ANKARA (İHA) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Türkiye'nin CE belgesi verme konusunda altyapısını tamamladığını, ancak buna rağmen Avrupa'nın Türk Akreditasyon Kurumu'na bu yetkiyi vermediğini söyledi.
Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) 44. Genel Kurulu, TSE Genel Merkezi'nde toplandı. Gene Kurul'un açılışında bir konuşma yapan Coşkun, başarısız bir hükümetin başarısızlıklarına mazeret arayan bir bakan olmadığını belirterek, hükümetin elde ettiği başarıların tüm kesimlerin seferberliği ile elde edildiğini söyledi. Ekonomik gelişmede özel sektörün çabasını takdir ettiğini belirten Coşkun, devletin ekonomiden elini çekip asli görevlerine dönmesinin özel sektörü geliştirdiğini ifade etti. 70 milyar dolarlık ihracatın yüzde 70'inin sanayi ürünlerinden oluştuğunu, üretim kapasitesinin de yüzde 83'e çıktığını kaydeden Coşkun, "Rehavete kapılmamamız lazım" dedi.
21 bin Türk standardının yüzde 95'in AB'ye uyumlaştırıldığını belirten Coşkun, AB'nin sanayiiyle ilgili 161 direktifinden 158'inin uyumlaştırıldığını anlattı. CE belgesi konusunda da 16 direktifin uyumlaştırıldığını bildiren Coşkun, Türkiye'nin CE belgesi verme konusunda altyapısını tamamladığını, ancak buna rağmen Avrupa'nın Türk Akreditasyon Kurumu'na bu yetkiyi vermediğini söyledi.
Türkiye'nin Kopenhang Siyasi Kriterleri konusunda bir sorunu olmadığını dile getiren Coşkun, ekonomi konusundaki kriterlerin de 2007 yılında yerine getirilmiş olacağını ifade etti. Coşkun ayrıca AB ile uyum çerçevesinde TSE ile ilgili yasanın daha çağdaş ve yönetim kurulunun 9'a çıkarılarak değiştirileceğini, söz konusu tasarının Başbakanlığa sunulduğunu bildirdi. TSE Başkanı Kenan Malatyalı ise, TSE'nin bağımsız bir yapıya kavuşarak kamu kimliğinden kaynaklanan bazı engellerini aşmak zorunluluğu doğduğunu ifade ederek, "Çünkü enstitü, yerli ve yabancı rakipleriyle rekabet edebilecek bir yapıya kavuşmadığı takdirde atıl ve hantal bir kamu kurumu olarak fonksiyonunu icra edemeyecek hale gelecektir" dedi.
Kurumun bütçesi hakkında da bilgi veren Malatyalı, 2004-2005 döneminde faiz gelirleri haricindeki faaliyet gelirlerinin 7.5 milyon YTL fazla verdiğini söyledi. CE işareti konusunda 10 adet Yeni Yaklaşım Yönetmeliği çerçevesinde ilgili bakanlıklara görev üstlenmek üzere başvurduklarını dile getiren Malatyalı, 6 konuda TSE'nin onaylanmış kuruluş olması için AB Komisyonu'na bildirilmesine rağmen komisyon tarafından bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadığını söyledi. Malatyalı, TSE'nin hala onaylanmış kuruluş olarak atanmamasının Türkiye'nin kıt kaynaklarının gereksiz yere yurtdışına transfer olması anlamına geldiğini kaydetti.
"TSE'NİN SAYGINLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRENLER AÇIĞA ÇIKACAK"
Malatyalı, basında TSE ile ilgili yolsuzluk haberlerine ilişkin açıklamalarda da bulundu. TSE'nin tarihi öneme sahip bir dönemden geçtiğini ifade eden Malatyalı, bu dönemin enstitünün geçmişiyle hesaplaştığı, temiz bir sayfa açmaya çalıştığı bir dönem olduğunu kaydetti. Amaçlarının geçmişte yapılanları karalamak olmadığını belirten Malatyalı, "Bilakis geçmişte TSE'yi bir adım daha ileri götüren adımları vurgulayarak, bu adımların önünde engel oluşturanları, TSE'nin saygınlığına gölge düşürenleri açığa çıkartmaktır. Bu mücadelemiz 50 yılık TSE geçmişinde bu kuruma gerçekten hizmet edenlerle kendileri için çıkar elde edenleri ortaya çıkartacaktır" şeklinde konuştu.
Malatyalı, özel sektör temsilcilerinin şikayetlerinden hareket ederek, inceleme başlatan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun bazı noktaların açığa kavuşturulması için kendilerinin atadığı bir kısım üst düzey görevlinin görevden uzaklaştırıldığını söyledi. Teftiş Kurulu'nun raporuna dayanarak bu personelin görevden alındığını belirten Malatyalı, şunları kaydetti:
"Konu müfettişler tarafından yargıya intikal ettirilmiş, bu konular ile ilgili olarak TSE personelinden 7 kişi tutuklanmış, 5 kişi işten atılmış, 68 kişi çeşitli disiplin cezaları almış, 65 kişinin de mahkemelerde yargılanmaları ve idari soruşturmaları devam etmektedir. Bakanlık müfettişlerinin çalışmaları sürüyor. Ancak bu süreçte bazı insanlar kendilerine Devlet Denetleme Kurulu'nun 2001-2002 yılları arasında enstitüde yaptığı denetleme sonucunda hazırladıkları dayanak yapmak istemişlerdir. Raporda 2 temel nokta üzerinde durulmuştur. Birincisi enstitüye personel alımı, ikincisi Ankara'da ikametin konusudur. Bu konular ile ilgili rapor, sanki büyük bir suç işlenmiş gibi basına intikal ettirilmiştir. Şunu kesinlikle vurgulamak istiyorum ki, yargı kararı ile yaptığımız tüm iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğu ispatlanmıştır."
TSE'de 2 yıllık başkanlığı döneminde temel ilkesinin "ülke kaynakları çarçur etmeden, ettirmeden, haram lokma yemeden, yedirtmeden çalışmak" olduğunu söyleyen Malatyalı, "Tekrar seçilmem durumunda sizlerden aldığım güç ve irade çerçevesinde aynı ilkeyle çalışmaya TSE'nin devletimizin ve ticaret erbabının menfaatini kollayacak hür türlü kararı cesaretle ve yılmadan almaya devam edeceğim" dedi.
Genel Kurul'da söz alan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Erbilgiç, TSE'nin personel durumunu eleştirdi. Bin 437 personelden 730'unun teknik personel, bir o kadarının da idari ve yardımcı personel olduğunu kaydeden Erbilgiç, "Elimizi vicdanımıza koyalım. Dünyada idari ve yardımcı personel sayısı teknik personel sayısı ile aynı olan bir standart kuruluşu var mı?" diye sordu. Bu konunun düzeltilmesi gerektiğini işaret eden Erbilgiç, "Ayrıca iş aleminde bazı münafıklar, işlemlerde resmi tarife dışında ödeme yaptıklarını söylüyor. Bunları söyleyenlerin ağızlarına laflarını tıkamak TSE'nin görevidir" şeklinde konuştu. Erbilgiç'e cevap veren Malatyalı ise, göreve geldiği dönemde 48 kişinin işe alındığını 22 kişinin ise ayrıldığını söyledi. Malatyalı, 707 idari personel olduğunu belirterek, "Bunlar geçmişte alınmış, bunları teknik personel ya da uzman yapamam. Bu geçmişten gelen bir sorun. Bunun bu şekilde değerlendirilmesi gerekir" dedi. Genel Kurul'da başkanlık ve yönetim kurulu seçimlerine geçildi.