HABER

Kapat

Duygusal zekâyı geliştiren günlük egzersizler

Duygusal zekâ bireyin kendi duygularını tanıma ve doğru şekilde ifade etme becerisidir. Bununla beraber sağlıklı ilişkiler kurmasına da yardımcı olur. Bu zeka türü kişiye içsel denge kazandırır ve özgüvenini artırır. Günümüz modern dünyasında önem kazanan bu kavram sadece duyguları kontrol etmeyi içermez. Bununla beraber hayatı duygular aracılığıyla daha anlamlı hâle getirmeyi de sağlar. İşte duygusal zekâyı geliştiren günlük egzersizler...

Duygusal zekâyı geliştiren günlük egzersizler

Duygusal zekâ ya da kısaca EQ olarak adlandırılır. Bu zeka türü kişinin duygusal farkındalık düzeyini yansıtan önemli bir göstergedir. EQ anlık duygusal tepkileri tanımlamakla beraber bireyin bu duyguları nasıl yönettiğini, stresli durumlarda ne kadar dengede kalabildiğini de ortaya koyar. Öte yandan kişisel duyuların ötesinde çevresiyle nasıl bir etkileşim kurduğunu da gösterir. Yüksek duygusal zekâya sahip bir insan hem kendi iç dünyasında hem de sosyal yaşamında daha dengeli bir tavır sergiler. Bu yüzden günümüzde sıklıkla duygusal zekayı geliştiren egzersizler araştırılmaktadır.

Duygusal zekâyı geliştiren günlük egzersizler

Duygusal zekâ duyguları tanımayı ifade etmekle yönetebilmeyi ve anlamlandırabilmeyi de kapsar. Bununla beraber sağlıklı ilişkiler kurmaya da yarayan bir beceri olarak tanımlanır. Bu beceri doğuştan gelen bir yetenek değil de düzenli farkındalık çalışmalarıyla geliştirilebilen bir kas gibidir.

Günlük yaşamda yapılabilecek basit ama etkili egzersizler bulunur. Bu egzersizler duygusal zekânın kişisel farkındalık ve empati yönünü güçlendirir. Günümüzde insanlar kişisel gelişim kapsamında duygusal zekayı geliştiren egzersizleri merak ederler. Günlük olarak uygulanabilen duygusal zekayı geliştirmeye yardımcı pratikler şu şekilde sıralanabilir:

1. Duygusal günlük tutmak

Duygusal farkındalığı artırmanın en etkili yollarından biri düzenli olarak günlük tutmaktır. Günlük yazmak duygularını anlayabilmenin en basit ve etkili yöntemidir. Bunun için kişi, her günün sonunda birkaç dakikasını ayırarak o gün boyunca kendisini etkileyen olayları ve hissettiklerini bir deftere yazmalı.

Örneğin “Bugün toplantıda neden gergindim?” ya da “Bu konuşma beni neden mutlu etti?” gibi sorular sorulabilir. Bunlar duyguların altında yatan dinamikleri fark etmeyi sağlar. Başlangıçta doğru kelimeleri bulmakta zorlanılabilir. Basit ifadelerle başladıktan sonra zamanla iç ses daha açık hale gelecektir. Düzenli olarak kişi yazdıklarını gözden geçirirse bu, duygusal bağlantıları görmesini sağlar. Örneğin hangi durumlarda streslendiğini ya da hangi kişilerle huzurlu hissettiğini fark eder.

2. Beden taraması yapmak

Zihinsel farkındalık kadar bedensel farkındalık da duygusal zekânın önemli bir parçasıdır. Çünkü çoğu zaman bedenimiz duygularımızı biz fark etmeden önce hisseder. Beden taraması bu bağlantıyı güçlendirmek için oldukça etkili bir yöntemdir.

Bunun için rahat bir pozisyonda oturun ya da uzanın. Gözlerinizi kapatın ve dikkatinizi ayak parmaklarından başına doğru yavaşça gezdirin. Her bölgeye odaklanarak “ne hissediyorum?” diye sorun. Kaslarınızda gerginlik, karıncalanma, sıcaklık ya da hafif bir huzursuzluk olabilir. Bu hisleri yargılamadan gözlemlemeye odaklanın. Örneğin, göğsünüzde bir baskı varsa bu durum kaygının ya da üzüntünün bir göstergesi olabilir.

3. Meditasyon yapmak

Meditasyon duygusal farkındalık açısından oldukça önemlidir. Her gün sadece 5-10 dakika meditasyon yapmak bile zihni sakinleştirir ve duyguların daha net gözlemlenmesini sağlar. Sessiz bir ortamda sırtınız dik bir şekilde oturun. Nefes alışverişine odaklanın. Düşünceler gelirse onları bastırmaya çalışmayın. Bunları yorumlamadan fark edin ve nazikçe dikkati yeniden nefesinize yönlendirin. Bu egzersiz duyguları yargılamadan kabul etmeyi öğretir.

4. Duygusal kelime dağarcığını genişletmek

Duygusal zekânın gelişmesi duyguların doğru kelimelerle ifade edilebilmesi becerisine bağlıdır. Bir duyguyu tanımlayamadığınızda onu yönetmeniz de zorlaşır. Bu yüzden duygusal kelime dağarcığını genişletmek son derece önemlidir.

Örneğin sadece “üzgün” ya da “kızgın” demek yerine “hayal kırıklığına uğramış” hissediyorum diyebilirsiniz. Bununla beraber “değersiz hissediyorum” ya da “endişeliyim” gibi daha spesifik ifadeler kullanmak duygunun özünü anlamanızı kolaylaştırır. Her gün yeni bir duygusal kelime öğrenin ve onu bir cümlede kullanmaya çalışın. Düzenli bir şekilde yaptığınızda zamanla kendinizi ve karşınızdakileri daha iyi anlayabildiğinizi göreceksiniz.

5. Güçlü ve zayıf yönleri tanımlamak

Duygusal zekâ sadece duyguları anlamakla ilgili değildir. Bununla beraber kişisel farkındalığı da güçlendirir. Kişisel farkındalık için güçlü yönlerinizi ve geliştirmeye açık taraflarınızı bilmeniz gerekir. Bir kâğıda sabır, empati ve yaratıcılık gibi sizi güçlü kılan özelliklerini yazın. Ardından sizi zorlayan sabırsızlık, kararsızlık ve aşırı endişe gibi yönlerinizi de ekleyin. Bu farkındalık hem öz güveninizi besler hem de gelişiminiz için bir yön belirler. Bu çalışma için yakın bir arkadaşınızdan ya da aile üyesinden de yorum alabilirsiniz.

6. Nefes egzersizleri yapmak

Nefes, duyguların ve fiziksel etkilerin kalbidir. Sinirlendiğinizde hızlanır korktuğunuzda ise belirsiz hale gelir. Duygusal dengeyi yeniden kurmanın etkili yollarından biri bilinçli bir şekilde nefes çalışmaları yapmaktır. Bunun için burundan derin bir nefes alın ve birkaç saniye tutun. Ardından yavaşça verin. Bu süreci birkaç dakika boyunca tekrarlamalısınız. Bu egzersizin stres hormonlarını azalttığı ve zihni rahatlattığı bilinmektedir. Düzenli bir şekilde uygulandığında ise duygusal farkındalığını derinleştirir.

7. Minnettarlık alıştırmaları yapmak

Her günün sonunda o gün için minnettar olduğunuz üç şeyi yazın. Bu alışkanlık zihni olumsuzluklardan uzaklaştırarak pozitif duygulara yönlendirir. Minnettarlık duygusal zekânın en güçlü tamamlayıcısıdır. Çünkü insanın hem kendine hem de çevresine daha şefkatli yaklaşmasını sağlar.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat