HABER

Kimlerin yüz yıl yaşama şansı var?

Pittsburg Üniversitesi tarafından 100 bini aşkın 50 yaş ve üzerindeki kadında yapılan araştırmada iyimserlerin daha sağlıklı ve uzun ömürlü olduklarının belirlendiğini bildiren haberi okurken Polyanna' lar dünyanın en uzun ve sağlıklı yaşayan insanı olmalı diye düşündüm. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Mynet okurları için yazdı.

Chicago Üniversitesi uzmanlarının 1890-1900 yılları arasında doğmuş olan ve 100 yaşını geçen ‘gençlerin' uzun yaşama sırlarını ortaya koydukları bir başka araştırmanın sonuçları da çok ilginç.

Hemen söylemeliyim ki 100 yaşını geçenlerin yüzde 76' sının kadın olmaları mâlumu ilan etmekten başka bir şey değil. Tüm dünyada kadınlar erkeklerden çok daha uzun yaşıyor; yapacak bir şey yok!

Araştırmanın en ilginç sonuçlarından biri ocak ve kasım aylarında doğanların yaşama şanslarının nisan-haziran döneminde doğanlardan yüksek olduğunun ortaya çıkması.

Bu bulgu tesadüfî olmamalı, çünkü Avusturya ve Danimarka'da da ekim-aralık aylarında doğanların nisan-haziran aylarında doğanlara göre daha uzun yaşadığını gösteren başka bir araştırma var.

İnsanların doğdukları mevsimde karşılaşacakları çevresel faktörlerin sağlığımızı belirli ölçüde etkilediği çoktan beri biliniyor. Meselâ, çeşitli çalışmalarda ocak ve şubat aylarında doğanlarda beyin kanseri riskinin daha fazla olduğu, haziran ve temmuz doğumlularda ise şizofreninin çok daha ağır belirtilerle seyrettiği saptanmıştır.
Ben de bir araştırmamda, doğum ayı ile alerjik hastalık gelişme riski arasında bir ilişki olduğunu, yengeç burcunda doğanlarda astım riskinin kova burcundan olanlara göre 6 misli fazla olduğunu göstermiştim.

Mevsim farklılıklarına uygun olarak hayatın ilk aylarında mâruz kalınan bakteri ve virüs enfeksiyonlarının, alerjenlerin, sıcaklık, nem, basınç gibi hava şartlarının etkileri yabana atılmamalı diye düşünüyorum.

Batı' da doğanlar Doğu' da doğanlardan uzun yaşıyor
Araştırmadan elde edilen bir diğer dikkat çeken sonuç da ülkenin Batı'sında doğanların 100 yaşını geçme şanslarının Doğu' sunda doğanlara göre 3 misli fazla olması. Bu bulgu bizim ülkemiz için de geçerlidir bence.

Burada da insanların dünyaya geldikleri çevre şartlarının yaşama süresinin belirlenmesinde rolleri olması mümkün. Ayrıca kültürel, sosyal, psikolojik ve ekonomik faktörler de mutlaka hesaba katılmalı.

Hayatın ilk yılındaki beslenme ile ilgili özelliklerin yaşama süresini etkileyebilmesi akla ve mantığa çok uygun geliyor. Nitekim 100 yaşını geçenlerin çoğunun büyük şehirlerde değil de, çiftliklerde ve köylerde yaşayan ve doğal yiyeceklerle beslenen insanlar olması şaşırtıcı değil hiç.

Ailenin ilk çocuğu daha şanslı
Araştırmada çok çocuklu ailelerde ilk doğan kız çocuğun 100 yaşını geçme ihtimalinin diğer kız kardeşlerine göre 3 kat yüksek olduğu da belirlenmiş. Bir de ilk doğan erkek çocuğun uzun yaşama bakımından diğer kardeşlerinden 2 misli fazla şansa sahip olduğu.

Bu da bence akla yatkın bir sonuç ve birçok nedeni olması mümkün bu bulgunun. Bunda çocuk sayısı arttıkça ailelerin onlara olan ilgi ve ihtimamlarının da doğal olarak azalması önemli olabilir. Dolayısıyla bu çocukların çeşitli kazalara uğrama ve bunun sonucunda sağlıklarının çeşitli olumsuzluklara maruz kalma şansları da artıyor. Ayrıca, sonraki çocukların beslenme ve tıbbi bakımları da daha kötü olabilir. Hepimizin bildiği gibi ilk çocuk en küçük bir rahatsızlıkta hemen doktora götürülürken, sonraki çocukların hastalıkları giderek umursanmaz olmaya başlar.

İlk çocuk doğduğunda anne ve babanın daha genç olmaları da üzerinde durulması gereken faktörlerden biri. Zamanla babanın spermlerinin ve annenin yumurtasının zarar görmesi mümkün ve bu yüzden de anne-babaların yaşları ilerledikçe çocuklarında genetik kökenli sağlık sorunlarının daha fazla olması bana akla çok yatkın geliyor.

Gelelim neticeye
Gazetemizde haberi yer alan araştırma doğru ise iyimserliğin evrensel simgesi Polyanna' nın dünyanın en uzun yaşayan insanı olması gerekir. Bu öyle ise kitabın yazarı Eleanor H. Porter de sayılı kötümserlerden olmalı, çünkü 52 yaşında veda etmiş dünyaya.
Ne cinsiyetimizi, ne doğum ayımızı, ne nerede doğacağımızı, ne ailenin kaçıncı çocuğu olacağımızı belirlemek elimizde olmadığına göre uzun yaşamak için iyimser olmak yapabileceğimiz tek şey gibi görünüyor.
Hadi bakalım takın pembe gözlüklerinizi.

ahmetrasimk@mynet.com

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler