ANKARA (İHA) - TBMM Başkanı Bülent Arınç, bugün, ilk Meclis'teki insanların fedakarlıklarına ihtiyaç olduğunu belirterek, "Onların dostluklarına ihtiyacımız var. Onlar gibi tüm kimlikleri bir kenara bırakıp, 'vatanperver' adını almaya ve ülke için, millet için kendimizi feda etmeye ihtiyacımız var. Ne yazık ki biz onlardan çok uzağız. Onların fedakarlıklarından çok uzağız. Ama ümitsiz değiliz. Tarihi doğru okuyan bir nesil geliyor geriden" dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde, Ulus'taki 1. Millet Meclisi binasında bir tören düzenlendi. Törene TBMM Başkanı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kuvvet komutanları ve milletvekilleri katıldı. Törende Sinop Mebusu Şerif Bey'in ilk Meclis'te yaptığı açış konuşması dinlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından TBMM Başkanı Arınç bir konuşma yaptı. "Bu çatı altında sadece güzel şeyler yaşanmadı. Burası dikensiz gül bahçesi değildir. Burası ülkenin en özgür platformudur aynı zamanda. Milletvekilleri öylesine cesurca tartışmışlardır ki, bugün o sözleri sarf etmek bile büyük tartışmalara neden olur" diye konuşan Arınç, gerçek Meclis'in böyle olması gerektiğini ifade etti. Meclis'in, özgürce fikirlerin konuşulduğu ve herkesin kendini ifade edebildiği bir yer olması gerektiğini kaydeden Arınç, bunun, o insanların kendilerinden, fikirlerinden, ifade özgürlüğünden emin olduklarını gösterdiğini belirtti. Arınç, "Buna gerçekle yüzleşmek denir. Gerçeğin ve doğrunun peşinde koşan insanların yaptıkları şeydir bu. Bu yüzden ilk Meclis çatısı altında çetin mücadeleler olmuştur. Kavgalar yaşanmıştır ama hepsi bu ülke için yapılmıştır. Doğruyu bulmak adına yapılmıştır" şeklinde konuştu.
İlk Meclisi kuran milletvekillerinin 92 tanesinin Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı üyeleri olduğuna işaret eden Arınç, bunların 14 tanesinin Malta'da İngilizler'in sürgüne gönderdiği ve bir şekilde oradan kaçarak gelen mebuslar olduğunu hatırlattı. Bu kişilerin, Meclis-i Mebusan'ın geleneğini, kurallarını ve havasını ilk Meclise taşıdıklarını anlatan Arınç, ilk Meclis'te kullanılan iç tüzüğün, Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın tüzüğü olduğunu ve 7 yıl yürürlükte kaldığını bildirdi. İlk Meclis'in içinin tam bir Anadolu fotoğrafı olduğunu vurgulayan Arınç, etnik açıdan, kültürel açıdan, inanç açısından ilk Meclis'in Anadolu'nun aynası olduğunu kaydetti. Arınç, "Bir Kürt ağası, bir Alevi dedesi, bir Karadeniz uşağı, Aydın efesi, Balkan göçmeni ve daha niceleri, Anadolu toprakları kimi barındırmışsa Meclis de onlar temsil edilmiştir. Her meslekten insan vardır burada. Gazeteci Hüseyin Avni, İttihat Terakki'nin istihbaratçısı Kara Vasıf, tüccar Ahmet Efendi, asker İsmet Paşa, Yazar Yunus Nadi, Şair Mehmet Akif. Mustafa Kemal ise kurmay bir zeka olarak Meclisin başındadır. Milletvekillerinin yüzde 60'ı bir, yüzde 30'u 2 yabancı dil biliyordu" açıklamasında bulundu.
Törene katılanlara Meclis'te çıkartılan ilk kanun tutanağının orijinal kopyasının dağıtıldığını söyleyen Arınç, savaşın ortasında çıkartılan ve hayvan vergilerinin arttırıldığını belirten bu ilk kanunun, aslında Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın son gündem maddesi olduğuna dikkat çekti. Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
"TARİHİ DOĞRU OKUYAN BİR NESİL GELİYOR" "Ancak işgal kuvvetleri Meclis-i Mebusan'ı kapatınca son madde İlk Meclis'in 1. gündemi olarak tekrar görüşüldü ve karara bağlandı. Bu aynı zamanda 2 Meclis arasında bir bağın olduğunu ve millet iradesinin kesintiye uğramadığını göstermektedir. Kanunun metninde dikkat çeken bir başka şey, yazıldığı kağıttır. Kanun, bir bakkal defterinin sayfalarından bile daha zayıf bir kağıda elle yazılmıştır. Sizlerin de göreceği gibi bu tarihi vesikada kullanılan kağıt, yokluk içinde çalışan ama yine de devlet ciddiyetini her şeyiyle uygulayan bir Meclis'in varlığını gösteriyor. Kanun metninin altında 'Büyük Millet Meclisi emriyle, reis' yazmaktadır. Yani dönemin Meclis Başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle bu kanun duyurulmuştur. Biraz önce de belirttiğim gibi, bu bir masal değildir. Elinizde tuttuğunuz kanun metni, anlattıklarımızın masal değil, kağıdı bile olmayan bir Meclisin varlığını tarihi bir gerçek olarak ispatlamaktadır. Ayrıca ülkemizin kağıt bulamayan bir Meclis'ten, bugün dünyanın en büyük 20 devletinden biri haline geldiğini göstermesi bakımından da bu vesika önemlidir. 27 Nisan 1920'de kabul edilen bu kanun bir numaralı kanundur. Bugün sayısı 13 bine yaklaşan kanunlar düşünüldüğünde, hepimiz için oldukça etkileyici bir hatıra olacağı kanaatindeyiz."
Bir ülkenin tarihinin yazıldığı bu binada bir kez daha o günleri anmanın hem hüznünü, hem gururunu yaşadıklarını vurgulayan Arınç, 86 yıl önce bu sıralarda oturan, isimleri bilinen ya da bilinmeyen tüm kahramanları anmak için burada olduklarını söyledi. Arınç, "Onlara çok şey borçluyuz. Onlara bir yaşam borçluyuz aslında. Şu anda tükettiğimiz yaşamı borçluyuz. Çocuklarımızın özgürce dolaştığı bir vatanı onlara borçluyuz. Bayrağımızı onurla dalgalandırdığımız toprakları borçluyuz. Ne söylesek onların fedakarlıklarını karşılamaz. Kelimelerden dizili hiçbir söz onların yaptıklarını tam olarak anlatamaz. Ama yine de dilimizin döndüğünce onları anlatmalıyız. Zira bugün o insanların fedakarlıklarına ihtiyacımız var. Onların dostluklarına ihtiyacımız var. Onlar gibi tüm kimlikleri bir kenara bırakıp, 'vatanperver' adını almaya ve ülke için, millet için kendimizi feda etmeye ihtiyacımız var. Ne yazık ki, biz onlardan çok uzağız. Onların fedakarlıklarından çok uzağız. Ama ümitsiz değiliz. Tarihi doğru okuyan bir nesil geliyor geriden. Çocuklarımız, gençlerimiz geliyor geriden. Onlar bizim hatalarımızı görüyorlar ve bizim gibi davranmayacaklar. İdeolojik kamplara bölünmeyecekler, halkı sınıflara ayırmayacak, kişisel çıkarları peşinde koşmayacaklar. Eminim ki bizim çocuklarımız tıpkı ilk Meclisin kurucuları gibi tek yürek olacak, tek bayrak altında büyük hayallerin peşinde koşacaklar. Onlar, bizim gibi enerjilerini, güçlerini iç çekişmelerde tüketmeyecek, daha güçlü bir Türkiye kurmak için harcayacaklar" şeklinde konuştu.
Arınç, törenin ardından Birinci Millet Meclisi Özel Defteri'ni imzaladı. Arınç ve beraberindekiler daha sonra Seğmenler ekibinin yaptığı halkoyunları gösterisini izledi.