Klavyeler hem masaüstü hem dizüstü bilgisayarlarda ve çeşitli cihazlarda kullanılan son derece yaygın bir araçtır. Çoğu insan iş gereği ya da eğlence ve hobi amaçlı olarak her gün klavye kullanmaktadır. Ancak klavyelerdeki standart harf dizilimi dikkat çekmekte ve merak konusu olmaya devam etmektedir.
Günlük hayatın neredeyse vazgeçilmez bir parçası haline gelen klavyelerin tuşları kendi içinde bir alfabe sistemine sahiptir. QWERTY adı verilen bu sistem kafa karıştırıcı olarak kabul edilse de geçerli bir nedenden ötürü bu sistem kullanılmaya başlanmıştır.
QWERTY isimli klavye düzeni tarihte ilk kez 1878 yılında kullanılmıştır. Christopher Latham tarafından patenti alınmış olan bu düzen günümüzde hala standart olan klavye düzeni olarak kabul edilmiş durumdadır ve kullanılmaktadır. Neredeyse tüm klavyelerin harf kısmında bu harfler yan yana dizilmiş durumda durmaktadır.
Pratik daktilo 1867 yılında Sholes tarafından icat edilmiştir ve bu cihazda alfabetik bir sıralama mantıklı bir düzen kullanılması denenmiştir. Ancak daktilonun sahip olduğu mekanik yapı hızlı bir şekilde yazılan harflerin tıkanmasına ve çakışmasına neden olmuştur. QWERTY sisteminin ilk adımlarının atılması da bu duruma bağlanmaktadır.
Klavye tuşlarının alfabetik sırasının kendi içinde bir mantıkla yerleştirilmiş olması temel neden olarak daktiloların yapısına dayanmaktadır. Daktiloların yapısal özelliklerine göre yaşanan sıkışma sorunları bu sistemin geliştirilmesine neden olmuştur. İcat edilen ilk pratik daktilo makinesi yazı çubuklarının birbirlerine çarpması nedeni ile sık sık sıkışma sorunu yaşadığı için bu sistem geliştirilmiştir.
Daktilonun mucidi Sholes, bu problemi çözebilmek için klavye düzeni tasarlamış ve sık olarak kullanılan harf çiftlerinin yan yana durmaması gerektiğini fark etmiştir. Bu yaklaşım ile yazı çubuklarının sıkışmasını önlemek amacı ile Sholes bu alfabe düzenini geliştirmiştir.
Başlangıç sürecinde daktilolar harflerin alfabetik olarak sıralanması ile düzenlenmiştir ancak bu tasarım hızlı yazma süreçlerinde sıkıntılara neden olmuştur. Bu sorunların başında iki tuşa aynı anda basılması ve dolayısı ile daktilo kollarının sıkışması sorunu gelmektedir.
Zaman içinde, tasarlanmış olan bu düzen gitgide yaygınlaşmış ve klavyeler geliştikçe QWERTY sistemi kullanılmaya devam etmiştir. Pratik bir çözüm olarak kabul edilen bu sistem kişilerin yazma hızlarında artış da sağlamıştır.
Tuşların klavye üzerinde alfabetik bir düzende olmamasının başat nedeni bu sorunların giderilmesi çabasıdır ve sistem bu anlamda başarılı olduğu için günümüzde de devam ettirilmektedir. Üretilen tüm yeni ve teknolojik gelişimlere göre tasarlanan klavyeler bu sistemi kullanmaktadır.
Yeni teknolojilere göre KALQ gibi dokunmatik özelliği olan ekranlara göre bir klavye düzeni de geliştirilmiştir. Ancak fiziksel olan klavyelerde QWERTY sisteminden vazgeçilemeyeceği kabul edilmiştir. Çünkü bu sistem ilk tasarlandığı amaca uygun olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
QWERTY klavye sistemi kullanıcılar tarafından kısa süre içinde benimsenmiştir ve etkin olarak kullanılmaktadır. Çok tanıdık olarak kabul edilen bu sistemin değişmesi teknoloji uzmanları tarafından da neredeyse imkansız olarak ifade edilmektedir.
Mors koduna göre karışıklığa neden olan QWERTY sisteminin bu karışıklığa yol açmasının nedeninin harf kombinasyonlarından bazılarının yan yana tasarlanmış olmasıdır. QWERTY sisteminin yalnızca daktilo çakışmalarının önüne geçilmesi için değil, mors kodunu hızlandırmak için de kullanılabileceği ifade edilmektedir.