ANKARA (ANKA)- Arabasında başından tek kurşunla vurulmuş olarak bulunan ve ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Hareket Daire Başkanı Behçet Oktay'ın bir yakın akrabası ve üst düzey kamu görevlisi, "Bir kamu görevlisi olarak vasıfları çok yüksek bir kişiydi. Böyle intihar edecek bir kişiliği yapısı ve sorunu asla yoktu" dedi.
Behçet Oktay'ın yakın akrabası ve üst düzey bir kamu görevlisi, Oktay'ı ANKA'ya anlattı. Behçet Oktay ile üç gün önce beraber olduklarını anlatan söz konusu akrabası, Oktay'ın hem Ergenekon zanlısı eski meslektaşı İbrahim Şahin ile hem de Ergenekon'da adının geçmesine ilişkin sohbet ettiklerini söyledi. İçişleri Bakanlığı'ndaki törende ANKA'ya yemekteki özel sohbeti anlatan Kamu görevlisi ve akrabası özetle şunları söyledi:
-VERİLMEYECEK HESABIM YOK-
"Biz üç gün önce beraberdik. Telefon etti, oturup konuşalım diye. Hekimhan şivesiyle sohbet ettik. Çok neşeli ve keyifliydi. İntihar edecek bir kişilik eğiliminde değildi. O gün de ne bir bunalım ne bir sorun ne de bir problemden söz etti. Çok neşeliydi. Ergenekon operasyonlarını konuştuk. (Benim hiçbir hukuk dışı işim yok. 13 yıldır bu görevdeyim alnım açık. Devlet beni çok iyi bilir. Benim bilmediğim bir şey varsa hesabını vermeye hazırım. Görevimin başındayım) dedi. İbrahim Şahin ile de ilgili olarak, (Bu görevi ben ondan devraldım. Hem kamu hem devlet terbiyesi ve geleneği olarak eski bir üstümün eski bir meslektaşımın tabi ki bir ricası olursa bunu takip eder izlerim. Bu bir Türk töresidir aynı zamanda. Ben bunu yaptım. Sen de bir kamu görevlisisin bunu bilirsin. Hukuk dışı da zaten ne bir talebi dikkate alırım ne de yerine getiririm) dedi. Böylesine kendisiyle barışık, son derece entelektüel okumayı seven, hayatla ilgili, şen şakrat, çocuklarıyla ilgilenen, Metin Şentürk'ü çok seven onunla konuşan birinin intihar etmiş olabileceğini aklıma bile getiremiyorum.
-OKULDA EİNSTEİN DERLERDİ-
Çocukluğumuz birlikte geçti. Derslerinde son derece başarılı biriydi. İlkokulda hep derslerinden tam puan olan 5 alırdı. Birincilikle bitirdi. Sonra polis kolejini ardından polis akademisini kazandı. Orada da dersleri çok iyi notları yüksekti. Hep 10 alırdı. Bu yüzden adını Einstein koymuştuk. Çok okurdu. Dünya ve Türkiye meseleleriyle ilgiliydi. Vasıfları yüksek bir kamu görevlisiydi. Ailesi anne tarafından Osmanlı'dan gelen Yazıcıoğlu ailesidir, son derece saygın bir ailedir. Babası da Hekimhan'ın ileri gelenlerinden köklü saygın ve elit bir ailedir. Behçet Oktay için diye biliriz ki, o çocukluğundan beri çok şeye doymuş bir kişiliğe sahipti. Bir kızı iki oğlu var. Annesini geçen yıl kaybetti. Çocuklarıyla çok ilgiliydi. Hepsi devlet okulunda okudu. Hala bir çocuğu Çankaya İlköğretim Okulu'nda olur. Bu kadar da mütevazı yaşardı.
-DEVLET ŞEREF NİŞANI SAHİBİ-
Behçet Oktay, terörün en yoğun olduğu dönemde Bingöl ve Diyarbakır'da görev yaptı. Naif ve romantik bir insandı. Kamu görevi sorumluluğunu en ağır biçimde taşırdı. İyi bir emniyetçiydi. Bingöl ve Diyarbakır'daki görevleri sonrasında devlet şeref nişanı alan tek kişidir kendi teşkilatında. Bunu bile söylemezdi kimseye. Kendisini tamamen özel harekat teşkilatına adamıştı. Son üç dört yıldır onların eğitimi ile tek tek ilgilendi. Toplumdaki olumsuz imajını sildi. Şekil olarak anlayış olarak, çengel bıyıklarını kestirdi vs. Onları babacan tavrı hoşgörüsüyle adeta toplumsallaştırdı. Onlara hep, 'görev yerinizde verilen görevi hukuk içinde icra edeceksiniz ama buraya geldiğinizde bir babasınız, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve kamu görevlilisiniz böyle hareket edip davranacaksınız' derdi. Gerçekten bir kamu görevlisi olarak vasıfları çok yüksek bir kişiydi. Böyle intihar edecek bir kişiliği yapısı ve sorunu asla yoktu. Son konuşmamızda da bende asla böyle bir imaj bırakmadı. Ve ölüm, hastalık, kaygılı, şüpheci, korku ve panik gibi en küçük imaj görmedim sohbetimiz boyunca." (ANKA)