Günümüzde hızla değişen teknolojiyle küresel rekabet ve toplumsal ihtiyaçlar da dönüşmüştür. Bu nedenle inovatif düşünmeyi bir zorunluluk hâline getirmiştir. Bu noktada sadece bilgiye sahip olmak yeterli değildir. Elde edilen bilginin nasıl dönüştürebildiği, hangi probleme nasıl çözüm üretebildiği de oldukça önemlidir. İnovatif düşünce iş dünyasında, eğitimde, sanatta, bilimde ve günlük yaşamda da etkilidir. Bunlar arasında yeni bir yöntem geliştirmek, farklı bir bakış açısı sunmak ya da bir süreci daha verimli hâle getirmek inovasyonun yansımalarıdır.
Günümüzde problem çözme yeteneği ve yaratıcılık sadece iş hayatında değil günlük yaşamda da kritik beceriler haline gelmiştir. Beynimiz tıpkı kaslarımızdaki gibi doğru uyarılarla güçlendirilebilen bir organdır. Bu nedenle düzenli olarak uygulanan nörolojik egzersizler hem zihinsel esnekliği artırır hem de yeni fikir üretme kapasitesini geliştirir.
Problem çözme becerisinin temeli farklı düşünce yollarına geçebilmektir. Zihinsel esneklik egzersizleri beynin alışılmış kalıplardan çıkmasını sağlar. Günlük yaşamda küçük değişiklikler yapmak bile bu süreci başlatır. Örneğin işe giderken farklı bir güzergâhı seçmek, rutin bir görevi farklı bir sırayla yapmak ya da problemi farklı bakış açılarıyla ele almak bu süreci tetikler.
Herhangi bir durumu mühendis, sanatçı ya da bir çocuk gözüyle yeniden değerlendirmek beynin prefrontal korteks bölgesinde yeni bağlantılar oluşturur. Bu tür esnek düşünme alışkanlığı ise karmaşık problemlere daha yenilikçi çözümler üretilmesini sağlar.
Yaratıcılığın özünde var olmayanı zihinde canlandırabilme becerisi vardır. Görselleştirme egzersizleri beynin sağ yarım küresini aktive ederek soyut düşünmeyi güçlendirir. Basit bir uygulama olarak iki rastgele nesneyi birleştirip yeni bir ürün ya da fikir tasarlayabilirsiniz.
Öte yandan “zaman bir renk olsaydı ne olurdu?” gibi sezgisel sorular üzerine düşünerek beyninizi sembolik bağlar kurmaya teşvik edebilirsiniz. Bu tür alıştırmalar sanatsal düşünmeyi geliştirmekle beraber yenilikçi fikir üretimi için de güçlü bir uyaranlardır.
Zeka oyunları planlama, öngörü ve analiz becerilerini güçlendirir.
Satranç ve tangram gibi oyunlarda beyin sürekli olarak hipotez kurar ya da olasılıkları değerlendirir. Bu oyunların diğer bir faydası ise dikkat süresini uzatmasıdır. Bilhassa satranç gibi oyunlarda beynin hem mantıksal hem de sezgisel tarafı aynı anda çalışır. Bu sayede yaratıcılık ile mantık arasında güçlü bir köprü kurulur.
Ayna nöron sistemi başkalarının duygularını, hareketlerini ve düşüncelerini taklit ederek öğrenmemizi sağlar. Bu sistem empatiyi, sosyal zekâyı ve yaratıcı düşünceyi besler.
Dans, tiyatro veya rol yapma gibi etkinlikler beynin bu alanlarını harekete geçirir. Bir karakteri canlandırmak beynin hem duygusal hem de motor bölgelerinde güçlü etkileşimler oluşturur. Bununla beraber yeni davranış biçimlerini zihinsel olarak prova etmemizi sağlar.
Nörobik beş duyunun hiç alışılmadık şekillerde kullanılmasını sağlayan özel bir beyin çalışmasıdır. Buradaki amaç beyni şaşırtarak yeni sinir yolları oluşturmaktır.
Örneğin, gözlerinizi kapatarak giyinmek, yemek yerken tatları analiz etmeye odaklanmak ya da bir melodiyi belirli bir kokuyla ilişkilendirmek bu tür egzersizler arasındadır. Bu tür çalışmalar beynin duyusal bölgeleri arasındaki iletişimi güçlendirir.
Zihinsel yaratıcılığın en etkili yollarından biri aynı olayı farklı açılardan ele almaktır. Günlük tutarken her olay için mantıksal mizahi ve duygusal olmak üzere üç farklı yorum üretmek beynin küreleri arasındaki dengeyi geliştirir. Bu egzersiz olayları tek bir doğrultuda görme alışkanlığını kırar ve yeni düşünce yolları açar. Bu sayede problem çözme süreçlerinde daha geniş bir perspektifle düşünmeyi sağlar.
Karmaşık fikirleri zihinsel haritalar hâline getirmek bilginin görsel olarak organize edilmesini kolaylaştırır. Renkli diyagramlar, ana fikirler ve alt başlıklar beynin farklı bölgelerinde eşzamanlı hareketler oluşturur. Bununla beraber analoji kurma becerisi soyut kavramlar arasındaki ilişkileri anlamayı kolaylaştırır. Bir fikrin büyümesi bir tohumun filizlenmesi gibidir gibi benzetmeler üretmek beynin sembolik düşünme yeteneğini güçlendirir.
Meditasyon zihinsel sakinliği artırırken dikkat kontrolü ve yaratıcılığı da geliştirir.
Odaklanma meditasyonu ise dikkati tek bir nesne ya da düşünce üzerinde toplamayı öğretir. Diğer meditasyon çeşitleri arasındaki açık farkındalık meditasyonu da düşünceleri yargılamadan gözlemlemeyi sağlar. Bilimsel araştırmalar düzenli meditasyonun prefrontal korteks kalınlığını artırdığını ve problem çözme kapasitesini güçlendirdiğini göstermektedir.
Hikâye anlatımı beynin dil, duygusal ve hayal gücü merkezlerini eşzamanlı çalıştırır. Günlük bir nesneyi karakterleştirip kısa bir hikâye yazmak soyut düşünceyi somutlaştırmanın etkili bir yoludur. Öte yandan var olmayan bir dünyada karşılaşılan sorunları çözmek beynin yaratıcı bölümlerini uyarır.
Sağ ve sol beyin yarım küresi arasındaki iletişimi güçlendiren çapraz egzersizler dikkat ve koordinasyon açısından oldukça etkilidir. Sağ elinizle sol dizinize sol elinizle sağ dizinize sırayla dokunmak gibi basit hareketler bile bu iletişimi artırır. Farklı bir örnek olarak aynı anda iki farklı görevi yapmak da beynin korpus kallozum bölgesini uyarır. Bu sayede bütüncül düşünme becerisi yükselir.