Ezanın okunma süresi ve tarzı, çoğu zaman vakitlerin yapısına ve uygulama alışkanlıklarına göre şekillenir. Akşam ezanı da bu anlamda istisna değildir. Gün batımıyla başlayan akşam namazı vakti, diğer vakitlere kıyasla daha kısa sürer ve namaz kılmak için kalan süre de bu kapsamda daha kısadır. Akşam ezanının da kısa okunduğu dikkatleri çekmiştir. Çok uzun zamandır merak edilen bu durumun birden fazla nedeni vardır.
Güneşin batmasıyla beraber akşam ezanı vakti girer. Akşam ezanının diğer vakit ezanların daha hızlı okunduğu gibi bir algı vardır. Bu durumun nedenleri arasında akşam namazının vaktinin kısa olması yer alır. Güneş batmasıyla başlayan akşam namazı vakti, yatsı ezanına kadar sürer ve bu süre, diğer vakitlerle kıyaslanınca oldukça kısadır. Bu sebepten müezzinler ezanı fazla uzatmadan okumayı tercih edebilir. Çünkü cemaat ile namaz kılmak için vakit önemlidir. Bu durum ezanın hızlı okunuyor izlenimi oluşturabilir. Ezan biter bitmez kılınacak vakit namazının yetişmesi önemlidir.
Akşam ezanının hızlı okunmasının bir diğer etkeni de özellikle Ramazan ayında anlaşılır. Akşam ezanı, oruç tutan Müslümanlar için iftar vaktinin başladığını haber verir. Gün boyu oruç tutan kişiler ezanı sabırsızlıkla bekler. Ayrıca iftar vakti, akşam namazı ve diğer ibadetlerin yatsı namazına kadar yetişmesi için süre gittikçe daralacaktır. Bu durumda ezanın çok uzatılması, topluluğun sabrını zorlayabileceği için müezzin ezanı biraz daha akıcı ve seri bir şekilde okumayı tercih edebilir. İftardan sonra, akşam namazı kılınarak teravih namazı ve gecenin ibadetlerine de hazırlanılacağı için akşam ezanının hızlı okunması doğru olabilir.
Akşam ezanının diğer ezanlara göre daha hızlı okunuyor gibi algılanmasının arkasında yalnızca yüzeysel sebepler değil, dini hikmetler de bulunur. Bu durumu yalnızca ezan bağlamında değil, akşam namazı kapsamıyla değerlendirmek gerekir.
Akşam vakti, diğer vakit namazlarına göre daha kısa sürelidir ve ezan okunduktan hemen sonra namaza geçilmesi sünnettir. Namazın geciktirilmemesi vaktin dar olmasıyla ve günün bu saatlerinde meşguliyetin fazla olması nedeniyle tavsiye edilmiştir. Bu durum sadece bir alışkanlık değil, Asr-ı Saadet'ten bugüne gelen ortak bir uygulamadır.
Akşam vakti, insanın fıtri olarak ölüm ve sonrasını hatırladığı bir zaman dilimidir. Bu geçiş anı kulluğun ciddiyetini idrak etmek açısından önemli bir fırsattır. Günün bu anlamlı anına farz bir ibadetle başlamak ruhu disipline eder ve insanı gafletten uzaklaştırır.
Akşam vakti aynı zamanda İslam takvimine göre yeni bir günün de başlangıcıdır. Bundan dolayı geceye ve yeni güne ilk adım, Allah’ın emrettiği bir ibadetle atılır. Bu yönüyle akşam ezanı ve namazı, sadece zamanın değil kalbin de dönüş noktasıdır.
Akşam ezanının hızlı okunması, günün telaşını geride bırakıp hızlı bir şekilde namaza durulması gerektiğini hatırlatır. Bir başka düşünce de, kıyametin Cuma günü akşam vaktinde kopacağı belirtildiğinden akşam ezanının hızlı bir şekilde okunduğudur. Bu vakitte hiçbir şeye vakit kalmayacağından ezan hızlıca okunur ve namaza hızlı bir şekilde geçilir. Ancak bu düşüncenin kesin ve net bir dayanağı yoktur. Bu sebepten bu düşünce doğru sayılmaz.