İsrail pasaportlu Suriyelilerin yaşadığı Lübnan köyü: Gajar

Köyün durumu bölgedeki karmaşık sorunları aynası

İsrail hükümeti, Lübnan sınırında bulunan ve dört yıl önce işgal ettiği bir köyden çekilmeyi kararlaştırdı.

Bu adım, 2006 yılında Güney Lübnan'da İsrail ordusu ile ve Hizbullah gerillaları arasındaki savaş sonrasında alınan BM kararının yerine getirilmesi anlamına geliyor.

Çekilmenin ayrıntıları Birleşmiş Milletler ile yürütülecek müzakereler sonucu netleşecek.

Ancak köyün durumu Orta Doğu sorununun minyatür bir yansıması olarak, hala son derece karışık.

Fay hatları İsrail'in çekilme kararı köyün sadece kuzeyini kapsıyor.

Çünkü BM'nin bölgede fiili sınır olarak çizdiği Mavi Hat, köyün ortasından geçiyor.

Yani varolan uluslararası anlaşmalara göre, köyün güneyi İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri içinde kalıyor, kuzeyi ise Lübnan'a ait.

Dolayısıyla İsrail askerleri köyün aşağı mahallelerinde varlıklarını sürdürecek, köy de bu gerilimli bölgenin en ön safında kalmaya devam edecek.

Çünkü bu bölgedeki anlaşmazlıklar 40 yılı aşkın süre geriye gidiyor.

İsrail, Güney Lübnan ve Golan Tepelerini 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda işgal etmişti. Bunu takip eden ilhak kararı, uluslararası toplumca tanınmadı.

Ancak bu köy de bölgedeki daha pek çokları gibi, uzun yıllar İsrail işgali altında kaldı.

Ta ki İsrail 2000 yılında Güney Lübnan'dan çekilip, BM'nin bu sırada çizdiği Mavi Hattın gerisine dönmeyi kabul edene dek...

Köy sakinleri nasıl bölünecek Mesele, harita üzerinde çizilen sınırın uygulanması ile bitmiyor.

Lübnan'da yaşamak istemediklerini söyleyen köylüler Suriye kimlikleri ve Osmanlı tapularını gösterip eylem yaptı

Köyün iki bin kişilik nüfusunun büyük bölümü Alevi ve kendilerini Suriyeli olarak kabul ediyor.

Dahası, İsrail işgali altında geçen 30 yılı aşkın süre içinde hemen hepsi İsrail pasaportu da almış.

Şimdi büyük bölümü, Lübnan sınırları içinde yaşayacak ve pek çoğu bu fikirden hoşnut değil.

Çekilme, bazı ailelerin iki ayrı ülkede yaşayacak olması gibi bir durum da yaratacak.

1,500 köy sakinin evleri, Lübnan'a iade edilecek kuzey kesimde bulunuyor.

Köyün idari binaları ve okulu ise güvenlik hattının İsrail tarafında kalıyor.

Köylülerin çoğu, kim kontrol edecek olursa olsun, köylerinin bölünmemesinden yana.

İsrail dışişleri yetkilileri ise halka müsterih olmalarını söylüyor; kentin ortasında sınır barikatları kurulması gibi bir durum olmayacağını, halkın köyde dilediğince hareket edebileceği söyleniyor.

Ancak bu da uygulamada sınır güvenliğinin nasıl sağlanacağına ilişkin sorular yaratıyor.

Her ne kadar İsrail askerlerinin boşaltacağı alanı Birleşmiş Milletler kuvvetleri dolduracak olsa da, Hizbullah'ın bölgeye sızması ihtimali de var.

2006 savaşından sonra BM kararlarına göre silahsızlandırılması gereken Hizbullah'ın elinde şimdi savaş öncesindekinden de çok roket olduğu söyleniyor.