ANKARA (İHA) - CHP içinde muhalefet grubu olarak tanınan 'İktidara Yürüyüş Hareketi', CHP Genel Başkanlık koltuğunun Mustafa Kemal Atatürk'ün makamını temsil ettiğini belirterek, "Bir takım güçlerin ülkemizde yaratmak istediği ılımlı İslami sol anlayış, CHP örgütünde asla yer bulamayacaktır" açıklamasını yaptı.
CHP içinde muhalefet grubu olarak nitelenen 'İktidara Yürüyüş Hareketi'nin bu açıklaması, 'grubun Sarıgül hareketine desteğini çektiği' yorumlarına neden oldu. Açıklamada, iktidar yürüyüşü hareketi içinde bulunan bazı isimlerin artık bu harekette yeri olmadığı da belirtildi.
Bugün parlamentoda 'İktidar Yürüyüşü' adına CHP İzmir Milletvekili Hakkı Aktalan, İktidara yürüyüş hareketi Sözcüsü Sivas Milletvekili Nurettin Sözen ve Amasya Milletvekili Mustafa Sayar yazılı bir açıklama yaparak, "Cumhuriyetimizin temel ve vazgeçilmez ilkelerinin birer birer sorgulanıp çürütülmeye çalışıldığı bu günlerde, partililerimizin ve CHP'ye umut bağlayan yurttaşlarımız partide yaşanan gelişmeleri, ön planda yer alan kişi ve kişilikleri ve onların söylemlerini çok dikkatli bir şekilde değerlendirmelidirler. Partimiz son zamanlarda kan kaybetmekte, oy kaybetmektedir. Bu durumu yaratan nedenler mutlaka incelenmeli, gerçekçi bir şekilde ortaya çıkartılmalı ve şeffaf bir biçimde tartışılmalıdır" dediler.
CHP'de son zamanlarda yaşanan, partiye zarar veren ve partiyi küçülten olayların altında mevcut yönetimin büyük sorumluluğunun bulunduğunun acı bir gerçek olduğuna işaret edilen açıklamada, "Eleştirilen ve kurultayda en düşük oyu alan dar bir kadroyu ne pahasına olursa olsun koruyan parti üstü yönetimine taşıma arzusu, ardı arkası kesilmeyen antidemokratik uygulamalar, ilkesiz ve tutarsız siyaset yapma anlayışı, aday belirlenmesinde yapılan yanlışlarla ortaya çıkan zincirleme hatalar, CHP'yi hızla bu sıkıntılı sürecin içine sokmuştur" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, partide siyasetin hangi çizgide ve nasıl yapılacağının Atatürk tarafından gösterildiğinin altı çizilerek, CHP kimliğinin altı okla ve sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle belirlendiğini, bunun da önce akıl diyen bir siyasetle mümkün olabileceği belirtilerek, "Laik cumhuriyete gönülden bağlı her yurttaşımız gibi CHP'liler, asla ve asla dini istismar ederek siyaset yapamazlar. Bir takım güçlerin ülkemizde yaratmak istediği ılımlı İslami sol anlayış, CHP örgütünde asla yer bulamayacaktır. Dinimizi istismar eden, böyle bir yolu izleyen ve partimizi iktidara taşıyacaklarını söyleyenlerin yeri ve adresi hiçbir zaman CHP olmamıştır ve olmayacaktır" denildi.
"CHP GENEL BAŞKANLIĞI SIRADAN BİR PARTİ BAŞKANLIĞI MAKAMI DEĞİL"
"CHP genel başkanlığı sıradan bir parti başkanlığı makamı değildir" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"O koltuk Mustafa Kemal Atatürk'ün makamını temsil eder. O makam ahlaklı olmayı, temiz bir geçmişi ve kişiliği, yeterli bir alt ve üst yapıyı, kısacası liyakatı gerektirir. CHP Genel Başkanlığı ekonomik güç, politik kurnazlık ve belirli çevrelerin desteği ile haraç mezat, gürültü patırtıyla ve giderlerinin hangi kaynaktan karşılandığı bilinmeyen mitinglerle ele geçirilemez. Böyle olduğunu sananlar, günü geldiğinde büyük bir yangıya düştüklerini göreceklerdir."
Kendilerinin parti içinde 1 yılı aşkın süredir mücadele verdiklerini, hiçbir zaman siyasi bir çıkar ütmedikleri belirten muhalifler, amaçlarının ülke çıkarları olduğunu kaydettiler. Bu hareketlerinin zaman zaman bloke edilmeye çalışıldığını belirten muhalifler, açıklamalarında şu ifadelere yer verdiler:
"Siyasetin sert, acımasız ve yaralayıcı rüzgarlarından siyasal geleceklerini kurtarabilmek için oradan buraya, buradan oraya savrulanlar, örgüt vicdanında yargılanacaklar, ilkesizliklerinin bedelini er ya da geç mutlaka ödeyecekler. Ayrıca ortaya çıkan bu durum doğrudan partiye ve dolaylı olarak ülkeye zarar vermeye başlamıştır. Dolayısıyla bu kişilerle, ilke ve amaçlarımız doğrultusunda hizmet etmek artık olanaksız bir hale gelmiştir. Hareketimiz içinde yer alan bu kişilerin İktidar Yürüyüşü Hareketi ile bundan böyle hiçbir bağları kalmamıştır. Laik demokratik cumhuriyeti kuran ve büyük partinin yurtsever üyelerinin ve 80 yıllık birikimi olan güçlü örgütümüzün bu bunalımı ve sıkıntılı süreci aşacağından kuşkumuz yoktur. Mevcut yönetim anlayışının değişmesi ile CHP'nin yeniden geniş halk kitleleriyle kucaklaşması ve ülke sorunlarını çözmek üzere iktidar olabilmesi mümkün olacaktır."
"Geldiğimiz aşamada 'Önce Türkiye, önce halkımız, önce CHP' diye haykıran arkadaşlarımızla birlikte, CHP programının, ilkelerinin ve iktidara yürüyüş hareketinin ışığıyla aydınlanan yolumuza devam etmeyi tercih ediyoruz" denilen aşamada, şu çağrıda bulunuldu:
"Hareketimizin belirli bir kişiyi veya dar bir kadroyu iktidar yapmak için değil, sadece ve sadece CHP'yi iktidara taşıyabilmek için verdiği ilerici ve devrimci mücadelesi daha da güçlü bir şekilde sürdürülecektir. Ülke çıkarları ile ilkelerimizin doğrultusunda doğruları söylemeye, yanlışları eleştirmeye ve partimizi iktidar yapma yolundaki mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz."