HABER

Kapat

Guardian: "Sorun hormonal mi?"

LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, "İngiliz bankalarında ikramiye kültürüne öfkeli tepki", "Mali krizin arkasında erkek hormonları mı var?", "İsrail'de sağa kayan seçmen yarın sandık başında" ve "DNA haritalı bebeklere 10 yıl kaldı" başlıkları öne çıkıyor.

BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/"te yer alan basın özetlerine göre İngiltere gazetelerinden Financial Times'ın ön sayfasında giderek kızışan ikramiye kavgası yer alıyor.

Bankaların çalışanlarına dağıttığı yüklü ikramiyeler, ekonomik darboğazın vahim gerçekleri ortadayken, acaba ne kadar doğru? Hele hele, İngiltere'nin içine düştüğü bu ciddi darboğazın sorumlularından biri, bankacılık sektörünün kendisi ise. Ve üstüne üstlük, şu an devletin yardımıyla, yani halkın parasıyla ayakta tutulan bankalardan söz ediyorsak. İşçi Partisi'nin önde gelen isimlerinden biri olan eski başbakan yardımcısı John Prescott, "Bu hem ahlaken hem ekonomik açıdan bir kepazeliktir" diyor.
Financial Times, öfkeli Prescott'un internet aracılığıyla bir kampanya başlattığını da yazıyor. Öfkesinin odağında, kısmen kamulaştırılan Royal Bank of Scotland var. Yaklaşık 20 milyar sterlin devlet yardımı aktarılan banka, John Prescott'un gazetede çıkan açıklamalarına göre, elemanlarına 1 milyar sterline yakın ikramiye dağıtmayı planlıyor.

İşçi Partili siyasetçi, kısmen kamulaştırılmış bir bankanın ikramiye politikasını değiştirmesi gerektiğini savunuyor. Fakat Financial Times'ın satırlarından verecek olursak Maliye Bakanı Alistair Darling'e göre bu o kadar kolay değil. Bankanın çalışanlarına sözleşmeleri uyarınca öngörülen ikramiyelerin durdurulmayacağını açıklayan maliye bakanlığı, iyi elemanları bankada tutmanın da çok önemli bir unsur olduğunun altını çiziyor. Maliye Bakanı Darling, bankacılık sektörüne büyük çapta maaş limitleri
getireceğini açıklamış olsa da, Financial Times, bu vaadin kızışan ortamı yatıştırmadığını düşünüyor.

Guardian'da yer alan bir yorum yazısına göre, bankacılıktaki ikramiye kültürünü ıslah etmek için, belki de işe önce testestron oranlarını azaltarak başlamak gerek. Tartışmanın bütün tarafları bankacılığın fevkalade yırtıcı bir iş sahası olduğunda hem fikir. Büyük riskler ve karşılığında da büyük ikramiyeler almaya dayanan bu kültürün değişmesi gerekiyor. Sektörde daha çok kadını göreve getirmek bu yolda bir ilk adım olabilir. Finans çevrelerinde yönetici konumunda çok az kadının bulunduğuna dikkat çeken Guardian yazarı, aşırı rekabetçi erkek dünyasının daha çok kazanmaya kurulu beyinlerinin fazla risk alıp tepetaklak olabildiğini öne sürüyor. Küresel mali piyasaların şu an içine düştüğü durum gibi. Kendisi de bir kadın olan Guardian yazarı, borsada çalışan erkeklerin testestron oranları üzerinde yapılan ciddi araştırmaların bu teze destek verdiğini belirtiyor. 20-30 milyon dolarlık ikramiyeler mi? Erkek hiyerarşisinin egemenlik sembolleri. Jackie Ashley adlı yazar, "Kimsenin bu kadar çok paraya ihtiyacı yok" diyor. Tavuskuşunun renkli tüyleri ne ise, ikramiyeler de o.

Independent'ın dış haber sayfalarında yarın sandık başına giden İsrail var. Seçimin başa baş geçeceğini yazan Independent, ama İsrail'in sağa kaydığının da açıkça göründüğünü belirtiyor. Seçimin iki ana rakibi, merkezde yer alan Kadima partisinin lideri Tzipi Livni ile muhalefetteki sağ kanat Likud partisinin genel başkanı Benyamin Netanhayu. Anketler yakın zamana değin başbakanlık koltuğuna ikinci kez oturmak isteyen Netanyahu'nun bu hayaline yarınki seçimlerde büyük şans tanıyordu. Fakat son kamuoyu yoklamalarına göre Netanyahu hala önde görünse de, Tzipi Livni'nin de arayı kapattığı gözleniyor.

Independent, Likud liderinin dün Golan Tepeleri'nde diktiği ağaçla İsrail kamuoyuna açık bir mesaj verdiğini yazıyor. Independent'a göre İsrail'in 1967 savaşında Suriye'nin elinden aldığı Golan Tepeleri'ne Netanyahu'nun diktiği ağaç, burasının İsrail toprağı olduğunu ima ederek taviz vermeyen bir lider resmi çiziyor. Tzipi Livni'nin olası bir seçim zaferine karşı İsraillileri uyaran Netanyahu, rakibinin iktidara gelmesi durumunda İsrail'in stratejik önemi büyük olan Golan Tepeleri'nden çekilmek zorunda kalacağını söylüyor.

Independent, Netanyahu'nun bu seçimlerde bir diğer ciddi rakibi daha olduğunu yazıyor. Bu kişi gazetenin "yarı-faşist" diye nitelendirdiği, aşırı sağcı lider Avigdor Lieberman. Independent'a göre, aşırı sağa oy kaybetmek istemeyen Benyamin Netanyahu, terör ve toprak gibi hassas konularında gayet sert bir söylemi benimsemiş bulunuyor. Netanyahu'nun iktidara gelmesi durumunda Indepedent, ılımlı bir lider olarak tanımladığı Mahmud Abbas için bunun çok ciddi bir sıkıntı oluşturacağı kanısında.

Bir başka seçim haberi de İran'dan. İran seçimlerine daha Haziran ayına kadar vakit var, fakat adaylardan birinin dün açıklanan ismi gazetelerin gözünden kaçmıyor. İran'ın eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, cumhurbaşkanlığı için tekrar yarışacağını dün resmen açıklamış bulunuyor. Financial Times, ılımlı bir siyasetçi diye tanımladığı Hatemi'nin, Mahmud Ahmedinecad'ın ikinci bir dönem cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaması için gayret sarfettiğini yazıyor. 65 yaşındaki Muhammed Hatemi, 1997 ve 2005 yılları arasında iki kez cumhurbaşkanlığı yapmıştı. Financial Times, yeniden aday olacağını ilan eden Hatemi'nin, "Bunu üzerine düşen bir sorumluluk olarak gördüğünü" söylediğini aktarıyor.

Gazete, halihazırdaki muhafazakar cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın ekonomi politikalarının enflasyonu körüklediğini yazıyor. Ekonomi, seçimlerde muhalif kanadın elindeki bir koz olabilir. Fakat Financial Times'a göre Hatemi ve yandaşlarını Ahmedinecad'ın karşısında yokuş yukarı bir yol bekliyor. Gazete, çok sayıda siyasi gözlemcinin ve diplomatın yaklaşık 4 ay sonraki seçimlerin Mahmud Ahmedinecad'ı ikinci kez iktidar koltuğuna taşıyacağını tahmin ettiklerini kaydediyor. Financial Times'a göre bunun başlıca nedeni, İran'da en üst karar mercii olan ruhani lider Ayetullah Hameney'in desteğini arkasında hissediyor oluşu.

Times gazetesinde öne çıkan bir başlığa göre, İngiltere'de on yıl gibi nispeten kısa bir süre zarfında doğan her bebeğin genetik haritası tamamen çıkarılmış olacak. Bu tahmin, gazetenin ifadesiyle insan DNA'sının açılımını gerçekleştiren ve bu konuda dünya önderi olan bir kuruma ait. Illumina adlı kurumun başkanı Times gazetesine, sağlık hizmetlerinde devrimin kapıda olduğunu öne sürüyor. Şeker ya da kalp gibi rahatsızlıklar doğumla birlikte belirlenebilecek ve herkese bebeklikten itibaren genetik
yapısına göre uyarlanmış çok daha etkin ilaçlar sağlanabilecek. Gazete, bu uygulamanın özel hayatın gizliliği konusunda hararetli bir tartışmayı beraberinde getirebileceğini düşünüyor. Örneğin birçok kişi bu bilginin sigorta şirketlerinin eline geçmesini istemeyecektir. Buna karşın, DNA dökümünün faydalarının, çekincelerinden daha ağır basacağını düşünenler var. Baş makalelerinden birini bu konuya ayıran Times, hızla ilerleyen bilimsel keşiflerin etik ve sosyolojik boyutunu toplum çapında tartışmaya başlamak gerektiğini savunuyor.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat