kilogram ağırlığında.
FIRTINA OBÜSÜ
Tamamen Türkiye üretimi olan ve Sakarya Arifiye'de bulunan 1. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı'nda tasarlanan Fırtına Obüsleri, her türlü arazide hareket yeteneğine sahip.
1 beygir/ton güç ağırlığında. ASELSAN'ın ADOP-2000 sistemine entegre olan atış sistemi sayesinde 40 kilometre atış menziline sahip olan araçlar, saatte 65 kilometre hızla hareket edebiliyor. 52 kalibre namluya sahip olan Obüs, Poyraz mühimmat aracı sayesinde 48 mermiyi sadece 20 dakikada yükleyebiliyor.
snek ve süratli olan Fırtına Obüsleri, hareket halindeyken sadece 30 saniyede atışa hazır hale geliyor.
Fırtına Obüs'ü standart bir Obüs'ün 3 atışta gerçekleştirdiği hasarı tek atışta gerçekleştirebiliyor.
Türkiye 'en güçlü ordular' listesinde İngiltere ve Japonya'nın ardından 8'inci sırada yer aldı.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar...
ANKA
TUSAŞ ve TUSAŞ Motor Sanayi AŞ (TEI), ANKA platformlarının motor ihtiyacına çözüm sağlamak amacıyla 31 Ekim 2014'te imzaladıkları sözleşmeyle ANKA-S Motor Modifikasyon Projesi'ni başlattı. Projeyle tamamen özgün olarak TEI tarafından tasarlanıp geliştirilmesi hedeflenen PD170 motorunun hizmete girişine kadar, ANKA'nın motor ihtiyaçlarına çözüm hedeflendi. Böylece TEI'nin yurt içindeki insansız hava aracı motorlarına yönelik projelerine bir yenisi eklenmiş oldu.
ANKA
Proje kapsamında, TUSAŞ tarafından seçilen sivil havacılık motoru, ANKA'nın ihtiyaçları doğrultusunda modifiye edilerek insansız hava aracı motoruna dönüştürüldü. Çalışmalar 155 beygir gücünde, 165 kilogram ağırlığında, 30 bin feet irtifada görev yapabilen bir motora yönelik olarak yürütüldü. Yapılan modifikasyonla motorun yüksek irtifada verdiği güç ve elektrik güç üretimi artırılarak insansız hava aracında kullanımı sağlandı.
ATAK HELİKOPTERİ
Türkiye'nin yerli üretimi taarruz ve taktik keşif helikopteri 'Atak' için ilk adım 1995 yılında atılmıştı.
ATAK HELİKOPTERİ
İtalyan AgustaWestland, TUSAŞ ve ASELSAN ortaklığında geliştirilen ATAK T-129 helikopteri ilk uçuşunu İtalya‘da AgustaWestland tesislerinde 28 Eylül 2009 tarihinde gerçekleştirdi.
SOM FÜZESİ
TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen ve üretimini ROKETSAN'ın yaptığı yerli cruise füzesi Som'un menzili 180 kilometrenin üstünde.
CİRİT FÜZESİ
Cirit Türkiye'nin roket ve füze sistemleri üreticisi ROKETSAN tarafından geliştirildi.
CİRİT FÜZESİ
Hafif zırhlı/zırhsız sabit ve hareketli hedeflere karşı yüksek hassasiyete sahip, sınıfının en uzun menzilli füzesi Cirit, ATAK helikopterlerince de kullanılmaya başlandı.
ZIPKIN
Türkiye’nin ilk yerli Kaideye Manteli Stinger‘i (KMS) olan Zıpkın, ASELSAN tarafından üretildi. Zıpkın TSK envanterindeki yerini 20 Ekim 2004‘te almıştı.
KAYI SINIR GÜVENLİK SİSTEMİ
Modern elektronik algılayıcı cihazların yer aldığı "Kayı Sınır Güvenlik Sistemi Hatay sınırında hizmet veriyor.
KAYI SINIR GÜVENLİK SİSTEMİ
Türk yapımı cihazların yer aldığı elektronik sistem sayesinde sınıra yaklaşan İHA, araç veya insanlar tespit edilip, komuta merkezi uyarılıyor. Sınırda kaydedilen tüm görüntüler tek merkezde toplanılıyor ve kameralar tehdit oluşturan nesneye otomatik odaklanıyor. Radar karıştırıcı cihazların da bulunduğu sistem, her türlü tehditte komuta merkezindeki güvenlik güçlerine bilgi aktarıyor.
FIRTINA OBÜSÜ
Atış kontrol sisteminde ASELSAN imzalı özel bir yazılımın kullanıldığı Fırtına, 25 kilometre menzilli yaptığı atışlarda, yakın aralıklarla attığı mermilerle hedefi üç farklı noktadan vurabilme özelliğine sahip.
UMTAS FÜZESİ
Lazer güdümlü füze L-UMTAS'ın atış testleri ve milli imkanlarla üretilen Atak helikopterine entegrasyon çalışmaları geçtiğimiz yıl başarıyla sonuçlandırıldı. UMTAS'lar Atak helikopterlerinde kullanılabiliniyor.
ALTAY TANKI
Altay, Türkiye'nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır. Şu anda detaylı tasarım aşamasında.
ALTAY TANKI
Otokar tarafından üretilen Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu.
ALTAY TANKI
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
HİSAR FÜZELERİ
Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
HİSAR FÜZELERİ
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
KAPLAN
KAPLAN; muharebe ağırlığına bağlı olarak 22-25 Bg/ton güç ağırlık oranında, otomatik şanzımanlı, ana muharebe tankları ile ortak hareket yeteneğine sahip yeni nesil zırhlı muharebe aracı. Araç farklı alt sistemlerin entegre edilmesi suretiyle her türlü görevi yerine getirmeye olanak sağlayan platform tasarımına sahip.
KAPLAN
KAPLAN, balistik malzemelerden, balistik kaynak tekniği ile birleştirilerek imal edilir. Gövde; su sızdırmaz olup, kapaklar ve tapalar su sızdırmaz contalıdır. Güç grubu kabini ile genişletilmiş sürücü bölmesi aracın ön kısmında yer alırken; nişancı ve komutan mahalleri aracın orta kısımda bulunur.
KAPLAN
Geriye kalan arka kısımda ise personel taşıyıcı versiyonunda 8 kişilik, silah kuleli versiyonun da ise 6 kişilik personel (manga) bölümü yer alır.Sürücüye, araç içerisinden dışarıyı izleme ve çepeçevre görüş imkanı sağlayan lazer korumalı cam periskoplar mevcuttur.
PARS 4X4
İleri gözetleme, anti- tank ve komuta kontrol gibi özel maksatlı görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış bir araçtır. Araç tüm operasyonel gereksinimlere cevap verecek şekilde kurgulanmıştır.
PARS 4X4
25-30 Bg/ton gücündeki araç 1.9 m’lik düşük bir siluete ve amfibi özelliğe sahiptir. 5 kişilik mürettebatı bulunan araç hiçbir hazırlık gerektirmeden derin ve akıntılı suda operasyon yapabilir.
PARS 4X4
Aracın sudaki arttırılmış manevra kabiliyeti ise, arkasında konumlandırılan iki adet su jeti ile sağlanmaktadır. Araç, suda nokta (Pivot) dönüşü yapabilmekte ve aynı zamanda arzu edildiğinde suda geri istikamete doğru hareket edebilme kabiliyetine sahip.
PARS 4X4
Pars, mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı olan aracın gövdesi, balistik malzemeden üretildi. CH-47 Chinook ağır yük helikopteri dahil her türlü askeri kargo uçağı ile taşınabiliyor.
ANKEROT
Konya'da bir yazılım firması, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü PKK’ya karşı mücadele veren asker ve polisin kullanabilmesi için 'Ankerot' adını verdiği tank görünümlü uzaktan kumandalı mini insansız araç üretti.
KORAL
ASELSAN tarafından özgün olarak geliştirilen, hedef ülke radarların karıştırılıp aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlayan "KORAL" Mobil Elektronik Harp Sistemi, Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi, askeri taktik araçlara entegre edilen ve geniş bir frekans bandında çalışan Elektronik Destek Sistemi (KORAL ED) ile Elektronik Taarruz Sistemi'nden (KORAL ET) oluşuyor.
KUNDUZ - AZMİM
Türk ordusunun amfibik zırhlı aracı Kunduz-Azmim, hem karada hem de suda görev yapabiliyor.
KUNDUZ - AZMİM
FNSS tarafından üretilen zırhlı istihkam aracı, savaş sırasında en kritik bölgelerde dahi görev alabiliyor.
KUNDUZ - AZMİM
Aracın üzerinde; termal kamera, sis havanları, 2 adet su jeti, iklimlendirme ve KBRN Sistemi, Balast boşaltma sistemi, dozer bıçağı yer alıyor.
KUNDUZ - AZMİM
2 personelin kullandığı araç; karada saatte 45, su da ise 8.6 kilometre hız yapabiliyor. Azami 400 kilometre yol yapabilen zırhlı araç, nokta dönüşü de yapabiliyor.
OTOKAR ARMA
Yüksek taktik ve teknik özelliklere sahip yeni nesil çok tekerlekli modüler bir araç olan ARMA; üstün hareket kabiliyeti, yüksek mayın ve balistik koruma ile orta ve yüksek kalibre silah sistemi entegrasyon opsiyonlarına sahip. Arma, en zorlu arazi koşullarında bile hizmet verebilmekte.
KİRPİ
Adını korunması yönüyle Kirpiden alan bu araç BMC tarafından üretilmekte. Tasarım ve üretim amacı mayına karşı dayanıklı zırhlı personel taşıyıcı olan kirpinin başlıca kullanıcısı Türk Silahlı Kuvvetleridir.
URAL
Otokar firmasının ürettiği bir diğer zırhlı personel taşıyıcı ise Otokal Ural. Tamamı zırh sacından üretilmiş personel kabini ile farklı tehditlere karşı sağladığı üst seviye personel korumasına ilave olarak; geniş iç hacmi ve koltuk ara mesafeleri, ergonomik tam boy koltukları, süspansiyonu ve sınıfındaki en büyük lastik ebadı sayesinde personel konforunu da en üst seviyede tutuyor.
OTOKAR COBRA
Otokar Cobra, Otokar firması tarafından 1997 yılında üretimine başlanan bir zırhlı personel taşıyıcı aracı. Azami 110 km hıza çıkabilen araçta bir adet 1 × 7.62 mm veya 12.7 mm makineli tüfek bulunuyor.
OTOKAR COBRA
9 personel taşıma kapasiteli lastik tekerlekli 4x4 Cobra Zırhlı Aracın amfibik versiyonu da bulunmakta. Kazakistan Silahlı Kuvvetleri ihtiyacı için Otokar şirketi Kazakistan Engineering şirketi ile 2011 yılında yapılan anlaşma doğrultusunda ortak lisanslı üretim yapılıyor.
TCG HEYBELİADA (F511)
Pendik'teki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı İstanbul Tersanesi'nde 2005 yılında ilk kaynağı vurulan TCG Heybeliada, 27 Eylül 2008 tarihinde suya indirildi.
EJDER YALÇIN
Türkiye'nin halen tümüyle personel kontrolündeki zırhlı araçları, tehlike durumlarında tek tuşla uzaktan da kontrol edilebilecek. Türk savunma sanayisi, zırhlı muharebe araçlarına yeni yetenekler kazandırmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalardan en dikkat çekenini zırhlı araçların aynı zamanda uzaktan komuta yeteneğiyle donatılması oluşturuyor.
EJDER YALÇIN
Yalçın'ın, ihtiyaç durumunda sürücü koltuğunda personel olmadan da görev yapabilmesine yönelik çalışmalar yapıyor. Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir'in sosyal medyadan duyurduğu test sonuçlarına göre, üzerinde ASELSAN'ın SARP Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi bulunan "Ejder Yalçın", araç dışından başarıyla kontrol edilebildi. Aracın tek tuşla uzaktan komuta moduna alınmasıyla araç dışında konumlu personel, kontrol panelleriyle "Ejder Yalçın"ı yönlendirdi ve çeşitli manevralar yapmasını sağladı. Uzaktan komuta sadece aracın idaresiyle de sınırlı kalmıyor. Aracın üzerindeki silah sistemleri ve diğer faydalı yükler de operatörler tarafından kontrol edilebiliyor. Operatör, tüm bu faaliyetleri önündeki monitörler aracılığıyla izleyebiliyor.