SAMSUN (İHA) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Pekşen, alkol alan erkeklerin eşlerine daha çok şiddet uyguladığını belirtti.
Prof. Dr. Yıldız Pekşen ile OMÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turla, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" nedeniyle KESK'e bağlı Eğitim-Sen tarafından Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Pekşen, "Kadın hakkı diye bir şey yok, insan hakkı vardır, ayrımcılığı kaldırmalıyız" diye söze başladığı sunumunda, şiddeti çevresel faktörlerin tetiklediğini ve alkol alan erkeklerin eşlerini daha çok dövdüğünü ifade etti.
Kentlerde kırsala göre daha çok şiddet uygulandığına dikkat çeken Pekşen, değişik illerde yapılan araştırmalara atıfta bulunarak, "550 kadın üzerinde yapılan araştırmada kadınların yüzde 83.6'sının eşlerinden şiddet gördüğü ortaya çıkmış. Boşanmış kadınların yüzde 53.42'si şiddete uğramış. Ankara'da alkol tüketiminin en fazla olduğu semtte bin 2 evli kadından yüzde 93.3'ü şiddete maruz kalmış. Bunların yüzde 18.'sı her gün, yüzde 43.2'si ayda bir fiziksel şiddet görmüş" dedi.
Aile içi şiddet oranının İstanbul'da yüzde 40.4, Sivas'ta yüzde 41.4, Bolu'da yüzde 58.7, Bursa'da yüzde 59.7 olduğuna işaret eden Pekşen, İstanbul'daki kadınların yüzde 76.7'sinin çocuklarına fiziksel şiddet uygulamasını da manidar buldu. Pekşen, "Dayak yiyen çocuk büyüdüğünde eşini dövüyor. Bu nedenle ne olur çocuklarımıza şiddet uygulamayalım" uyarısında bulundu.
Diyarbakır'da kadının adı olmadığını ve şiddete maruz kalıp kadın kuruluşlarına veya devlet kurumlarına başvuranların sayısının 2005 yılında 5 binin üzerinde olduğunu hatırlatan Pekşen, bunların yaş gruplarının yüzde 42'sinin ise 20-30 arasında değiştiğini dile getirdi. Pekşen, "En çok şiddet evliliğin ilk zamanlarında meydana geliyor. Eğitim düzeyiyle şiddet arasında belirgin bir bağlantı da yok. Üniversite mezunu erkekte eşine şiddet uyguluyor, üniversite mezunu kadın da şiddete maruz kalabiliyor. Alkol kullanımı oranı arttıkça şiddet artıyor. Şiddet görenler şiddet uyguluyor" diye konuştu.
Şiddetin Türkiye'ye has bir olgu olmadığını, hatta ABD ve AB ülkelerinde Türkiye'nin 8-10 katı fazla olduğunu açıklayan Pekşen, "Bu yönüyle Batı'yı örnek almamalıyız. Kanada'da aileye yönelik şiddetin yıllık tıbbi bakım masrafı 1.6 milyar dolar. ABD'de her 15 saniyede bir kadın, kocası veya partneri tarafından dövülüyor. Rusya Federasyonu'nda 36 bin kadın her gün kocalarından dayak yiyor" açıklamasını yaptı.
Pekşen, şiddetin önüne geçilebilmesi için objektif duyurular yapılması gerektiğini, kadınların bağırıp çağırmadan duyarlı toplumu oluşturmasının şart olduğunu, çocukların dövülmemesinin önemini, alkolün kullanımının önlenmesinin önemini dile getirerek, "Artık şiddete son verelim" çağrısında bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turla ise, şiddetin en kötü bulaşıcı hastalık olduğunu ifade etti. Turla, İngiltere'de 1887'ye, ABD'de 1884'e kadar kadına yönelik şiddetin yasal hak olduğunu hatırlatarak, bütün dünyayı 1981 yılında imzalanan "Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi"ne yönelik CEDAW Sözleşmesi'ne uymaya davet etti.