Türk kültüründe kolonya kullanımı hem hijyen hem de misafirperverlik açısından köklü bir gelenek olarak öne çıkar. Türkiye’de yaygın ve saygı gören bir davranış olarak yemeklerden önce ve sonra elleri temizlemek amacıyla kolonya ikramı yapılır. Günlük yaşamda da elleri temizlemek ve ferahlamak için sıklıkla kullanılır. Bilhassa havanın sıcak olduğu günlerde kolonya kullanmak hem zihni hem de bedeni tazeler. Kültürümüzde bu kadar çok kullanılması ise bazı soru işaretlerini beraberinde getirir. Kolonya kullanımında sıklıkla merak edilen detay ise sürdükten sonra soğukluk hissedilmesidir.
Kolonya sürüldükten sonra hissedilen ani serinliği birçok kişi deneyimlemiştir. Bu hissiyat bazılarının dikkatini çeker ve nedeni merak edilir. Kolonyanın soğuk bir his bırakması hayatın içerisinde sıradan bir deneyim gibi görünse de kimyasal ve fiziksel süreçlerin etkisiyle ortaya çıkan bir tepkidir. Bu serinliğin temelinde kolonyada yer alan maddelerin fiziksel özellikleri bulunur.
Kolonya en basit haliyle saf su, etil alkol ve çeşitli esansların bir araya gelmesiyle oluşan bir üründür. Kolonyanın içerisindeki bileşenler arasında serinlik hissini doğrudan belirleyen madde ise etil alkoldür.
Bilindiği üzere etil alkolün en belirgin özelliği uçucu bir yapıya sahip olmasıdır. Bu uçuculuk maddenin düşük sıcaklıklarda bile hızla buharlaşabilmesi anlamına gelir. Etil alkol de bu özelliğe sahip olduğundan oda sıcaklığında bile hızlı bir şekilde buharlaşabilir. Kolonyanın cilde temas etmesiyle oluşan serinlik hissinin nedeni tam olarak bu buharlaşma sürecidir. Buharlaşma maddenin hal değiştirmesi olarak açıklanırken çevresinden ısı çekmesiyle gerçekleşen bir olaydır.
Kolonya cilde sürüldüğü anda karışımın içindeki etil alkol hızla uçmaya başlar. Bu uçuş süreci fiziksel olarak “endo-termik” bir olay olarak tanımlanır. Çünkü maddenin buharlaşabilmesi için çevresindeki yüzeyden enerji alması gerekir. Bu noktada etil alkol buharlaşmak için gerekli enerjiyi direkt olarak temas ettiği deriden çeker. Deriden ısı enerjisi çekilmesiyle beraber ani ısı kaybına yani serinleme etkisine dönüşür. Bu yüzden kolonya sürülen bölge kısa sürede soğukmuş gibi algılanır.
Bu serinlik hissi tamamen fiziksel bir etkileşimin sonucudur. Bu yüzden kolonyanın ferahlık vermesinin temeli bilimsel bir nedene bağlıdır. Etil alkolün buharlaşma hızı ne kadar yüksekse hissedilen serinlik etkisi de o kadar belirgin olur. Kolonyanın yüksek dereceli olması yani içindeki alkol oranının fazla oluşu serinlik etkisinin daha yoğun hissedilmesine neden olur.
Kolonyadan gelen serinlik hissi ortam sıcaklığına göre farklı derecelerde algılanabilir. Yaz aylarında hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle cildin kaybettiği ısı kısa sürede çevreden geri kazanılır. Bu da ferahlık hissinin daha kısa sürmesine yol açar. Yüksek sıcaklıklarda cildin tekrar ısınması çok hızlı gerçekleştiği için kolonya sürüldüğünde hissedilen serinlik hafif ve geçici bir etki yaratır.
Buna karşın kış aylarında hissedilen soğukluk tamamen farklıdır. Düşük hava sıcaklıklarında cildin kaybettiği ısı çevreden aynı hızla geri dönmez. Bu yüzden alkolün buharlaşma esnasında deriden aldığı ısı kolayca yerine konulamaz. Sonuç olarak kolonya cilde sürüldüğünde oluşan serinlik hissi daha uzun süre devam eder.
Bu his soğuk havalarda rahatsız edici bir seviyeye ulaşabilir. Soğuk havalarda kolonyanın yakıcı bir soğukluk hissi yaratmasının nedeni de bu ısı dengesizliğidir. Kişilerde daha fazla üşümeye neden olur.