Kar yağışı yıl boyunca beklense de, eşsiz manzaralara neden olsa da bazı olumsuz durumlara da yol açabilir. Soğuk hava nedeniyle tüm kışı hasta geçirenlerin çok iyi bildiği soğuk algınlıklarının yanı sıra kar, özellikle ciltte başka sorulara da neden olabilmektedir.
Kış mevsiminde çeşitli kış sporları yapan, dağda vakit geçiren kişilerin çok sık yaşadığı kar yanığı, soğuk ısırması olarak da bilinir. Ultraviyole ışınlarının karın yüzeyinden yansıması ve cilde ulaşması sonucunda cilt zarar görür.
Kar yüzeyi güneş ışınlarını direkt olarak yansıttığı için karlı olan alanlarda ultraviyole ışınlarına maruz kalma olasılığı çok daha yüksek olur. Bu durum da ciltte yanma, kızarıklık ya da kabarcık oluşumu gibi çeşitli ve ciddi hasarlara yol açabilmektedir.
Soğuk ısırması ya da kar yanığı, genel olarak çok yüksek rakımlı ve karlı olan bölgelerde oluşan bir durumdur. Güneş ışınlarını % 80 oranında yansıtma özelliği bulunan kar, güneş ışınlarının etkisini arttırır ve cilt bu durumdan ciddi zarar görür.
Kar yanığı oluşumunun ardından en kısa süre içinde durumu düzeltebilmek için vakit kaybetmeden doktora danışılması gerekir. Ardından doktorun uygun gördüğü tedavi süreci başlatılır. Tedavide genel olarak ılık su banyosu ile hızlı bir biçimde yeniden ısınma sağlanır.
Daha fazla soğuğa maruz kalınmamalıdır. Soğuk maruziyetinin önüne geçilmeli ve dolaşım sağlanmalıdır. Çok bilinen bir yanlış olarak hasar gören bölgeyi karla ovmak doğru değildir. Ayrıca kuru sıcak kullanılmamalıdır ve tekrar ısınmanın yavaş yapılması da yanlıştır.
Kar yanığı oluşmadan da önüne geçilebilecek bir durumdur. Bunun için çeşitli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden bazıları şunlardır: