
İşte Türk tiyatrosunun duayenlerinden Yıldız Kenter'in odatv'ye yaptığı açıklama:
"Ben yakılmak istediğimi söylüyorum. Bunun sebebi var zaten mecbur olacaklar ileride bunu yapmaya. Mezarlıklar adam almıyor artık. Geçen gün benim yengem öldü. Ölüsünü ağabeyimin yanına gömdüler, üstüne gömdüler yani. Fakat yol diye bir şey yok, yollara bile gömmüşler ve üstüne basıyorsun yüreğin titriyor.

Belirli yerleri bazen bakımlı oluyor. Beni rahatsız eden Bugün gazetesinde çıkan bir yazı, bunu söyleyen kişiye söylenecek çok laf var ama galiba en hafifi bunların çok ayıp ediyorlar, ayıp. Kültürü alıyor, buna günah diyen insanlar, eskiden ışığa günah diyorlardı kullandılar, camileri hep elektrik donattılar değil mi? Kandillerle aydınlanmıyor.

Şu dünyada öldükten sonra yer işgal etmek istemiyorum. İnsanların mezar bakımsız, mezarın üstüne insanlar çıkmış, mezar üstünde köpekler pislemiş doğal olarak. Mezarın üstüne onun sevdiği meyve ağacını dikmiştim çıkmışlar, taşı oymuşlar, taşı devirmişler. Su kesilir sulayamazsınız, çiçekler kurur.

Ama Karacaahmet yatacak yer değil. Ben hiç kimseyi sıkıntıda bırakmak istemiyorum. Ben çünkü gidiyorum Şükran'ın mezarındaki çiçekleri ölmüş görüyorum onları da. Halbuki Şükran o çiçeklerle yaşıyor benim için, çiçeği çok sevdi için. Su kesiliyor, su yok. Biz de yalnız köpekleri yakıyorlar, köpeklerin yakıldığı yerde yapılabilir. Biraz külüm karışırsa önemli değil."