HABER

Anayasa değişikliği gerek

ANKARA (İHA) - YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel üniversitelerde türbanın serbest kalacağına ilişkin açıklamaların ardından başlayan tartışmalara ilgili olarak, "Kanun hem devlet hemde vakıf üniversitelerine getirdiği bir çerçeve var. Kanun devlet ve vakıf üniversitelerini aynı tanım içerisine alıyor. 'Üniversiteler kamu tüzel kişileridir' diyor. Hukuken mümkün değil" dedi.

YÖK Başkanı Teziç, YÖK bahçesinde düzenlediği kokteyl ile gazeteciler ve Üniversite Öğrenci Konseyi öğrencileriyle biraraya geldi. Burada gazetecilerin gündeme ilişkin soruları cevaplayan Teziç, Başbakan Erdoğan'ın özel üniversitelerde türbanlı eğitim konusunda yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: "Kanun hem devlet hemde vakıf üniversitelerine getirdiği bir çerçeve var. Kanun devlet ve vakıf üniversitelerini aynı tanım içerisine alıyor. 'Üniversiteler kamu tüzel kişileridir' diyor. Hukuken mümkün değil. 2547'nin (YÖK Kanunu) tanımla ilgili 3.maddesinde üniversite tanımını okuduğunuz zaman bu berrak, açık, tereddüte yer vermeyecek ifadeyle görmüş olacaksınız. Bu bakımdan devlet üniversitesinde türban daha doğrusu, dinsel simge biçimine dönüşmüş olan giysi biçiminin vakıf üniversitesinde olmasının da hukuken mümkün değildir. Ben temennilerle tabiki konuşamam. Ancak hukukun çizdiği çerçeve içerisinde bir değerlendirme yapabilirim. Hukukta bunu böyle söylüyor. Bunu beğenelim yada beğenmeyelim ama bizi bağlıyor. O bakımdan vakıf üniversitelerinde serbestliğe olabileceği yönünde hukuk bir kapı açmıyor".

Teziç, gazetecilerin türbanla ilgili düzenlemelerin kanun değişikliğiyle çözümleneceği yönündeki bir soru üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Bugünkü yürürlükteki hukuktan bahsedelim. Kanun değişikliği olur-olmaz bunlar temennidir. Kanun değişikliği olursa sorun çözülmüş olur mu? Sanmıyorum. Vakıf üniversitelerinde Anayasa'da öngörülen 130.maddenin 10.bendinde o da öngörülüyor. Vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinin tabi olacağı hususlar orada yer alıyor. Bu bakımdan bu yönden de bir yasa değişikliğinin bir çözüm getirebileceğini, hukuken Anayasa karşısında bir çözüm olacağını sanmıyorum".

Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 22 üniversiteye rektör ataması sonrasında, en çok oyu aldıkları halde 5 rektörün atanmamasıyla ilgili konularda takdir yetkisinin Cumhurbaşkanı Sezer'e kanunların verdiğini bildirdi. Gazetecilerin YÖK Yasası tartışmaları sırasında, YÖK'te oluşan tartışmalara katılan rektörlerin atanmamasının 'iç hesaplaşma' olup-olmadığının sorulması üzerine Teziç, "Yalnız onlar değil, başka arkadaşlarımız da atandılar. Biz nasıl takdir yetkimizi kullanmışsak, Sayın Cumhurbaşkanı da kanundaki takdir yetkisini kullanmıştır" diye konuştu. Teziç, ayrıca, Sezer tarafından atanmayan veya atanan diğer rektör konusunda YÖK olarak kendilerinin rektörler hakkında bir bilgi dosyası sunmadıklarını, Cumhurbaşkanı'nın da kendilerinden böyle bir istekte bulunmadığını ifade etti. Rektör seçim sisteminin demokratik olup olmadığı yönündeki bir soruya da, mevcut kanunlar çerçevesinde sistemin demokratik olduğunu ancak, bu konuda kendisinin şahsi görüşlerini belirtemeyeceğini söyledi. Yükseköğretim sisteminin acil çözülmesi gereken konusunun ne olduğuna ilişkin bir soru gelmesi üzerine Teziç, yüksek öğretimde en acil konunun akreditasyon konusu olduğunu açıkladı. AB, ABD ve Japon üniversiteleri ile yoğun ilişkiler içerisinde girildiği bir dönemde üniversitelerde araştırma merkezlerinin, labartuvarların, öğretim üyelerinin değerlendirilmesi gibi konuların bağımsız ve özerk olarak kurulacak olan bir akreditasyon merkezinin olmasının şart olduğunu kaydetti. Teziç, Sezer tarafından veto edilen Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan'ın atanmamasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, Cumhurbaşkanı Sezer'in yaptığı işlemin iç hukuk denetimine tabi bir işlem olmadığını, Anayasal hak olarak takdir yetkisini kullandığını hatırlattı.

Teziç, AİHM'nin bu konuda vereceği kararın kısa süre içerisinde sonuçlandıramayacağını tahmin ettiğini sözlerine ekledi. Teziç, gazetecilerle yaptığı sohbetin ardından YÖK bahçesinde üniversite öğrencileriyle sohbetini devam ettirdi. Teziç, öğrencilerin YÖK Yasası çalışmaları sırasında kendisinden randevu talep ettiklerini ancak muhatap bulamadıkları yönünde şikayetleriyle karşılaştı. Teziç, öğrencilerin YÖK'den cevap alamayarak Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmek durumda kaldıklarını belirtmeleri üzerine, "Biz o dönemde devre dışı bırakıldık. Hükümetin gözünde yoktuk. Bizi kabul etmiş olsaydı, sadece ağlaşırdık birşey konuşamazdık. Şunu söyleyeyim, eğer yeni bir dönem olursa, size yeni bir metin sunacağım. Sizsiz bu çalışmalar olmayacak" dedi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler