HABER

Kapat

KKTC'de UBP'den boykot

LEFKOŞA (İHA) - KKTC'de, ana muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu, Annan Planı'nın ortaya çıktığı günden beri Kıbrıs Türk halkının bu planla neler kaybedileceğini anlatmaya çalıştığını, referanduma kadarki süreçte bunları anlatarak halkı tekrar tekrar uyaracağını söyledi.

Ülke genelinde eylem planları hazırlayan UBP, Cumhuriyet Meclisi'nin yarın yapacağı toplantıya katılmama kararı aldı. UBP ayrıca Cumhuriyet Meclisi'nde kurulan Kurucu Devlet Anayasası'nı ve AB uyum yasalarını hazırlayacak komitelerdeki üyelerini geri çekme kararı aldı.

UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs konusunda Türk tarafının "bir adım önde olacağız" politikası ile hata yaptığını savunarak tehlikeli bir sürece girildiğini söyledi. Eroğlu, "Bu öylesine tehlikeli bir süreçtir ki gün gele bir adım önde olacağız diye siz uçuruma yuvarlanırken, Rum tarafı uçurumun başında durarak zevkle sizin ölümünüzü seyredebilir" diye konuştu.

UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu, bugün parti merkezinde düzenlediği basın toplantısında Kıbrıs müzakereleri ve Annan Planı'yla ilgili görüşlerini açıkladı, hükümetin icraatlarına yönelik eleştirilerini dile getirdi.

UBP milletvekilleri ile yetkililerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında konuşan Genel Başkan Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının tarihinin en zor günlerini yaşadığını belirterek, halkın birçok yönden gelen dayatmalara, psikolojik savaş ürünü güdümlü medya saldırılarına rağmen yok olmamak için direniş gösterdiğini söyledi.
Eroğlu, teslimiyetçi bir politika izlendiğini kaydederek, "Birleşmiş Milletler örgütünün saygınlığı arkasına saklanan ABD ve AB'nin 1990'dan itibaren uygulamaya koydukları Kıbrıs Türkü'nü ambargolarla kıskaca alma, Avrupa Birliği havucunu kullanmak ve halk arasında psikolojik savaşla gedikler açmak suretiyle Ada'yı Rum-Yunan hegemonyasına verme oyunu maalesef sona yaklaşmaktadır" dedi.
Türk tarafının "Bir adım önde olacağız" politikası ile hata yaptığını savunan Eroğlu, New York'a giderek daha önce Lahey'de hayır denilen BM Genel Sekreteri'nin tüm şartlarına evet dendiğini belirterek, "Bu öylesine tehlikeli bir süreçtir ki gün gele bir adım önde olacağız diye siz uçuruma yuvarlanırken, Rum tarafı uçurumun başında durarak zevkle sizin ölümünüzü seyredebilir" diye konuştu.
Eroğlu, bu yola çaresizlikle girildiğinin söylenmesine ve Annan Planı'nın "ehveni şer" yani kötülerin iyisi olarak gösterilmesine karşı olduklarını anlatarak, bir plan kötü ise ona karşı çıkılması gerektiğini ifade etti

"HAKLARIN SAVUNULMASI İÇİN YETERLİ DEĞİL" 19 Şubat'ta başlatılan görüşmelerde ortaya konulan Türk tutumunu Kıbrıs Türk halkının haklarının savunulması için yeterli bulmadıklarını belirten UBP Genel Başkanı Eroğlu, halkın büyük çoğunluğu gibi '15 Kasım 1983'te ilan edilen ve referandumla onaylanan devletin varlığının, egemenliğin, iki kesimliliğin, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin, 1985 anayasasına dayanarak vatandaşa verilen mal ve mülkün korunamayacağı' endişesini taşıdıklarını söyledi.
Dördüncü Annan Planı'nın önlerine konulacağını kaydeden Derviş Eroğlu, "UBP olarak halkımızın referandumda baskı, tehdit ve şantajla oynanmak istenen oyunları bozacağından eminiz. Her gün, halk içinde dolaşan bizler, çoğu vatandaşımızın Annan Planı'nın Kıbrıs Türkü'ne yapacağı yıkımın farkında olduklarını, geçmişte CTP, BDH, ÇABP'ye oy verenlerin önemli bir bölümünün dahi plandan duydukları rahatsızlıkları yüksek sesle ifade etmekte olduklarını memnuniyetle görmekteyiz" dedi.
Referandum sonucunun şimdiden belli olduğunu, Kıbrıs Türk halkının geleceğini tehlikeye atmayacak kadar zeki ve ileri görüşlü olduğunu belirten UBP Başkanı Eroğlu, Rum Yönetimi eski Başsavcısı Alekos Markides ile DİSİ Başkanı Nikos Anastasiades'in Annan Planı'yla ilgili söylediklerinin UBP'nin bugüne kadar söylediklerini doğrular nitelikte olduğunu kaydetti ve Markides ile Anastasiades'in konuşmalarından örnekler verdi.

"REFERANDUM SEÇENEKLİ OLMALI"
Rumlar'ın Annan Planı ile şu anda Kıbrıs Türk halkının elindeki malların yüzde 80'ini almak istediğini kaydeden Eroğlu, "İçine girilen tünelden madem ki referandumla çıkabileceğiz, bu referandumda Kıbrıs Türk halkının önüne sağlam seçenekler konulmalıdır. Kıbrıs Türk halkı 'ya Annan Planı'nı kabul edersiniz, ya da mahvolursunuz' seçenekleriyle yani seçeneksizlikle karşı karşıya bırakılmamalıdır. Kıbrıs Türk halkı Avrupa Birliği'ne girecek diye evdeki bulgurundan edilmemelidir. Kıbrıs Türk halkına kendisini mahvedeceği kesin olan Annan Planı'na özgür iradesi ile yanıt verme hakkı tanınmalıdır.
Eğer halkımız bu planı reddederse artık baskılardan, ambargolardan, tecrit politikalarından vazgeçilerek KKTC'nin dünyaca kabullenilmesinin, Kıbrıs Türk halkının onuru ve hakları ile Avrupa Birliği'ne girmesinin önü açılmalıdır" diye konuştu.
UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu, AB'nin Kıbrıs Türk halkının kararına saygı duyarak tehditten vazgeçmesini isteyerek, "Şakağımıza silah dayalı bir şekilde referanduma gitmemiz uygar dünya için utanç verici bir durum olacaktır" dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston'un referandumdan hayır çıkması halinde bunun bedelinin ödeneceğini söylemesini şiddetle kınadıklarını açıklayan Eroğlu, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın görüşmelerin ardından basına açıklamalarda bulunmasını olumlu bulurken, Başbakan Mehmet Ali Talat'ın Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından rahatsızlık duyduğunu ifade etmesini bir demokrasi ve şeffaflık ayıbı olarak gördüklerini söyledi.
Eroğlu, Meclis'te kurucu devletin anayasasını hazırlama ve AB'ye uyum yasalarını yapmak için kurulan ADHOC komitelerine onay verdiklerini ama hükümetin ısrarla yıllarca iktidarda kalan Ulusal Birlik Partisi'ni ve Cumhuriyet Meclisi'ni görüşme süreci ile bir yandan ilgili kılar gibi davranırken diğer yandan dışarıda oluşturduğu ve başına sözleşmeli kişiler getirdiği komitelerle işi götürmeyi planladığını gördüklerini kaydederek, buna evet diyemeyecekleri için komitelerden çekilme kararı aldıklarını açıkladı.

HÜKÜMETE ELEŞTİRİ Hükümetin çalışmalarına değinen Eroğlu, Bakanlar Kurulu'nun anayasaya aykırı oluştuğu görüşünü yineledi. Bütçenin hala gündeme getirilmemesini eleştiren Eroğlu, makam araçları konusunda UBP'nin suçlu gösterilmeye çalışıldığını ve halk dalkavukluğu yapılarak sözlerin tutulmadığını savundu. Seçim öncesi istihdam edilenlerin UBP'den intikam almak için işten durdurulduğunu, vatandaşlıkların da partizanlık nedeniyle iptal edildiğini ve DP'nin daha önce evet dediklerine bu kez hayır diyerek siyaset tarihine kara bir leke sürdüğünü iddia eden Eroğlu, hükümetin partizanca atamalar yaptığını, barış ve uzlaşı hükümeti iddiasıyla yola çıkan hükümetin intikam ve kin duygularıyla hareket ederek toplumsal uzlaşı yollarını dinamitlediğini söyledi.
Eroğlu, gelinen aşamada barış adına halkın önüne teslimiyet belgesi konmaya hazırlanıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Bu hükümet, icraatlarıyla toplumu kamplara bölmüş, partizanlık şampiyonu olmuş dolayısı ile kendi kendinin varlık nedenini ortadan kaldırmıştır. Kıbrıs Türk halkı bütün bu uygulamaların hiçbirini haketmemiştir. Bu hilkat garibesi hükümet bir an önce halkımızın sırtından düşmelidir.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı Ulusal Birlik Partisi Meclis Grubu, hükümetin partizanlığını, linç, intikam ve yıkım politikalarını protesto için Meclis Genel Kurul çalışmalarını boykot etmiştir. Tutumlarını değiştirmezlerse protestomuz başka şekillerde de devam edecektir."
UBP'nin muhalefette yeni olduğunu ve aşırı bir alışkanlık içine girmek istemediklerini belirten Eroğlu, UBP'den sonraki hükümetlerin uzun ömürlü olmadığını, şimdiki hükümetin ömrünün de altı ayı geçebileceğini zannetmediğini söyledi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat