KÖLN (IHA) - Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Alman hükümetinin sözünde durarak Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) yolunda desteklerinin devam ettiğini söyledi.
Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası'nın açılışına katılmak üzere Almanya'nın Köln kentinde bir araya gelen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Başbakan Recep Tayyip Erdogan, açılış toplantısında birer konuşma yaptı. Yaklaşık bin kişiye hitap eden Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in konuşması sık sık izleyiciler tarafından alkışlanarak bölünürken, yapmış olduğu olumlu ve de destekli açıklamalar büyük alkış topladı. Schröder, iki ülke arasında ticari ilişkilerine yönelik konuşmasında, "Keşke her toplantılarımızda bu şekilde karşılansak. Bu konuda önümüzdeki günlerde Berlin'de yapılacak toplantıda aynı hazırlıkların yapılması için önceden bilgi vereceğim. Ben öncelikle burada gerek geçmişten gerekse de gelecekten bahsetmek istiyorum. İlk önce geçmişten bahsetmek gerekir ise, Sn. Vural Öger'i örnek göstermek gerekir. Kendisi yıllar önce Almanya'ya gelmiş ve partimizden Avrupa Parlamentosu'na milletvekili adaylığını koymuştur. Bu iş adamı geçmişi simgelemektedir. Simdi ise gelecekten bahsetmek gerekir. Sizin de saatlerdir görmüş olduğunuz ve beni bu kürsüye davet eden Türk asıllı bayandan bahsetmek istiyorum. Almanca'sı mükemmel olan, entegrasyonu sağlamış bu bayan geleceği simgelemektedir. Bu durumları açıkça gösteren örnekler sonrası biz bu iki ülke arasındaki ilişkileri artırmak için elimizden gelen tüm çabaları sarf etmemiz gerekir" dedi.
"30 MİLYAR EURO'LUK CİRO" İki milyondan fazla Türk vatandaşının yaşadığı Almanya'da beraberce daha iyi ilerleme ve entegrasyonu sağlamak gerektiğine işaret eden Schröder, "Bazı insanların, Türkler'in ülkemiz için bir yüktür düşüncesi tamamıyla büyük bir hatadır. Birçok Türk iş adamı Almanya'da iş kurmuş, sadece Türkler'e değil, Almanlara da iş imkanı sağlamıştır. Böyle bir desteğin yük olabileceği düşünceleri çok hatalıdır. Türk-Alman Ticaret Odası'nın da kurulması, bunun bir başarı göstergesidir. Almanya'da Türk şirketlerinin toplam cirosu 30 milyar Euro'ya ulaşmıştır. Bu şirketler Alman ekonomisine büyük destek sağlamaktadır. 60 binden fazla şirket, 350 binden fazla da insana işs imkanı sağlamaktadır. Bunlar ekmek veriyorlar, yani sadece Türkler'e değil, Almanlar'a da iş imkanı sağlamak ve kazandırmaktır. Bunu unutmamak gerekir" diye konuştu.
"TÜRKLERE GÜVENİYORUM"
Konuşması sık sık alkışlar nedeniyle kesilen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Aralık ayında Kopenhag'da yapılacak AB Zirvesi ile ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Ülkesinin sözünde durarak Türkiye'nin AB yolunun açılması için elinden gelen desteği sağlayacağını belirten Schröder, "Sizlere büyük destek vermekteyim. Türkiye'nin AB'ye alınması yönünde sansı olması gerekir. Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye, AB için bir büyük bir şanstır. Bu sansı sadece AB değil, Almanya da iyi kullanmalıdır. İki ülke arasında ticari ilişkiler şu anda minimumdadır; bunu en kısa sürede artırmamız gerekmektedir. Şu anda sadece başlangıçtayız" dedi.
Almanya'nın diğer bir şansının da iki ülke arasındaki siyasi işbirliği olduğunu hatırlatan Schröder, "Bana göre Türkiye AB'ye alınmalıdır. İki önemli nedeni vardır. Birincisi muhalefet bunu neden okumuyor anlamıyorum. 1963 yılında yapılmış olan anlaşma doğrultusunda kriterler oluşturursanız, Kopenhag'daki kriterleri yerine getirirseniz, siyasi istikrar gösterirseniz, insan hakları ve de din özgürlüğünü yaşatırsanız, o zaman AB yolu açılacaktır. 40 seneden beri bu şekilde Türkiye'ye söylenmiş, herkes söylemiş. Gerek bizim hükümet gerekirse bizden önceki hükümetler. Şu anda Türkiye'nin göstermiş olduğu başarı işte bu nedenle desteklenmeli ve verilmiş olan sözler, bizim tarafımızdan şimdi uygulanmalıdır" şeklinde konuştu.
"GÜVENLİK KONUSU" İkinci hususun güvenlik unsuru olduğunu belirten Schröder, "Türkiye, gerek Almanya için gerekse de AB için bulunmaz bir fırsattır. Türkiye'nin haritadaki yeri düşünürseniz ve o bölgedeki özellikle son dönemlerde gerçekleşen olayları düşünürseniz Türkiye'nin AB'ye alınması çok büyük bir güvenlik desteğini de beraberinde getirecektir. Bu sansı kullanmalıyız. Irak sonrası karışan o bölgede AB üyesi olan bir ülkenin sağlayacağı destek, bizim ve AB'nin işine yarayacaktır. Önümüzdeki aylarda, yani Aralık ayına kadar bir karar vermemiz gerekir. 40 seneden beri 'evet' diyenler, bunlar zaten başaramaz diye düşünenler, şimdi ne yapacak? Üçte ikisinden fazla bir parlamentoda AB'ye tüm yolları açan bir hükümet ve başarıyla devam eden bir hükümete artık biz destek çıkmalıyız. Kopenhag'daki kriterleri yapmak için elinden geleni yapmaya çalışan çok zorlu bir yolda bulunan bana göre de bu yolda büyük adımlarla ilerleyen bir Türkiye, AB'ye alınmalıdır" diye konuştu.
"KIBRIS VE DEP MİLLETVEKİLLERİ MESELESİ" Leyla Zana ve DEP'in diğer eski milletvekillerinin yargılanmasına işaret eden Schröder, "Eskiden Türk hükümeti yapacak bir şey yok diyerek, konuyu kapatırdı. Ama şimdi Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, çıkıyor ve diyor ki; 'Biz anayasada yapabileceğimiz bir değişiklikle bu işi çözeriz'. Bunu yıllar önce düşünebilir miydiniz? Kopenhag kriterleri sadece kağıt üzerinde değil, icraata da sokan bu hükümeti alkışlamak gerekir" dedi.
Kıbrıs meselesine de değinen Schröder, " Uzun yıllardan beri 'Türkiye birleşmeye karşı çıkıyor' deniliyordu. Ama şimdi baktığınızda durum tam tersine döndü. Kofi Annan bir plan yaptı. Burada Türkiye'nin tavrı merak edildi. Hep 'Türkiye karşı çıkıyordu' deniliyordu. Ama Erdoğan her zaman söylüyordu ve bunu bana ispatladı. Birleşmiş bir Kıbrıs'ın AB'ye girmesi Türkler tarafından değil, Yunanlılar tarafından engellenmiştir. Bunu da hiç hoş karşılamadık. Bunu da söylemek isterim. Türk hükümetini alkışlamak gerekir diye düşünüyorum. Türk hükümeti söylediğini uygulamaktadır. Almanya'nın sözüne inanabilirsiniz. Buna tam güvence veriyorum. Bu sadece dostluk içinde değil, icraatlardan dolayı bu sözü söyleyebiliyorum" ifadelerini kullandı.