Salgın hastalıklar mevsimsel, dönemsel ya da sürekli olarak akut şekilde görülebilmektedir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların binlerce kilometre öteden gelen bir mikroba yakalanması anlık olarak gerçekleşebilir. Covid-19 döneminde gördüğümüz üzere salgın hastalıkların tam karantina hali dışında engellemenin genelde bir yolu yoktur. Bir güçlü yol hariç.
Bağışıklık sistemi vücudun çok katmanlı savunma sistemidir. Bağışıklık sistemi tek bir bölgeden çalışmaz. Ağızdan ilk giriş anında bademcikler, lenf düğümleri, Timus, kemik iliği ve dalak organize bir şekilde mikropları tespit eder, yakalar ve imha eder. Bu çok aşamalı ve filtreli mekanizma insan vücudunda herhangi bir aşamada aksaklık olsa dahi diğer bölümlerin işler şekilde kalmasını sağlar. Bu yüzden bağışıklık sistemini güçlendirmek de çoklu olarak ele alınması gereken bir konudur.
Birçok insanın bağışıklık sistemi konusunda yanılgıya düştüğü nokta ilaçların birincil öneme sahip olduğudur. Oysa ki ilaçlar vücutta ek birlikler gibi çalışır. Yani bağışıklık sistemi ilacı desteklemez; ilaçlar bağışıklık sisteminin yetersiz kaldığı noktalarda alınır.
Öte yandan ilaç kullanımı orta ve uzun vadede iç organlar üzerinde kalıcı hasar yaratabildiği gibi kısa vadede yan etkileri ile akut semptomlara yol açabilmektedir. Bu yüzden bağışıklık sistemini güçlendirmek sonrasında ilaçla desteklemekten daha makuldür.
Mikroplardan uzak durmak ilk müdahaledir. Bağışıklık güçlendirmesinin dışında mikroplara yol açacak durumlardan uzak durmalısınız. Kişisel hijyene dikkat etmelisiniz. Çünkü bağışıklık sistemi her saniye çalışmaktadır. Hastalığa yakalanmamış olmanız o tehdidin giderildiği anlamına gelebilir. Yoğun mikrop alımı bağışıklık sistemini gerçek tehditlere karşı yorgun hale getirebilir.