ANKARA (İHA) - Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, 2004 yılında kamu çalışanlarının haklarını gerileterek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiğini söyledi. Bu nedenle 2005 yılında toplu sözleşme ve grev hakkını alarak masaya oturmayı talep ettiklerini açıklayan Akyıldız, "İnşallah gelecek yıl doğru dürüst raporlar hazırlanır da biz de yırtmak zorunda kalmayız" dedi. Akyıldız, ayrıca kamu çalışanlarının yüzde 37'sinin açlık sınırının altında bir ücret aldığını ve hayat mücadelesi verdiğini ifade ederek, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) yoksulluk sınırını 1 milyar 508 milyon lira olarak bildirdiği bir ülkede, asgari ücretin 350 milyon lira olmasının hiçbir şekilde açıklanamayacağını kaydetti.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız, konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanlarıyla birlikte Dedeman Otel'de bir basın toplantısı düzenledi. 2004 yılının genel bir değerlendirmesi ve 2005 yılı beklentilerinin açıklandığı toplantıda Akyıldız, 2004 yılının, kamu çalışanlarının haklarını geriletip, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir yıl olduğunu belirterek, kamu yönetimi ve Kamu Personel Rejimi'nin bunlara örnek gösterilebileceğini ifade etti. Hazırlanan her kanun tasarısının, kamu kurumları ve çalışanlarını olumsuzlukların kaynağı olarak gösterdiğine dikkat çeken Akyıldız, "Bankalardan hortumlanan, hayali ihracatlara, yolsuzluklara giden milyarlarca doların faturası, devletin kurumlarına dolayısıyla kamu çalışanlarına çıkarılmaktadır" diye konuştu.
Kamu Personel Rejimi'nin değiştirilmesiyle de memurların günah keçisi olarak cezalandırılmak ve tasnif edilmek istendiğini vurgulayan Akyıldız, "Geçtiğimiz günlerde siyasi iradenin, memurların boş oturduğu yolundaki sözleri, personel reformuyla yapmayı planladıkları memur kıyımına zemin hazırlaması açısından manidardır. Siyasi irade şikayet mercii değil, icra merciidir. Kamu çalışanlarının verimli çalışmasını sağlayacak kişi de bizzat kendileridir. Eğer çalışanınla ilgili gerçekleri bilmiyorsan ve yönetemiyorsan, o zaman o makamı terk edeceksin" şeklinde konuştu.
ASGARİ ÜCRET VE YOKSULLUK SINIRI Akyıldız, kamu çalışanlarının yüzde 37'sinin açlık sınırının altında bir ücret aldığını ve hayat mücadelesi verdiğini ifade ederek, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) yoksulluk sınırını 1 milyar 508 milyon lira olarak bildirdiği bir ülkede, asgari ücretin 350 milyon lira olmasının hiçbir şekilde açıklanamayacağını söyledi. "DİE gerçekleri gördü; ama ne yazık ki siyasi irade görmemekte ısrar ediyor ve asgari ücreti yüzde 10 artırarak 350 milyon lira yapıyor. Siyasi irade, bir sürpriz olabilir, demişti. Gerçekten de soğuk dış etkisi yaratan bir sürpriz gerçekleşti. Resmi makamlar bile bu rakamın en az 422 milyon lira olması gerektiğini açıklamıştı" diyen Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen'in önem verdiği taleplerin başında ücret farklılığın giderilmesi olduğunu dile getirdi. Türkiye'de en düşük ile en yüksek maaş arasında 20 kat fark olduğunu vurgulayan Akyıldız, ülkenin büyük bir kesiminin 350 milyona mahkum edilirken, diğer bir kesiminin ise 7-8 milyar lira maaş almasının 'sosyal adalet' ilkesiyle asla bağdaşamayacağını kaydetti. Kamu Yönetimi Reformu'nda hükümetin asıl maksadının memur kıyımı olduğunu ileri süren Akyıldız, hazırlanan kanun taslaklarının hamaset dolu sözlerle piyasaya sürüldüğünü; ancak kimsenin asıl içeriğinden söz etmediğini ifade etti. AB uyum sürecinde hükümetle yapılan toplu sözleşmelerin son derece başarılı geçtiğini, imzalanan tutanakla memurlara grev ve toplu sözleşme hakkı verilmesinden disiplin cezalarının affına kadar birçok konuda hükümetin taahhütleri olduğunu vurgulayan Akyıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
"1991 yılından sonra göreve başlayanların bir üst dereceye yükseltilmesi için gerekli yasal düzenleme hazırlıkları tamamlanmıştır. Kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affı konusu meclis gündemine geldi. Geçici görevlendirmeler, bir yıl içinde iki ayı geçemeyecek. Kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenecek genel eğitim programlarında sendikal hak ve insan hakları konularına yer verilecek. Sendikalı kamu çalışanlarına tanınan hak ve özgürlükler genişletilecek. Kadın memurlara hamilelikleri süresince ve süt izni boyunca gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecek. Kamu görevlileri, kadroları ve görevleri dışında bir başka işte çalıştırılmayacak. Çalışma yaşamını ve kamu personelini ilgilendiren mevzuat hazırlanırken, konfederasyonumuzun önerileri de alınacak. Atama, nakil, sicil ve disiplin, memurlara uygulanan bazı yasaklar, ilerleme ile yükselme gibi mutabakat metninde yer alan ve kanun değişikliği gerektiren düzenlemeler için de çalışmalar Ocak ayında tamamlanmış olacak."
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız, kamu çalışanlarının 2005 yılında kazanım olarak ceplerine girecek ücret artışlarının, siyasi irade tarafından çalındığını öne sürerek, maaşlara zam yapılırken ne kadar yan ödeme, ek ödeme, tazminat varsa hepsinin kesintiye uğradığını söyledi. "Kısaca kamu çalışanlarından kesip, kamu çalışanlarına zam yapılıyormuş gibi gösteriliyor. Reel gelir kayıpları karşılanmıyor. Adeta çalışanlar karın tokluğuna çalışmaya mahkum ediliyor" diyen Akyıldız, 2005 yılının devletin, milletin ve kamu çalışanlarının varlığının tehdit altında olmayacağı, raporlar, tasarılar, dayatmalarla devletin altının oyulmayacağı bir yıl olmasını temenni etti. 2005 yılında toplu sözleşme toplu sözleşme ve grev hakkını alarak masaya oturmayı talep ettiklerini de vurgulayan Akyıldız, "Temennimiz önümüzdeki yıl, hiçbir çalışanın, haklarını meydanlarda aramak zorunda kalmamasıdır. Siyasi iradenin bu talep ve dilekleri göz ardı etmesinin kendi siyasi geleceklerini ne yönde etkileyeceğini, mazideki örnekleri ne kadar anlayabildiklerine bağlı olacak. İnşallah 2005 yılında, doğru dürüst raporlar hazırlanır da, bizlerde bu raporları yırtmak zorunda kalmayız" dedi.