HABER

Kapat

Küre Operasyonu'nda sanıklar Kasım Zengin'i suçladı

ANKARA (İHA) - Kamuoyunda 'Sauna Çetesi' olarak bilinen 'Küre Operasyonu' ile ilgili davada, ünlü türkücü İbrahim Tatlıses, eski Emniyet Genel Müdür Vekili Ertuğrul Çakır ve Emre Köroğlu lakaplı Kasım Zengin'in de aralarında bulunduğu 18 kişinin yargılanmasına bugün devam edildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın öğleden sonraki bölümünde, sanık ve sanık avukatları esas hakkındaki savunmalarını yapmaya devam etti. Askerlikten ihraç edilen sanık Gökhan Nuri Bozkır'ın avukatı Mehmet Kocaoğlu, müvekkilinin durumu hakkında mahkemeye bilgi verdi. Sanık Bozkır'ın devletin gizli belgelerini yaydığı gerekçesiyle askeri mahkemede 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını ve bu kararının Askeri Yargıtay tarafından bozulduğunu belirten Kacaoğlu, bununla ilgili kararı mahkemeye sundu.

Müvekkilinin en son yapılan Yüksek Askeri Şura kararıyla askerlikten ihraç edildiğini belirten Kacaoğlu'nun YAŞ kararını eleştirmesine Mahkeme Başkanı Süreyya Gönül tepki gösterdi. Gönül, "Şura bizi ilgilendirmiyor. Biz burada Şura'yı yargılamıyoruz" dedi. Bunun üzerine avukat Kacaoğlu, "Sanığın durumu ile ilgili olduğu için açıklıyorum" cevabını verdi.

Avukat Kacaoğlu'nun savcıyı sık sık eleştirmesine de tepki gösteren Başkan Gönül, "Bir şikayetiniz varsa gider Adalet Bakanlığı'na başvururusunuz" dedi. Savunmasına devam eden Kacaoğlu, mahkemeden müvekkilinin beraatini talep etti. Duruşmada söz alan sanık Ertuğrul Çakır'ın avukatı Cavit Öztürk, dosyada Kasım Zengin'in hayalleri dışında hiçbir delilin olmadığın söyledi.

Çakır'ın örgütün manevi lideri olarak tanımlanmasının haksızlık olduğunu belirten Öztürk, Zengin'in avukatının müvekkili için devlet için çalıştığı sözlerinin ise kesinlikle doğru olmadığını, devletin belli kurallarının olduğunu kaydetti. Çakır'ın Zengin ile aktar dükkanı işlettiği 1997 yılında görüştüğünü ondan sonra ilişkisinin kesildiğini belirten Öztürk, yıllar sonra Zengin ile Tatlıses'in menejeri olarak Emniyet Vakfı yararına konser vermesi için görüştüğünü söyledi.

Zengin'in müvekkilinin ismini ve sıfatını kullandığını belirten Öztürk, "Eğer bir ilişki olsaydı onlarca delil ve telefon konuşması olurdu" dedi. Çakır'ın diğer avukatı Aydın Akpınar ise basında bu davanın devletin üst makamlarına yönelik bir operasyon olarak yer aldığını ancak bu konuda dava dosyasında hiçbir delil olmadığını belirtti. Her iki avukatta müvekkillerinin beraatını talep etti.

Avukatlardan sonra sanıklar esas hakkındaki savunmalarını yaptı. Sanık Gökhan Nuri Bozkır, "Benim bu olaylar olduğunda değil Ankara'da Türkiye'de olmadığım belli. Ben o sırada Musul'da görev yapıyordum. Benim ile ilgili suçlamalar Kasım Zengin'in yalan ifadeleridir" dedi. İddianamede bahse konu olan CD'lerle ilgili bilgi veren Bozkır, bu CD'lerin çalındığını ve bu konuda başvurusunun emniyet tarafından örtbas edildiğini savundu.

Özel Kuvvetlerde yüzbaşı olarak görev yaptığını başta Şemdin Sakık olmak üzere birçok operasyonda yer aldığını anlatan Bozkır, "Akıl sağlığı yerinde olmayan bir insanın mesnetsiz iddiaları yüzünden çok sevdiğim mesleğimden oldum" dedi. Devletin gizli belgesi olduğu belirtilen CD'lerin 2004 yılında Gayri Nizami Harp sistemi ödevi olduğu belirten Bozkır, buradaki bilgilerin kurgudan ibaret olduğunu söyledi.

Bozkır, bunların yayınlanmasının bir suç olduğunu ve bu nedenle askeri mahkemede yargılandığın söyledi. Bozkır, "10 yıllık mesleki hayatı boyunca başta Irak, Bosna, Afganistan olmak üzere devletimi en iyi şekilde temsil ettim, beraatımı istiyorum" dedi. Sanık Siyami Gündüzoğlu ise savunmasında Kasım Zengin'in evine gittiğinde kendisine Erdal Özkan adına düzenlenmiş MİT kimliğini gösterdiğini söyledi.

Emniyette bu nedenle başka bir birimde tutulduğunu söyleyen Gündüzoğlu, mahkemeden beraat talebinde bulundu. Duruşmada davanın bir numaralı sanığı Kasım Zengin ilginç açıklamalarda bulundu. Çıkar amaçlı suç örgütü kurmadığını söyleyen Zengin, ünlü türkücü Tatlıses'ten dolayı bürosuna çeşitli insanların gelip gitmeye başladığını ifade etti.

"Ben burada devlet için çalıştığımı kanıtlayamasam da 1997 yılından beri devlet için çalışıyorum" diyen Zengin, kendisi ile ilgili açıklamalarının 'hayal' olduğunu söyleyen bir kısım sanık ve sanık avukatlarına da tepki gösterdi. Zengin, "Edebime uygun olmadığın için bazı şeyleri söyleyemiyorum. Akli dengemin bozuk olduğu söyleniyor. Bu doğru değil. İlkokulu üçüncü sınıfta terk eden akli dengesi bozuk olan bir insanın düğününe Emniyetin en üst seviyesinde bir isim dört defa gelir mi? Nuri Bozkır askerlik yapmadığımı söylüyor.

Ben halen asker kaçağıyım. İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastenesine gittim. 16 gün boyunca tek kişilik hücrede kaldım. Beni ne bir doktor ne de bir hemşire gördü. Sonunda beni kontrol etmeden gönderdiler. Akli dengemin yerimde olduğu belirtildi. Raporumun akıllıdır kısmına değil, bizi kandırmaya çalışıyordu kısmına karşı çıkıyorum" diye konuştu.

Ankara'ya organize suç örgütü kurmak için gelmediğini belirten Zengin, çevresindeki insanlara karşı barış elçisi olduğunu söyledi. Sauna işleten müşteki (şikayetçi) Zeliha Tüfekçi ile ticari ilişkisinin olduğunu ifade eden Zengin" İstanbul'dan Ankara'ya geldiğimde 300 milyar param vardı. Şu an dışarı çıktığımda yatacak yatağım dahi yok. Benim söylediklerime hayal diyenlere tahliye olunca şu an 29 yaşındayım delileri çuvallarla getirip önlerine dökeceğim. Buna Allah'ın huzurunda ve sizin huzurunuzda yemin ederim. Bunu tarihte yazacak" dedi. Duruşma, soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde karar için incelenmeye alınarak ertelendi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat