Ülkede bulunan en eski bütün haldeki iskelet üzerinde yapılan DNA testi, İngilizlerin atalarının "koyudan siyaha giden" bir ten rengine ve mavi gözlere sahip olduklarını ortaya çıkardı.
9 bin yıl önce yaşayan İngiliz siyah tenliymiş!
Teste göre, 9 bin yıl önce yaşamış bu kişinin bukleli siyah saçları ve geniş elmacık kemiği vardı.
20'li yaşlarında öldüğü tahmin edilen söz konusu kişinin yaşamı, Ada'da sürekli yerleşimin başladığı zamana denk gelmesi nedeniyle bu kişi ilk modern İngiliz kabul ediliyor.
İngiltere'de daha önce yerleşik düzene geçmeye çalışan insan topluluklarının tamamının yok olduğu ve günümüzdeki İngilizlerin söz konusu kişiyle aynı kökenden geldiği kaydediliyor.
Ulusal Tarih Müzesi ve Londra Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, Kuzey Avrupalılar arasında açık renk ten tahmin edilenden çok sonra bir döneme rastlıyor.
Londra Üniversitesi'nden Yoan Diekmann "Doğru gibi gözüken, İngiliz hisseden kişilerin beyaz tene sahip olması gerektiği algısı, zaman içinde değişmeyecek bir doğru değil" diyor.
Pennsylvania Üniversitesi'nde genetik üzerine çalışan ve projede yer almayan Iain Mathieson, bulguların açık renk tene ilişkin genlerin oluşumuna dair çalışmalarla örtüştüğünü söylüyor.
BİNLERCE YIL ÖNCE İNSAN FORMU BAKIN NASILMIŞ
İnsanoğlunun bundan 9 bin yıl önce nasıl göründüğü sorusunun yanıtını arayan bilim insanları oldukça ilgi çekici sonuçlara ulaştı.
Bilim insanlarının dönemin insanlarını yeniden dizayn etmesi sonrası, Mezolitik Çağ (MÖ 7 bin yılı) insanın, hem kadınlarının hem de erkeklerinin günümüze kıyasla daha maskülen bir yüze sahip olduğu ortaya çıktı.
İsveçli arkeolog ve heykeltıraş Oscar Nilsson tarafından tabirici caizse yeniden dizayn etti ve bu kadına Dawn adını verdi.
Eldeki bulgulara göre, 9 bin yıllık kalıntıların taranması sonrası 3D yazıcı yardımı ile yüze kavuşan Dawn'ın 15-18 yaşları arasında hayatını kaybettiği düşünülüyor.
Nilsson'a göre, insanoğlunun yüzündeki bazı öğeler zaman içinde yumuşadı, bazıları ise git gide yok olmaya yüz tuttu.
100 YIL ÖNCE GİZLİCE GÖRÜNTÜLEMİŞ
Kurduğu düzenek ile insanların gün içinde gizlice fotoğraflarını çekerek o dönem insanlarının günlük hallerini gözler önüne serdi.
1872-1957 yılları arasında yaşayan Norveçli Carl Størmer da çoğu insan gibi insanların günlük hayatın akışında fotoğraflarını çekmeyi hobi edinmişti.
Farkı ise bunu gizli olarak ve 1890'larda yapıyor olmasıydı.
Carl Størmer, 1893’te Royal Frederick Üniversitesi ya da şu anki adıyla Oslo Üniversitesi’nde okurken kıyafetlerinin altına bir gizli kamera yerleştirdi ve gün içinde karşılaştığı insanların gizlice fotoğraflarını çekti.
Størmer'ın oluşturduğu düzenek son derece zekiceydi.
Yeleğin altında fotoğraf makinesine takılı düğme şeklinde bir mercek vardı ve kıyafetlerinin altından cebine uzattığı ipi çektiğinde makine fotoğraf çekiyordu.
Böylece pek çok kişi Størmer'ın objektifine yakalanmış oldu.
Ayrıca Størmer’ın küçük bir karta binlerce fotoğraf sığdırabilen bir cihazı da yoktu; 6 adet fotoğraf çektikten sonra onları plakalara basması gerekiyordu.
Fakat buna rağmen toplamda 500 gizli fotoğraf çekmeyi başardı.