Dizlerde sıvı kaybı nasıl anlaşılır? Dizde sıvı kaybı belirtileri nelerdir?

Dizde sıvı kaybı rahatsızlığı, diz ekleminde bulunan sinovyal sıvının azalmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Sinovyal sıvı, eklemin rahatça hareket etmesini sağlayan kayganlaştırıcı bir sıvıdır. Bu sıvının azalması dizde ağrıya, hareket kısıtlılığına ve eklemde rahatsızlık hissine yol açabilir. Dizde sıvı kaybı rahatsızlığı yaşlanma, yaralanma, aşırı zorlanma ya da bazı eklem hastalıkları gibi farklı faktörlerden kaynaklanabilir. Peki, dizlerde sıvı kaybı nasıl anlaşılır?

Diz eklemleri özel yapıları sayesinde bacak kemikleriyle beraber vücudun önemli bir kısmını taşıyan güçlü yapılardır. Bu eklemlerin içerisinde hareket etmeyi kolaylaştıran ve kemiklerin birbirine sürtünmesi engelleyen bir eklem sıvısı bulunur. Sıvıların yapısı zamanla ilerleyen yaş, kireçlenme ve bazı eklem hastalıkları gibi nedenlerle bozulabilir.

Reklam
Reklam

Sıvının içeriği değiştiğinde ise kayganlaştırıcı özelliği ve eklemi besleyici özelliği azalır. Bu noktada dizlerde ağrı, hareket kısıtlılığı, “kilitlenme” ya da “takılma” hissi gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu noktada dizlerde sıvı kaybı rahatsızlığının belirtileri sıklıkla araştırılır.

Dizde sıvı kaybı belirtileri nelerdir?

Dizde sıvı kaybı sorunu eklem içerisinde yer alan doğal diz sıvısının azalması olarak tanımlanır. Bu rahatsızlığın en yaygın sebepleri arasında osteoartrit yani kireçlenme ve yaşlanma yer alır. Eklemdeki sıvı miktarının azalmasıyla beraber ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığı gibi sorunlar yaşanabilir.

Eklemde yer alan bu sıvı tıp dilinde sinovyal sıvı olarak bilinir. Sinovyal sıvı eklemi koruyan ve kayganlaştıran bir sıvıdır. Sıvının içerisinde su ve hyalüronik asit bulunur. Yaşın ilerlemesi ya da eklem hastalıkları sonucu bu sıvının miktarında azalma veya yapısında değişiklikler oluşabilir.

Reklam
Reklam

Sağlıklı bir sinovyal sıvı eklemin rahat hareket etmesini sağlar. Bununla beraber kıkırdak dokusunu besler ve eklem yüzeylerinin zarar görmesini engeller. Fakat sıvı kaybı yaşandığında eklem yüzeyindeki sürtünme artar. Sürtünmenin artması ise kıkırdaklarda yıpranmaya, iltihaplanmaya ve ağrıya sebep olabilir. Bu nedenle diz ekleminin işlevi azalır ve kişinin günlük hareketlerini kısıtlı hale getirir.

Dizde sıvı kaybı eklem içerisinde yer alan sıvının azalması veya yapısının bozulmasıyla ortaya çıkar. Bu durum diz ekleminin normal işlevini olumsuz etkiler. Bu noktada farklı şikayetlere yol açabilir. Bilhassa aktif spor yapan kişilerde ve ileri yaşlarda daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Dizde sıvı kaybının belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Fiziksel aktivite sonrasında dizde yoğun ağrı ve belirgin bir şişme görülebilir.
  • Sabahları uyandıktan sonra diz ekleminde tutukluk ve hareket zorluğu hissedilebilir.
  • Diz hareketleri esnasında çıtırtı, sürtünme veya diğer alışılmadık sesler duyulabilir.
  • Merdiven çıkma, koşma veya diz bükme gibi hareketlerde ağrı ve zorlanma görülebilir.
  • Dizi hareket ettirirken takılma ya da kilitlenme hissi oluşabilir.
  • Sıvıdaki azalma nedeniyle eklem çevresinde şişlik ve ödem oluşumu gözlemlenebilir.
Reklam
Reklam

Bu belirtiler dizde sıvı kaybının yaygın belirtileridir. Erken teşhis edilmesi eklem sağlığını koruma ve ileride oluşabilecek kıkırdak hasarı gibi ciddi sorunların önüne geçilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle şikayetler başladığı esnasında zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.

Dizde sıvı kaybına ne iyi gelir?

Dizde sıvı kaybının tedavisi doktor kontrolünde planlanmalıdır. Dizde sıvı kaybı tedavisinde genellikle antiinflamatuar ilaçlar ve ağrı kesiciler kullanılır. Bu sayede ağrı ve iltihap kontrol altına alınır. Bunun beraber eklem hareketliliğini artırmak ve sertliği azaltmak için fizyoterapi egzersizleri önerilebilir.

Bu rahatsızlığın tedavisinde kilo yönetimi oldukça önemlidir. Düşük kalorili ve dengeli bir beslenme programı ile fazla kiloların verilmesi eklemlere binen yükü azaltır. Bu sayede ağrı ve diğer semptomlar da hafifler.

Reklam
Reklam

Bazı vakalarda eklemin kayganlığını artırmak için hyalüronik asit enjeksiyonları uygulanabilir. Hastalığın ileri seviyede olmas diğer tedavi yöntemlerinin yeterli gelmemesi halinde cerrahi müdahale düşünülebilir.

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: