ANKARA (İHA) - İskenderun Körfezi'nde 4 yılı aşkın süredir bekletilen ve toksik atık yüküyle batan 'M/V Ulla' adlı geminin battığı noktada 65 metrelik yarıçap içerisinde canlılar için tehlike ihtimali olduğu, 'ihtiyata binaen geminin 200 metre yakınına kimsenin girmemesi, ölü balıkların yenmemesi' uyarısında bulunuldu. İkinci bir değerlendirmeye kadar, mezkur alanda, avlanma, dalış ve her türlü su sporu yasaklandı.
Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, İskenderun Limanı açığında M/V Ulla adlı geminin batmasına ilişkin Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, bir İspanyol firması tarafından Cezayir'e baraj inşaatında kullanılmak üzere gönderilen uçucu kül malzemenin, kullanılamaz olduğu gerekçesiyle kabul edilmediği ve bu malzemenin, Ulla isimli gemiyle 25 Şubat 2000'de İskenderun'a geldiği belirtildi. Türkiye'nin de taraf olduğu 'Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımı ve Bertarafının Kontrolü'ne ilişkin Basel Sözleşmesi gereği işlem yapıldığı, gemide yüklü bulunan atığın İspanya'ya iadesi için yasal sürecin başlatıldığı kaydedildi.
Konunun, 6-13 Aralık 2002 tarihlerinde Cenevre'de yapılan Basel Sözleşmesi 6. Taraflar toplantısında gündeme geldiği, 20 Mart 2003'te İspanyol delegasyonu ile Türk delegasyonunun yaptığı toplantıda, İspanya'nın, atığın Türkiye'den alınması konusunda kararlılığını dile getirdiği vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı'nda 30 Mart 2003'te yapılan toplantıda, yükün İspanya hükümeti tarafından gönderilecek gemiyle alınmasının gündeme geldiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
"Gemi yükü üzerinde haciz bulunması nedeniyle bir işlem yapılamaması üzerine, haczin yük üzerinden kaldırılması için 19 Şubat 2004 tarihinde gereği yapılmış ve 17 Haziran 2004 tarihi itibariyle haciz kalkmıştır. Bu durum 1 Temmuz 2004'te Dışişleri Bakanlığı'na bildirilmiş ve gemi yükünün limbo yapılması hususunda İspanya hükümeti ile teknik ve finansal konularda işlemler tamamlanmışken 6 Eylül 2004 tarihi itibariyle saat 15.10 civarında söz konusu geminin battığı haberi gelmiştir.
Gemi ambarındaki yükün deniz ortamına dağılıp dağılmadığı henüz tespit edilememiştir. Ancak batan gemide bulunan 2 bin 200 ton uçucu kül, yaklaşık 3 bin 80 gr krom artı altı değerlikli içermektedir. Krom artı altı değerlikli, suda çok kolay çözünmektedir ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği 1. Sınıf içme suyu kalitesi baz alındığında, söz konusu atığın tamamının deniz ortamına dağılması halinde 308 bin ton suyu kirleteceği tahmini olarak hesaplanmıştır. Atığın deniz ortamına karışması durumunda, kirliliğin eşit dağıldığı varsayılırsa 65 metre yarıçapında bir alanda etkili olabileceği beklenmektedir. Kaynağa yaklaştıkça kirlilik daha yoğun olacaktır"
Atık gemi batmadan önce nem alması ve taşlaşması, aynı zamanda yükün içerisinde bulunduğu ambarların kapaklarının kapalı konumda olması ihtimali göz önünde bulundurulduğuna krom artı altı değerliklinin birden çözülemeyeceğinin tahmin edildiği, ancak atık içindeki krom artı altı değerliklinin suyla birleştiğinde çözünmeye başlayacağı vurgulandı. Akıntı yönünde, geminin battığı nokta merkez alınarak çemberin dışına doğru farklı noktalardan ve derinliklerden numune alınarak kirlilik kontrolünün yapıldığı bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Dünya Sağlık Teşkilatı, içme suyu kalitesine göre sudaki toplam krom 0.05 mg/lt'den fazla olamaz. 65 metrelik yarıçapta kromun hemen çözüleceği varsayımıyla bu değerin 0.01 mg/lt olacağı hesaplanmaktadır. Dolayısıyla geminin battığı noktada, 65 metrelik yarıçap içerisinde canlılar için tehlike ihtimali bulunmaktadır. İhtiyata binaen geminin 200 metre yakınına kimse girmemeli, ölü balıklar yenmemelidir. Ayrıca, ikinci bir değerlendirmeye kadar mezkur alanda avlanma, dalış ve her türlü su sporu yasaklanmıştır. Bu bölgede geminin su altındaki durumu, sızıntı olup olmadığı, gemiden sızması muhtemel kirleticilerin analizi çalışmaları başlamıştır"