Kütleçekimi yani yerçekimi, doğadaki en belirgin kuvvetlerden biridir. İnsanlar yüzyıllardır bu kuvvet üzerine pek çok fikir yürütmüştür. Bilindiği gibi yerçekimi yağmur damlalarından ağır top mermilerine kadar pek çok cismi etkiler. Dünya'da bu kuvvete "yerçekimi" adı verilir.
Yerçekimi Dünya’nın kendi üzerindeki cisimlere uyguladığı kütleçekim kuvvetidir. Fakat bu sadece Dünya’ya özgü bir durum değildir. Evrendeki bütün cisimler birbirlerine karşılıklı olarak çekim kuvveti uygular. Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri de gezegenlerin birbirine çarpmamasıdır. Bu merakın sebebi uzayda yerçekimi olmadığı düşüncesidir.
Evrenin büyüklüğü ve işleyişi, çoğu zaman insanların çeşitli sorular sormasına neden olan bir düzene sahiptir. Bu düzen içerisinde gezegenlerin, yıldızların ve galaksilerin devasa hızlarla hareket ettiği bilinmektedir. Buna rağmen birbirleriyle çarpışmadan yörüngede kalmaları oldukça ilginç bulunur. Bunun sebebi ise uzayda yer çekimi olmadığı düşüncesidir.
Öncelikle bilinmesi gereken şey evrenin herhangi bir yerinde yerçekiminin olmadığı bir durum yoktur. Yerçekimi evrende kütlesi olan cisimlerin birbirine uyguladığı çekim kuvvetidir. Bu kuvvet sayesinde gök cisimleri belirli bir düzende hareket ederler.
Dünya’nın yüzeyinde hissedilen yerçekimi, evrensel kütleçekim kuvvetinin Dünya’ya özgü halidir. Dünya’nın kütlesi kendi üzerindeki cisimleri kendine doğru çektiği için buna “yerçekimi” denilir. Fakat aslında uzayda da kütleçekimi yani yerçekimi her yerdedir. Uzaydaki kütleçekiminin yer yer şiddeti farklıdır.
Gezegenler söz konusu olduğunda Dünya’nın Güneş’in etrafında dönmesi gibi belirli yörüngelerde dolanırlar. Bu yörünge hareketleri bir denge durumu oluşturur. Örneğin, Güneş’in oldukça güçlü olan kütleçekimi gezegenleri kendine çekmeye çalışır. Öte yandan gezegenler de kendi hızlarıyla uzaya savrulmak ister. Fakat bu iki kuvvetin dengede olması sayesinde gezegenler çarpışmadan yörüngelerinde kalırlar. Bu dengenin bozulması halinde ise çarpışma gibi durumlar yaşanabilir.
Bir gezegen aniden yavaşlarsa ya da yörüngesinden saparsa işte o zaman çarpışma gibi durumlar yaşanabilir.
Bu konudaki başka önemli nokta ise evrendeki boşluğun büyüklüğüdür. Uzaydaki cisimler arasında devasa mesafeler bulunur. Bu nedenle uzaydaki gök cisimlerinin yörüngeleri birbirinden oldukça uzaktır. Bu da çarpışma risklerinin düşük olduğu anlamına gelir. Uzaydaki genişleme ve kütleçekimi sayesinde düzenli bir yapı oluşmuştur. Gezegenlerin yörüngeleri ve belli hareketleri hesaplanabilir durumdadır.
Dolayısıyla “yerçekimi olmadığı halde gezegenler neden çarpışmıyor?” sorusu teknik olarak doğru bir soru değildir. Çünkü çarpışmamalarının asıl nedeni uzaydaki yer çekimi olan kütleçekimidir.
Evrende kütleçekimi olmasaydı gezegenler Güneş etrafında dönemezlerdi. Bununla beraber kontrolsüz bir şekilde savrulur ve büyük bir olasılıkla çarpışırlardı. Bu düşünceden yola çıkarak "evrendeki düzenin temel sebebi kütleçekimidir" denebilir. Gezegenlerin birbirine çarpmamasının nedeni ise bu kuvvetin onları dengede tutmasıdır.
Her ne kadar uzayda dengeli bir düzen ve mesafe bulunsa da bazı durumlarda gezegenler birbirleriyle çarpışabilir. Gezegenlerin kendi yıldızlarının etrafında belirli bir hızla ve belirli bir yörüngede döndükleri bilinir. Fakat bazı dış faktörler bu dengeyi bozabilir.
Gezegenler genellikle sabit ve güvenli yörüngelerde dönseler de evrende gerçekleşen kaotik olaylar zamanla bu düzeni bozabilir. Bilhassa yaşı genç sistemlerde büyük kütleli cisimlerin etkisiyle bu düzenin bozulduğu görülebilir. Bununla beraber evrende nadir rastlanan kozmik olaylar sonucunda gezegenler rotalarını değiştirebilir ve birbirine çarpabilirler.