8 çocuk ve 25 torun sahibi Gürses, azmiyle diğer kursiyerlere örnek oluyor. Yetim büyüdüğü için okuma yazma öğrenemeyen Gürses, yaşadığı tatsız bir diyaloğun etkisiyle okuma yazma öğrenmeye karar verdiğini söyledi.
75 yaşında okuma yazma öğredi
Gürses, "Babamı hiç görmedim, üvey baba yanında büyüdüm. O nedenle de hiç okula gitmedim, çocukluğumda hayvan güttüm. Daha sonra da evlendik ve bu zamana kadar çocuklarla uğraştık. Ömrümüz yoklukla, mücadeleyle geçti." dedi.
Kızının evine gitmek isterken bindiği dolmuşun sürücüsüne, 'Yavrum bu dolmuş nereye gidiyor?' diye sorduğunu, şoförün de 'Teyze önündeki yazıyı görmüyor musun?' diye kendisine çıkıştığını anlatan Gürses, şöyle devam etti:
"O günden sonra kendi kendime okumayı öğreneceğim diye söz verdim. Halk Eğitime gelerek müracaat ettim. Kurs açılınca çağırdılar. Allah razı olsun çok memnunum. Kısa sürede okuma yazmayı öğrendik. En azından adımı yazmayı ve okumayı öğrendim. Dolmuş ve otobüslerin üzerindeki yazıları okuyabileceğim. Artık kimseye ihtiyacım kalmadı."
Kursun sonraki basamaklarla sürmesini isteyen Gürses, "Kursa katılan tüm arkadaşlarımızla birlikte okumak için istekli ve hevesliyiz. Buraya gelirken çocuklar gibi heyecanlıyız. Bu kurs bizim için faydalı oldu, bütün işlerimizde kolaylık sağladı. Biz kursların yeni aşamalarıyla devam etmesini istiyoruz." diye konuştu.
27 YIL SONRA ÇOCUĞUYLA BİRLİKTE ÜNİVERSİTEYE GİDİYOR!
Ailesinin en küçük bireyi olduğunu ilkokulu bitirdikten sonrada ailesinin eğitim hayatına devam ettirmesine izin vermediğini dile getiren Songül Eltiş, bu yüzden günlerce ağladığını söyledi.
Okumaya çok hevesli olmasına rağmen babasının inadının üstesinden gelemediğini anlatan Eltiş, “Bizim toplumda birazda ‘kız çocuklarının okumasına gerek yok evlendir gitsin’ anlayışı var ya beni okutmadılar” dedi.
16 yaşında evlendirildiğini anlatan Eltiş, çocuk yaşta evlendirildiği için de o yaşlarda evliliğinde ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmediğini ifade etti. Evliliğinin ilk yıllarında çok zorlandığını belirten Eltiş, bir yıl sonra da çocuk yaşta anne olduğunu kaydetti.
Evlenmesine rağmen içindeki okuma azminin asla dinmediğini vurgulayan vurgulayan Eltiş, “Hala okuma isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Çocuklarım biraz büyüyünce bende kendi kendime ‘ben hala eğitimime devam edebilirim’ dedim. O yıllarda da Hitit Üniversitesi’de kurulmuştu. Dışarından ortaokulu bitirmeye karar verdim. Ortaokuldan sonra açık liseyi bitirdim. Sonra üniversite sınavına girdim. Kazanınca çok mutlu oldum. İlk tercihim Edebiyat bölümüydü. Fen Edebiyat Fakültesi’ne de birincilikle girince buda beni iyice motive etti. Okuma isteğim daha da arttı. 43 yaşında üniversite kazanmak eğitim azmimi de ateşledi” ifadelerini kullandı.
Hitit Üniversitesi’nde olmaktan çok mutlu olduğunun altının çizen Eltiş, adeta bir aile ortamının bulunduğu üniversitede akademisyenlerinde çok kıymetli ve değerli olduklarını aynı zamanda öğrencilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiklerine vurguladı.
'4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım diyebilirim'
Üniversiteye başlamasıyla birlikte adeta çocukluk ve gençlik yıllarına geri döndüğünü anlatan Eltiş, “Çok mutluyum. Mutlu bir süreç. 4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım diyebilirim. Arkadaşlarımla diyalogum çok iyi. Çok güzel ve iyi bir ortamımız var. Birlikte gezip eğleniyoruz. Her türlü etkinliği birlikte yapabiliyoruz. Aramızdaki o yaş farkı ortadan kalktı. Her şeyimizi paylaşabiliyoruz. Kısacası Hitit Üniversitesi’nde ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde olmaktan çok mutluyum” dedi.
'Hedefim yüksek lisans yapmak'
Hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunun altını çizen Eltiş, “Bu yıl son sınıftayım. Yaklaşık 2 ay sonra okul bitecek. Arkadaşlarımdan okulumdan ayrılacağım için üzülüyorum. Bu sıraları çok özleyeceğimi düşünüyorum. Ama hedefimi sorarsanız galiba okuldan da ayrılamayacağım. ALES sınavlarında başarılı olursam yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Üniversitemizin de bu yıl Edebiyat bölümümüzün yüksek lisans programı açılıyor. Bu benimde büyük bir şans oldu tabi. Başka şehirde olsa evli olduğum için gidemezdim. İnşallah yüksek lisans yapmayı çok istiyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.
'Oğlumla okul arkadaşı olabiliriz ama annelik damarım tutuyor bazen'
Oğluyla aynı üniversitede okumanın çok farklı bir duygu olduğunu anlatan Anne Eltiş, “Bazen ben ders çalışırken o uyuyor çalışmıyor yada geziyor. Bir anne olarak tabi ki fırça atıyorum. Fırçalıyorum. Ama oğlumla arkadaş gibiyiz. Gençlerin içinde olmak beni de gençleştirdi. Bazen annelik damarım tutuyor. Oğlumla birlikte okula gelmek, birlikte sınava hazırlanmak müthiş bir duygu”
Toplumdaki kadın-erkek ayrımının ortadan kalkması gerektiğinin altını çizen Songül Eltiş, “Kız çocuğu okutulmaz, erkek çocuğu iş sahibi olmak zorundadır’ ayrımı ortadan kaldırılmalı. Kız çocuklarının okutulması daha da önemli. Bu konuya özen gösterilmeli. Kız çocukları evlendikleri zaman eşiyle sorunlar yaşayıp, şiddet görebiliyor. Onun için kız çocukları aileleri tarafından kendi ayakları üzerinde duracak hale getirilmeli” dedi. Eltiş, üniversite eğitimiyle birlikte hayallerini gerçekleştirdiğini ve bundan dolayı da çok mutlu olduğunu belirtti.
'Babam okutmadı ama eşim okuttu'
43 yaşında üniversite öğrencisi olduktan sonra sınıf arkadaşları ve çevresinden gelen tepkilerle ilgili de açıklama da bulunan Eltiş, şunları kaydetti; “Sınıfa ilk geldiğimde arkadaşlarım önce alışamadı. Biraz yadırgadılar ama sonra aramızdaki yaş farkı ortadan kalktı. Beni de aralarına aldılar. Bende arkadaşlarından birisi oldum. Birlikte güzel vakitler geçiriyoruz. Birlikte ders çalışıyoruz. Çevremin tepkisine gelince komşularım ben okula gelip giderken gülüyorlar. Bu yaşta yeniden öğrencimi oldular. Sağolsun eşim sürekli destek oluyor. En büyük destekçim eşim. Babam okutmadı ancak eşim okuttu sağolsun. Benim genç arkadaşlarıma söylemek istediğim şu okumak, üniversite olmak meslek sahibi olmak için çok önemli. İnsan eğitimini alamayacağı yaşlara gelince okumanın kıymetini daha iyi anlıyor. Okumanın değerini eğitimini erken fark etsinler. Erken yaşta çalışmaya başlasınlar”