HABER

Kapat

Birtan Altınbaş davası karara kaldı

ANKARA (İHA) - Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş'ı 1991 yılında işkenceyle öldürdükleri iddiasıyla eski iki polis memuru Ahmet Baştan ve Naif Kılıç'ın yargılandığı dava karara kaldı.

Mahkeme, Cumhuriyet Savcısı'na esas hakkında mütalaasını hazırlaması için süre verdi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına sanık eski polisler katılmazken, Altınbaş'ın avukatları katıldı. Duruşmada Altınbaş'ın avukatları esas hakkında savunmalarını yaptılar. Avukat Oya Aydın, eski polis memurları Baştan ve Kılıç'ın Altınbaş'ı sorgulayan polisler olduğunun emniyet yazıları ile sabit olduğunu söyledi. Gözaltı kayıtlarının tahrifat yoluyla değiştirilmek istendiğini savunan Aydın, Altınbaş'ın darp ve ağır işkence ile öldürüldüğünü savundu. Sanık polislerin kaçarak dava sürecini uzattıklarını öne süren Aydın, sanıklar için indirim maddelerinin uygulanmamasını ve üst sınırdan ceza verilmesini istedi. Aydın, ayrıca sanıkların 9 yıldır kaçtıklarını, bu nedenle de tutuklama kararı verilmesini talep etti. Mahkeme Heyeti, Cumhuriyet savcısına esas hakkında mütalaasını hazırlaması için süre vererek duruşmayı erteledi.

BAŞTAN'IN İFADESİ Öte yandan, mahkemeye sanık polis Ahmet Baştan'ın İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadesi ulaştı. Baştan, ifadesinde kendisine Ankara'da süren dava ile ilgili herhangi bir çağrı gelmediğini ileri sürdü. O dönemde Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yaptığını belirten Baştan, her siyasi örgütle ilgili ayrı timlerin olduğunu, kendisinin de Dev-Sol grubuna bakan timde görev yaptığını kaydetti. O dönemde Altınbaş ile birlikte iki kişinin gözaltına alındığını, Dev-Sol örgütüne bakan timin bir kısmının Altınbaş ve arkadaşları ile ilgilendiğini diğer kısmının ise başka Dev-Sol grubu ile ilgilendiğini belirten Baştan, Altınbaş ve arkadaşlarının sorgusunda bulunmadığını ifade etti. Baştan, "Ancak onları sorgulayan meslektaşlarım, Yüzüncü Yıl mahallesinde bulunan bir evde kömür sobasında tabanca saklandığı ihbarı almışlar. Büyükçe grup halinde Altınbaş ve iki arkadaşını alıp yer göstermesi yapmak üzere oraya götürdük. Yer göstermesinde ben de bulundum. Hatta o sırada ölen Birtan'ın elleri önden kelepçeliydi. Minibüsten indiğinde birden kaçmaya başladı. Biz de peşinden koştuk. İki üç sefer düştü. Vücudundaki yaralanmalar o esnada meydana gelmiş olmalı. Gösterilen sobada tabanca bulunamadı. O evin örgüt elemanlarınca kullanılan örgüt evi olduğu anlaşıldı. Gözaltındayken bizi oyaladığını düşündük ve sonradan o kanıya vardık" dedi.

Aynı davadan yargılanarak Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'işkenceyle adam öldürmek' suçunu düzenleyen maddeleri uyarınca 4'er yıl 5'şer ay 10'ar gün hapis cezasına mahkum edilen İbrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Hasan Cavit Orhan ve Süleyman Silkin'in Altınbaş ve iki arkadaşının sorgusunda bulunduğunu belirten Baştan, fakat iddinamede ismi geçen diğer polislerin ve kendisinin sorgulamada bulunmadığını söyledi. Baştan işkence ile ilgili olarak ise o dönemde gözaltında alınan şahısların uykusuz bırakılarak, ayakta bırakılarak yorma yöntemi kullanarak suçlarını itiraf ettirdiklerini, ancak darpça araz bırakacak şekilde sorgulama yöntemi kulanılmadığını, bunun kullanılmasının da kesinlikle istenemeyeceğini belirtti. Baştan, kamuoyunda bilinen işkence yöntemleri tazyikli su verme, askıya asma gibi yöntemleri ise kullanmadıklarını söyledi. Duruşma yapılırken bir grup Adliye önünde eylem yaptı. Ellerinde Altınbaş'ın resimleri bulunan grup, Altınbaş'ı öldürenlerin cezalandırılmasını istedi. Dava nedeniyle çevik kuvvet gerek duruşmanın yapıldığı mahkeme salonu önünde gerekse Adliye önünde yoğun güvenlik önlemi aldı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat