Dünyadaki tüketilebilir tatlı su miktarı ne kadardır? Yeryüzündeki su dağılımı

Canlıların var olmasından yaşamlarını sürdürmesine kadar son derece önemli olan su, en küçük olan canlı organizmalardan en büyük canlılara kadar her canlı için çok değerlidir. Tüm biyolojik yaşamı ve insanların tüm yaşam faaliyetlerini su ayakta tutmaktadır.

Dünyanın varlığını devam ettirebilmesi ve dünya üzerindeki tüm canlı organizmaların en küçüğünden en büyüğüne kadar yaşamlarını sürdürebilmesi için su hayati bir değer taşımaktadır. İnsanların dolaşım ve sindirim sistemlerinin çalışmaya devam etmesinde su temel unsurdur. Vücuda yerleşen toksik maddelerin, zararlı dış ögelerin atılmasında da su en büyük destekleyici ve yardımcıdır. Dünya genelinde kabul edilen gerçek budur. Canlı organizmalardan insanın büyük bir bölümü sudan oluşur. İnsanın yüzde 60’ını su oluştururken dünyanın da dörtte birini sular kaplamaktadır.

Reklam
Reklam

Dünyadaki tüketilebilir tatlı su miktarı ne kadardır?

Çeşitli nedenlerden kaynaklı olarak son yıllarda uzmanlar ve bilim insanları suyun tükenmek üzere olduğuna ve yeterli olmadığına dair uyarılarda bulunmaktadır. Dünya genelinde kişi başına su tüketiminin yıllık olarak ortalama 800 metreküp civarında olduğu tespit edilmiştir. Nüfusun %20’si olarak belirlenen 1 milyardan fazla insan yeterli miktarda içme suyundan mahrum olarak açıklanmıştır. 2 milyar kadar insan ise sağlıklı suya ulaşamamaktadır.

Yapılan araştırmalara ve incelemelere göre 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin çoğalacağı ve bu sayının ortalama olarak 50 civarına ulaşabileceği söylenmektedir. Ayrıca nüfusun da bu tarihlerde 9 milyara ulaşacağı tespit edilmiştir. Suyun eksikliği birçok hastalığı da beraberinde de getirmektedir. Dünya genelindeki Hepatit A ve sıtma gibi hastalıkların varlığı bu şekilde açıklanabilir.

Reklam
Reklam

Yeryüzündeki su dağılımı nasıldır?

Dünya genelinde su kaynaklarının durumu, yeryüzünde bulunan toplam suyun hacmi 1 milyar kilometre küp olarak hesaplanmıştır. Belirtilen bu miktarın yüzde 50'den fazlası kar ve buz olarak dağlık bölgelerde bulunmaktadır. Bu bölgeler Arktik ve Antartika’dır. Belirlenen bu su miktarının geri kalanı ise yeraltı suyu olarak tespit edilmiştir.

Yeryüzündeki suyun dağılımına göre suyun %97’lik kısmı tuzlu sudur. Birleşmiş Milletler de bu konuda bir araştırma yapmış ve hazırladıkları tabloda nüfus yoğunluğuna göre su dağılımını, oluşabilecek su ihtiyacı ile birlikte mevcut durumu açıklamıştır.

Yapılan araştırmalara göre dünya üzerindeki su dağılımında dengesizlik de tespit edilmiştir. Bazı ülkelerde su bolluğu varken bazı ülkelerde temiz suya ulaşılamamaktadır. Dünya genelindeki su kaynakları ile kullanım alanları oran olarak çeşitlenebilir. Kullanılacak suyun oran dağılımına göre %69 civarı tarım amaçlıdır. %19 civarı endüstriyel geri kalanı ise ev tüketimi oranları ile açıklanır.

Reklam
Reklam

Yüzeydeki sulardan ve yeraltı sularından çok su çekilmektedir ve bu durumun olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bilim insanları buna kanıt olarak Aral Gölü’ndeki güçlü azalmayı göstermektedirler. Sadece Aral Gölü değil, Great Salt Gölü, Çad Gölü, Urmiye Gölü de bu duruma örnek olarak verilmektedir. Her geçen gün biraz daha azaldığı belirtilen su kaynaklarının bu durumu için yeterli bilincin sağlanmadığı kabul edilmektedir.

Doğa yeniden su üretemediği için geri dönüştürülen su dünyanın ilk oluşumunda meydana gelen suyun kendi olarak açıklanır. Bu noktada hem toplum hem de bireysel bilinçlendirilmeli ve su tüketiminin boşa gitmemesi sağlanmalıdır. Diş fırçalarken, duş alırken ya da bulaşık yıkarken olmak üzere yapılan her davranış suyun her geçen gün daha da boşa harcanmasına neden olmaktadır. Bu yüzden uzmanların yönlendirilmeleri dinlenmeli ve gereken yapılmalıdır.

Reklam
Reklam
Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: