Çok güçlü olan ama artık yaşadıkları yüzünden dayanılmaz acılar çeken insanlar da içindekileri dökmek için ağlayabilmektedir. İnsanlar yalnızca üzüldüğünde değil mutluluktan da gözyaşı dökebilmektedir. Ayrıca ağlamak insanın içini ferahlatan ve rahatlatan bir durum olarak da bilinmektedir. Ağlayan insanın gözlerinden yaş süzülürken aynı anda burnu da akmaktadır. Bu noktada burun akmasının gözyaşı ile bağlantısı olup olmadığı konusu önem kazanmaktadır.
Ağlayan insanlar için genellikle çok duygusal veya çok hassas tabirleri kullanılmaktadır. İnsanlar acı bir olay karşısında ağlayabildiği gibi sevinçli bir haber duyduklarında ya da sinirden kaynaklı da ağlayabilir. Tamamen duygusal bir tepki olarak karşımıza çıkan ağlama olayında en sık görülen durum burnun da akmasıdır.
Yağ, su ve bronş ile burun boşluklarından gelen mukusun birleşimi gözyaşı denilen sıvıyı oluşturmaktadır. Gözün üst kapağının iç kısmında gözyaşı bezi denilen bir bez vardır. Gözyaşı bezleri gözün her daim ıslak kalmasını sağlamaktadır. Gözyaşı salgılama işlevine sahip olan bu bezler sayesinde insan ağladığı zaman gözlerden bir sıvı gelmektedir. Ağlarken aynı anda burnumuz da akmaya başlar ve bu durum bazen rahatsız edici olabilir.
Ağlama esnasında gözyaşı bezlerinin ürettiği sıvı, miktar açısından çok fazla olur. Gözlerden akan yaşın yanı sıra fazla olan sıvı, burun boşluğuna doğru giriş yapar ve mukus ile bir araya gelerek, akıntının olmasına neden olur. Ağlarken akan gözyaşı, burun boşluklarının yanı sıra geniz boşluğuna doğru da akabilmektedir.
Ağlarken gözden akan yaş, gözyaşı olarak tabir edilir. Gözyaşının burun akması ile doğrudan bir bağlantısı vardır. Bunun sebebi gözyaşı oranının fazla olması ve yanaklardan süzülen yaşların bir kısmının burun boşluklarına dağılmasıdır. Burun boşluklarına akan sıvı, mukus ile karşılaşarak, burnunda akmasına yol açmaktadır. Gözlerin her zaman nemli olmasını sağlayan ana unsurlar gözyaşı bezleridir.
Gözlerin dış kısmını koruyan 3 katmana sahip sıvı türü bulunmaktadır. Bunlardan biri mukus, bir diğeri yağ, sonuncusu ise su olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra göz kısmından başlayıp, burun içine doğru uzanan kanal da gözyaşı kanalı olarak isimlendirilmektedir. Kimi insanlarda gözyaşı kanallarında çeşitli sebeplerden ötürü tıkanıklık gibi sağlık sorunları görülebilmektedir.
İnsanların ağlarken burundan sıvı gelmesi gözyaşı bezlerinin ürettiği fazla salgının bu gözyaşı kanallarına akması ile ortaya çıkmaktadır. İnsanlar dakikada ortalama 1 ile 2 mikrolitre civarında gözyaşı üretebilme özelliğine sahiptir. Gözlerimizin nemli ve temiz kalabilmesi için gözyaşı bezlerinin sürekli olarak çalışması gerekmektedir.
Çoğu kişide ağlama anında aynı anda burun akıntısı yaşanmakta ve bu durum burun tıkanıklığına yol açabilmektedir. Burun tıkanmasının birçok farklı nedeni vardır. Burun ile alakalı eğrilik, geniz eti büyümesi gibi çeşitli durumlar veya mevsimsel olarak görülen grip, nezle gibi durumlarda burnun akmasına sebebiyet verebilmektedir. Bunların dışında çok ağlamak da bir süre sonra burun tıkanıklığı durumunun yaşanmasına neden olabilir.
Gözyaşı bezlerinin ürettiği sıvı burun boşluklarına doğru gittiğinde mukus denilen salgı ile birlikte burun deliklerinden dışarı atılır. Bu durum çok sık görüldüğünde kişide burun tıkanıklığı meydana gelebilir. Bu durum çoğunlukla ağlama bittiğinde ve burun içinde biriken salgı dışarı çıktığında kendiliğinden düzelmektedir.