Yıllardır başka kültürlerden etkilenmeden hayatını sürdürmeyi başaran kabilenin 10 yıl içinde değişime uğrayarak yok olacağı düşünülüyor.
Bu Amazon kabilesi ilk kez görüntülendi
Brezilya’da yerli kabileleri takip eden yerel ajansın servis ettiği video ve fotoğraf görüntülerinde kabile üyeleri gündelik işlerini yaparken görülüyor.
Ormanlık alanın çorak bir alanında çekilen görüntülerde bir yerli elindeki yay ve ok ile yürürken görülüyor.
Kabilenin diğer üyeleri ise ormanda yürürken kaydedildi… Yetkililer bu kabileyi ilk kez görüntülediklerini açıkladı.
Araştırma grubu Funai, “Bu kabilenin etnik kökenini ya da ismini bilmiyoruz. Daha önce hiç görmediğimiz ve modern insan tarafından iletişime geçilmeyen bir kabile” açıklamasını yaptı.
DÜNYANIN EN İLKEL KABİLESİ
Hindistan'da bulunan Andaman Adası, en eski kabile olan Jarawalar'a ev sahipliği yapıyor. Bu kabile, 55.000 yıldır modern uygarlık tarafından tamamen izole edilmiş ve dokunulmamıştı.
Bu kabile, 55.000 yıldır modern uygarlık tarafından tamamen izole edilmiş ve dokunulmamıştı.
Ancak, insanlığın başlangıcından bu yana şekillenen Jarawalar'ın yaşam tarzı değişime uğradı.
Jarawa halkı, bu günlerde tişört giyip çekiç ve makas kullanırken görülüyor.
Belgesel film yapımcıları Alexandre Dereims ve Claire Beilvert, bu kültürel değişimi bir uyarı işareti olarak ele alıyorlar.
Modern dünyanın müdahalesi yüzünden bu kabilenin 10 yıl içinde yok olacağı düşünülüyor.
Raute dünyanın en ilkel kabilesi. Bu kabilede yaşayan insanlar maymun avcılığı yapıyor ve yakaladıkları maymunların etini yiyorlar. Kabileden biri öldüğünde ise bulundukları yeri terk ediyorlar ve başka bir yere göç ediyorlar. İşte çok ilginç yaşamlarıyla Raute kabilesi…
Danimarkalı fotoğrafçı Jan Moller Hansen, modern yaşama uymamakta direnen Raute kabilesinin günlük hayatını görüntüledi.
Hansen yerel bir rehber eşliğinde, Nepal'de Katmandu'dan çıkıp Accham bölgesindeki ormanın derinliklerine daldı.
Orada da kendilerini 'ormanın kralları' diye tanımlayan Raute kabilesinin yaşamına tanıklık etti.
Nepal halkı tarafından ikinci sınıf insanlar olarak görülmek istemeyen Raute kabilesi üyeleri, bu yüzden modern hayata geçmek istemiyorlar.
Raute kabilesi üyeleri, etnik kimliklerine sıkı sıkıya bağlılar ve kendilerinin kral soyundan geldiğine inanıyorlar.
Herhangi bir maddi ya da gayrimenkul sahibi olmak gibi bir kaygıları yok.
Sahip oldukları her şeyi de paylaşıyorlar.
Bu fotoğraf Raute kampında çok alışılmış bir sahne. Bütün aile toplanarak ateş etrafında bir araya geliyorlar.
Göçebe halde yaşadıkları için de yanlarında taşıyabilecekleri şeylere sahip olmayı tercih ediyorlar.
Aralarından herhangi biri öldüğünde onu gömdükten sonra kamp yaptıkları yeri terk edip başka bir yere doğru yola çıkıyorlar.
Ölülerini de dik olarak gömüyorlar. Böylece ruhunun cennette özgürlüğe kavuştuğuna inanıyorlar.
Göçebe ve geleneksel bir şekilde yaşayan bu kabile her ay Nepal'in batısındaki ormanlarda yer değiştirerek yaşıyorlar.
Çok eskilerden beri kendilerini 'Ormanın Kralları' olarak tanımlayan topluluk, maymun eti yiyerek ve çevre köylere ahşap el emeği ürünler verip karşılığında tahıl ve sebze alarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Nitekim küresel ısınma onların yaşamını da etkilemiş: Azalan maymun popülasyonu ve plastik ürün akını hayatlarını belirsiz bir geleceğe doğru sürüklüyor.
Kabile yaşamını Langur ve makak maymunlarını avlayarak sürdürüyor.
Kabiledeki erkekler, çevredeki ormanlardan topladıkları tahtaları, yerel köylerle satmak için mobilya haline getiriyorlar.
Ayrıca kabiledeki en son gerçekleşen ayı saldırılarından sonra çocuklar ormanın derinliklerine girmemeleri konusunda uyarıldı.
Raute kabilesi ormana güçlü bir bağlılığa sahip ve tohum ekmenin günah olduğuna inandıkları için tarımdan kaçınıyorlar.
Kabilede her ağaç türü kesilmiyor. Sadece yaygın olan ağaç türlerini kesiyorlar.
Kabilede ava çıkan bir adam, av günlerinde başarılı bir günün ardından maymunla kampa dönüyor. Ayrıca kabilede sadece erkekler ava çıkma hakkına sahip.
Raute kabilesindeki bireyler vahşi orman meyveleri ve yeşilliklerini düzenli olarak topluyorlar.
Kabilede son bilgilere dayanılarak yalnızca 156 kişinin kaldığı bilinmekte.