ANKARA (İHA) - Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Terörle Mücadele Yasası çıkınca "terör bitecek" şeklindeki bir beklentinin yanlış olacağını belirterek, bir kanunla terörün tek başına önlenmesinin mümkün olmayacağını bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Çalışkan, haftalık olağan basın toplantısına, yetkisiz kişilerce otopark oluşturulup ücret alınması konusunda yayınlanan genelgeyle ilgili bilgi vererek başladı. Yetkisiz kişilerce otopark oluşturulup ücret alınması konusunda, 81 il valiliğine bir genelge gönderildiğini açıklayan Çalışkan, genelgede, özellikle büyük şehirler başta olmak üzere, ülke genelinde, yetkisiz kişilerce şehir merkezlerinde cadde ve sokaklar ile meydanlarda gelişigüzel park yerleri oluşturulduğu, bu kişilerce araçlarını park eden vatandaşlardan zorla ücret alındığı, ücret ödemek istemeyen vatandaşların araçlarına zarar verildiği, bu gibi durumlara engel olunması amacıyla genelge ve talimatlar gönderildiğinin belirtildiğini kaydederek şöyle dedi:
"Yapılan denetlemelerde, bu konuda bazı aksamalar olduğu görülmüştür. Bu nedenle, illerimizden bahse konu genelge ve talimatların tekrar gözden geçirilerek, gereklerinin niçin yerine getirilmediğinin araştırılması, bu konuda görevli kurum ve kuruluş personelinden ihmal, kusur veya suiistimali olanların tespiti halinde haklarında gerekli kanuni işlemlerin yapılması, vatandaşlarımızın devletine ve kanun hakimiyetine olan güvenlerinin zedelenmesine neden olabilecek bu tür kanunsuzluklarla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, görevlilerin üzerlerine düşen görevleri isteyerek, benimseyerek ve sahiplenerek yapmaları" hususunda valiliklerimiz uyarılmıştır."
Mobese ile ilgili de bilgi veren Çalışkan, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün asayişi sağlamak, iç güvenliğe yönelik tehditleri bertaraf etmek ve denetim görevini daha etkin gerçekleştirmek üzere, "mevzuata uygun olarak elde edilen görüntü, ses ve konum verilerinin işlenerek anlamlı sonuçlar üretilmesini ve sonuçların Polnet uygulamalarıyla desteklenmesini sağlayan, modüler olarak geliştirilmiş, bilişim sistemi" şeklinde tanımlanan Mobese Projesi ile güvenlik hizmetlerinin verimliliğinin arttırılmasında, algılanması zor güvenlik tehditlerinin daha kolay algılanmasında, adli soruşturmada ihtiyaç duyulabilecek kanuni delillerin üretilebilmesinde, kişi hak ve hürriyetlerine dokunulmadan genel asayiş ve huzurun temin edilebilmesinde kullanılabilecek, bir bilişim sisteminin geliştirilmesinin amaçlandığını kaydetti. Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Çalışkan, bir gazetecinin Güneydoğu Anadolu'ya asker sevk edildiğini hatırlatarak, bu konuda polisin ne gibi hazırlıklar yaptığını sorması üzerine, "Terörle mücadele kapsamında Emniyet teşkilatı her zaman görevlerini yapmaktadır. Önümüzdeki günlerde de terör örgütleriyle mücadelede elinden geleni yapacaktır. Hazırlıklarımız devamlıdır. İstihbari bilgiler devletin elinde her zaman olur" açıklamasında bulundu.
"ROJ TV İLE İLGİLİ BİLGİ VE BELGELERİ VERDİK" Bir başka gazetecinin Terörle Mücadele Yasası ile ilgili sorusu üzerine Çalışkan, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Türk Hukuk sisteminde köklü değişikliklere yol açtığını hatırlatarak, "Bununla birlikte bazı temel maddeleri yürürlükten kalkmış olan Türk Ceza Kanunu'na atıfta bulunan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun, Yeni Türk Ceza Kanunu ile uyum sağlayabilmek ve terör suçları kapsamını yeniden düzenlemek ihtiyacı kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu çerçevede, Adalet Bakanlığı koordinesinde ilgili ve terörle mücadeleden sorumlu kurumların temsilcilerinin katıldığı bir komisyon tarafından hazırlanan tasarı, insan haklarının korunması anlamında hassasiyet gösterilerek, hem son yasal düzenlemelerin zorunlu kıldığı uyum sorununu ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeleri, hem de terörle mücadelede uluslararası alanda gelişen yeniliklere paralel düzenlemeleri kapsamaktadır. Hükümetimiz tarafından hazırlanarak TBMM'ye sunulan Kanun tasarısı, özü itibariyle ifade etmiş olduğum gerekçelerle ve sorumlu birimlerin görüş ve önerileri de dikkate alınarak hazırlanmış ve uygulamada terörle mücadele eden kolluğumuza, vatandaşımızın temel hak ve hürriyetlerini koruması yönünde önemli katıklarda bulunacağını değerlendirmekteyiz. Bu kanunla tek başına terörün önlenmesi mümkün değildir. Yasa, terörle mücadelede görev alan güvenlik güçlerinin elini güçlendirecektir. Terörle mücadele sadece bir kanun meselesi değildir. Kanun çıkacak, terör bitecek diye bir beklenti yanlış olur. Terörle mücadele topyekün bir mücadeledir. Bu mücadelede güvenlik güçleri en önde görev almaktadır ama, medyamız, iş adamları, vatandaşlarımız herkes terörle mücadelede üzerine düşeni elinden geldiğince yapması gerekmektedir. Terörün hedefinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun anayasal düzenini yıkmak olduğunu bilmekteyiz" şeklinde cevap verdi.
Gözaltı süresinin uzatılmasıyla ilgili bir soru üzerine Çalışkan, "Örgütlü suçlarla mücadele ve terörle mücadele her ülkenin kendi şartlarına göre düzenlenmektedir. Türkiye'de gözaltı süresinin uzatılması isteğimiz bütün suçlarla ilgili değil. Bütün terör suçlarıyla ilgili. Örgütlü suçların bazılarında savcının öngörmesi, hakimin kararı ile bazı suçlarda, bazı kişilerle ilgili uygulanmasını istiyoruz. Yoksa bir şahsın gözaltına alınarak keyfi olarak 5 gün 10 gün gözaltında tutulması söz konusu değil, bu yanlış anlaşılmasın. Terörle mücadelede, örgütlü suçlarla mücadelede her ülke kendine göre düzenleme yapmakta. Türkiye de içinde bulunduğu şartlara göre düzenleme yapmakta" dedi. "Gözaltı süresinin uzatılması, suçların aydınlatılması için tek şart mı?" şeklindeki soru üzerine Çalışkan, şöyle konuştu:
"Hayır, tek şart değil. Örgütlü suçlarda suçun aydınlatılması, delilerin toplanması için gerekiyorsa, tanık sayısının çokluğu gibi nedenlerle, bu şahısların ifadelerinin alınması için gerekebilir. Gözaltı süresi bütün kişilerle, bütün suçlarla bağlantılı değil, savcının uygun görmesi, hakimin gerekli görmesi gerekir, hiç bir zaman keyfi gözaltı süresinin uzatılmasını polis tasvip etmemektedir."
Danimarka'nın "Roj TV ile ilgili belge gelmedi" yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine de Çalışkan, "Roj TV ile ilgili bilgi ve belgeleri verdik" cevabını verdi. Manisa'da Fenerbahçe maçında çıkan olaylarla ilgili polisin orantısız güç kullandığı iddiasının hatırlatılarak görüşü sorulan Çalışkan, Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün kendi içinde bir inceleme yaptığını kaydetti. Antalya'da düzenlenen fuhuş operasyonunda gözaltına alınan polislerle ilgili bir soruya ise Çalışkan, 2'si polis 11 kişinin tutuklandığını ve 7 polisin açığa alındığını açıklayarak, "Konuyla ilgili müfettiş görevlendirildi. Suçu kim işlerse işlesin emniyet teşkilatı ayrım yapmadan yakalar" dedi.
markasıdır.
Haber Gönder
