Çanakkale (AA)- KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı üzdüğü için üzgün olduğunu, ama bildiklerini ve gördüklerini söylemek
zorunda olduğunu söyledi.
Çanakkale'nin İntepe beldesini ziyaret eden Denktaş, bir gazetecinin, "Başbakan sizin için, (Televizyonlara çıkıp da benim halkımın kafasını bulandırmasın, bunu özellikle kendisinden rica ediyorum. Şu ana kadar sabrettim, benim ülkeme gelip seçim kampanyası yapacağına kendi ülkesinde yapacağı kampanyaları yapsın, bunu özellikle istirham ediyorum) şeklinde açıklaması konusunda düşüncelerini sorması üzerine, "Başbakan Erdoğan'ı üzdüğüm için üzgünüm, fakat ben buraya davet üzerine geliyorum. Kıbrıs nereye gidiyor diye merak eden halkın aydınlatılması için, bildiklerimi gördüklerimi söylemek için dolaşıyorum" diye konuştu.
Kıbrıs konusunda basının pembe bir resim çizdiğini, karanlıkları ve tehlikeleri göstermediğini savunan Denktaş, şunları ifade etti:
"Rum'u ve Yunan'ı bilen, 60 yıldır bunlarla mücadele ederek, her hilelerini görmüş birisi olarak, ikaz görevimizi yapıyoruz. AB'ye, milli davamızın kırmızı çizgisi nedir söylenmedikçe, Türkiye üzerinde baskılar artacak diye düşünüyoruz. Kırmızı çizgiyi Sayın Cumhurbaşkanı Sezer dünyaya duyurmuştur. Hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de iki kez onaylanmış olan bu milli formülü, AB'ye niye duyurmadığını ve böylelikle baskıdan kurtulmadığını anlayamıyoruz. TBMM'de karara bağlanmış olan milli formül, konfederasyondur. Biz Annan Planı'na kadar bu milli davayı ve formülü müdafaa ettik. Hükümetin, Annan Planı'na 'evet' deyişi ve bize de evet dedirtmesi bu milli formülü ortadan kaldırmıştır."
Hükümetin, AB'nin meşru hükümet olarak kabul ettiği ve Türkiye'ye de kabul ettirmek için baskı yaptığı, eli kanlı terörist idareye liman açtığını öne süren Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elimizdeki izolasyon ve ambargolar sadece limanlara değil, hayatımızın her safhasına. Böyle pazarlık olmaz. AB'nin bu yakışıksız baskısına verilecek cevap, Türkiye'nin, milli formülünü kararlılıkla gündeme getirmesidir. Yoksa Türkiye en haklı, en güçlü olduğu bu davada yumuşak davranır, askerini çekerse, KKTC'nin 23 yıllık varlığını korumazsa, bunun kalıcılığını savunmazsa, arkasından çorap söküğü gibi Ege, Ermeni, azınlıklar, ekümenlik ve vilayetlere özerklik verilmesi meselesi gelecektir. AB, Türkiye'yi tam üye yapmak niyetinde değil. Ama ipi koparmak niyetinde de değildir.
Türkiye'den söke söke istediklerini alabileceklerini sanıyorlar. Türkiye'yi ucu açık bir yolculukta, hazmedebilecek bir kıvama getirmek istiyorlar."