Bu kavram, Allah'ın vahyini aktarıp ve onu bizzat hayatlarında yaşayarak insanlığa rehberlik eden peygamberler için kullanılır. Kavram, Müslümanların dini öğretilerini doğru bir şekilde anlamalarına ve yaşam tarzlarını buna göre şekillendirmelerine rehberlik eden yaşam modellerini ifade eder.
Peygamberler, Allah'ın emirlerini hem tebliğ eden hem de uygulamalarıyla bu emirlerin nasıl hayata geçirileceğini gösteren rehberlerdir. Dolayısıyla insanlık için ahlaki ve manevi açıdan örnek teşkil ederler. Kur’an-ı Kerim’de de peygamberlerin bu rolüne dikkat çekilir. Bu kapsamda, Üsve-i hasene kavramının ne anlama geldiği araştırılmaktadır.
"Üsve-i hasene" Arapça kökenli bir kelime olarak Türkçe'ye de "güzel örnek" veya "örnek şahsiyet" şeklinde çevrilebilecek bir anlam taşır. Bu ifade, İslam kültüründe önemli bir yere sahiptir ve genellikle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yaşamını ve karakterini tanımlamak için kullanılır. "Üsve" kelimesi "örnek, model, izlenecek örnek" anlamını taşırken, "hasene" kelimesi de "güzel, iyi, mükemmel" anlamına gelir. Bu iki kelimenin bir araya gelmesi ise "en güzel örnek" ya da "en mükemmel model" olarak anlaşılabilir.
Hz. Muhammed, İslam inancında peygamber ve aynı zamanda bir insanlık örneği olarak kabul edilir. Onun hayatı, davranışları, sözleri, tutumları ve karakter yapısı Müslümanlar için Allah’a (c.c.) yaklaşma ve insanlarla sağlıklı ilişkiler kurma konusunda ahlaki model olarak kabul edilir. Bu kavram, bilhassa İslam’ın temel ilkelerinin ve öğretilerinin günlük yaşama nasıl yansıması gerektiği konusunda Müslümanlığa inanan kişilere rehberlik eder. Dolayısıyla bir Müslüman için Hz. Muhammed’in hayatındaki ahlaki ve etik davranış anlayışı izlenmesi gereken bir örnektir.
Kur'an-ı Kerim’de de "Üsve-i hasene" ifadesi sıklıkla vurgulanır. Ahzab Suresi’nin 21. Ayetinde; "Andolsun, Allah’ın elçisinde, sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok anan kimseler için güzel bir örnek vardır." Bu ayet, Hz. Muhammed’in yaşamında sadece dönemin insanlarına değil, tüm insanlığa örnek olduğunu belirtir.
"Üsve-i hasene" terimi, Müslüman bireylerin davranışlarını, tutumlarını ve ahlaki değerlerini başkalarına nasıl yansıması gerektiği konusunda bir kılavuz olarak kabul edilir. Örneğin sabır, adalet, merhamet, hoşgörü, dürüstlük, cesaret ve tevazu gibi kavramların Hz. Muhammed’in hayatında öne çıkan kavramlar olarak herhangi bir Müslümanın da yaşamında somutlaşmalıdır. Müslümanlığa inananlar Hz. Muhammed’i peygamber olarak kabul etmekle birlikte onun yaşadığı gibi bir hayat sürmeye de gayret ederler.
Hz. Muhammed’in örnek teşkil etmesi sadece ibadetler ve ahlaki değerlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda toplumsal ilişkiler, aile hayatı, iş ahlakı, komşuluk ilişkileri ve savaş gibi hayatın birçok alanında nasıl davranılması gerektiği de öğrenilmelidir. Zira, peygamberler insanlara doğru inanç biçimini öğretmekle birlikte bu inançların nasıl pratiğe dökülmesi gerektiğini de göstermiştir.
Sonuç olarak "Üsve-i hasene" kavramı inancın temel gerekliliği olan ahlaki mükemmelliği ve Allah’a karşı derin bir saygıyı simgeler.
Hz. Muhammed’in öğütleri ve uygulamaları üzerinden "Üsve-i hasene"ye örnek olan bazı hadisler şunlardır:
"Ölüm, vaiz olarak yeterlidir."
Hz. Muhammed’in bu hadisi, ölümün insanları düşünmeye sevk eden en güçlü hatırlatıcı olduğunu ifade eder.
"Ölmeden önce ölünüz."
Bu hadis, Hz. Muhammed’in nefsin terbiyesi konusundaki önemli bir öğüdüdür. Buradaki "ölüm" terimi manevi bir ölümü ifade eder. Bireyin dünyasal isteklerinden, nefsinin arzularından uzaklaşması ve Allah’a yakınlaşmak için ruhani bir temizlik yapması öğütlenir.
Sünnetleri ise şu şekildedir: