Hipersomnia yaşayan bireyler genellikle uzun süreli gece uykusuna rağmen uyandıklarında dinlenmemiş hissederler. Bu nedenle gün içerisinde sürekli kestirme ihtiyacı duyma ve uyanmakta güçlük çekme gibi belirtilerle karşı karşıya kalırlar. Bu sorun kişisel yaşamla beraber iş performansını, sosyal ilişkileri ve genel yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir.
Birey ders çalışırken, işine odaklanırken ya da günlük aktivitelerini sürdürürken sürekli uyuma isteği nedeniyle verimliliğini kaybeder. Sürekli uyuma isteği bazen çeşitli sağlık sorunlarının bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
Sürekli uyuma isteği, kişinin gece yeterince uyumasına hatta uzun saatler uyumasına rağmen gündüzleri bitkin hissetmesiyle ortaya çıkan bir sorundur. Bu uyku bozukluğu gün içerisinde sürekli uyku ihtiyacı, istemsizce uyuma, geceleri uzun süre uyunmasına rağmen sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bununla beraber uyanmakta güçlük çekme ve dikkat dağınıklığıyla beraber hafıza sorunları da görülebilir.
Hipersomnia adı verilen sorunun iki farklı türü bulunur. Birincil hipersomnia nedeni tam olarak bilinmeyen ve doğrudan uyku düzeniyle ilgili bir problemdir. İkincil hipersomnia ise genellikle çeşitli sağlık sorunları, uyku apnesi, depresyon, kullanılan ilaçlar ya da madde kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Sürekli uyuma isteğine yol açabilen nedenler şu şekilde sıralanabilir:
Narkolepsi sorunu uyku-uyanıklık düzenini bozan nörolojik bir hastalıktır. Bu rahatsızlıkta kişi gün içerisinde aniden uykuya dalabilir. Uyanıkken bile kontrol edilemeyen uyku atakları yaşayabilir. Bununla beraber katapleksi yani ani kas kontrol kaybı, uyku felci ve uykuya dalarken halüsinasyon görme gibi belirtilerle de yaşanabilir.
Depresyon hastalığı hem ruhsal hem de bedensel belirtilerle kendini gösterebilir. Bu hastalığa sahip kişilerde enerji eksikliği, sürekli yorgunluk ve aşırı uyuma isteği sık görülür. Uyku düzeni bozulduğu için bazı kişilerde uykusuzluk, bazılarında ise hipersomnia gelişebilir. Depresyona bağlı uyuma isteği için psikolojik destek ve tedavi şarttır.
Kronik yorgunluk sendromu bireyin yeterince uyumasına rağmen sürekli bitkin hissetmesine yol açar. Bu durumda uyumak kişiye dinlenme hissi sağlamaz. CFS sorununa ek olarak kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler de eşlik edebilir.
Uyku apnesi uyku esnasında nefesin kısa süreliğine durmasıyla ortaya çıkan ciddi bir uyku bozukluğudur. Kişi gece boyunca defalarca uyanır bu da uykunun kalitesini bozar. Bu nedenle gündüzleri yoğun bir uyku hali yaşar. Tedavi edilmediği takdirde yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi ek sorunlara da yol açabilir.
Tiroid bezi vücutta metabolizmayı düzenleyen hormonlar üretir. Tiroidin az çalışması vücudun enerji üretememesi ve kişinin sürekli uykulu hissetmesine yol açar. Tiroid sorunları uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir.
Anemi rahatsızlığı vücutta yeterli kırmızı kan hücresinin üretilmemesi durumudur. Bilindiği üzere kırmızı kan hücreleri dokulara oksijen taşır. Yetersizlik durumunda ise kişi sürekli yorgun ve uykulu hisseder. Bilhassa demir eksikliği anemisi en fazla görülen türdür. Anemi tedavisiyle ortaya çıkan belirtiler büyük ölçüde düzeltilebilir.
Diyabet kan şekeri dengesizliğine yol açan kronik bir hastalıktır. Yüksek kan şekeri vücutta enerji kullanımını bozar. Enerjinin dengeli kullanılamaması bitkinlik ile sürekli uyuma isteğine neden olabilir. Diyabetin doğru yönetimi hem sağlığı hem de uyku düzenini iyileştirir.