İkinci el eşya satışı yapılan internet sitesine 40 bin dolar değerindeki kol saatinin satmak için ilan koyan T.Y.D., dolandırıldığını söyleyerek polise başvurdu.

Polisteki ifadesinde kendisini alıcı olarak arayan bir kişinin Bakırköy'deki ofisine çağırdığını söyleyen T.Y.D.'nin, "Ofise girdiğimde saati inceleyen kişi çok beğendiğini, alacağını söyledi. Bu kişi telefon ederek saatin değeri olan 40 bin doları getirmesi için arkadaşına talimat verdi. Daha sonra saati alarak odada bulunan bir dolaba koydu. Bir süre bekledik. Daha sonra tuvalete gideceğini söyleyerek dışarı çıktı. Uzun süre gelmeyince durumdan şüphelendim. Dolabı açtığımda arkasında büyük bir delik olduğunu ve saatin çalındığını anladım" dediği öğrenildi.

Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından olayla ilgili başlatılan çalışmalarda, ofisin bulunduğu binadaki güvenlik kameralarının o anları kaydettiği belirlendi. Görüntülerde; şüphelilerden birinin saati koyduğu duvardaki deliğin 'Sigara içmek yasaktır' tabelasıyla gizlendiği ve oradan alarak uzaklaştığı görüldü.

Güvenlik kamerası görüntülerinin izini süren polis, şüphelilerden Y.Ç.'yi (54) gözaltına aldı. Balıkesir'e kaçtığı belirlenen diğer şüpheli C.E. (50) ise saklandığı eve düzenlenen operasyonla yakalandı. Evde yapılan aramalarda yaklaşık değeri 40 bin dolar olan saatte bulundu.

Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan C.E.'nin daha önceden 11 adet suç kaydı olduğu belirlendi. İki şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bulunan saat ise T.Y.D.'ye teslim edildi.
Olayın yaşandığı handa iş yeri olan Metin Kılıç, “Karşı komşusuyum. Bu olay gerçekleşmeden önce bu şahıs bizim kapıyı çaldı. 'Benim biraz tadilat işim var. Sizin için sıkıntı olur mu'? dedi. 'Komşuluktur, sıkıntı olmaz. Bir çay, bir kahve ihtiyacın varsa verelim' dedim. 'Yok, teşekkür ederim' dedi. Aradan, bir iki saat geçti. Biraz matkap sesi geldi ama fazla değil. Burada boyut kapısı açıldığını bilmiyorduk. Ondan sonra aradan bir gün geçti, bu olay gerçekleşti. Adam 'Sigara içilmez' diye duvara levha vurmuş. Bu durum aslında tuhafıma gitti. Ben bir gün öncesinde farkına vardım ama levhayı indirmedim. İndirseydim orada boyut kapısı gözükürdü. Sonra bu şahıslar buraya saatini satmak için gelmiş. Çay ısmarlamak istemişler, saatin sahibi de "Çay ısmarlama, cumaya gideceğiz. Saati sana verelim, ücretini de hesaba atarsın gideriz" demiş. Bu da "Cumaya daha beş on dakika var. Ben size bir çay söyleyeyim, öyle gidin' demiş. Adam, 'Tamam' demiş. Saati masadan alıp oradan dolaba koyuyor. Adam şüphelenmiyor. 'Sen benim saatimi niye dolaba koyuyorsun' demiyor. Ondan sonra adam şüpheleniyor. Bu, koridorda çay söyleyene kadar satıcı 'Gel, çay söyleme diyor. Ben söyleyeyim dedikten sonra aşağı iniyor. Satıcı 'Oğlum bir kalkar mısın ben bu şahıstan şüphelendim' diyor. Dolapta kilitliymiş. Zaten bizim kamerada gözüküyor, adam dışarıdan boyut kapısından saati alıp götürüyor. Onlar da biraz panik içine girmişlerdi. İlk defa herhalde başlarına geliyor. Polis çağırdılar, parmak izi aldılar. Yakalanmışlar diye duyduk" dedi.
Ofisin yanında iş yeri bulunan İsmail Maya Türk, “'Burada gürültü yapacağım matkapla işim var, bana izin verir misin' dedi. Ben de 'Sadece ben yokum burada karşıda, her tarafta çalışanlar var. Oralardan da izin alın' dedim. O da üç beş yere gitti, izin aldı. Ondan sonra ben de ofisimde çalışmaya başladım. Belli bir süre sonra çok fazla gürültü gelmeye başladı. Dayanılacak gibi değildi. Ben de çalışamadım, bıraktım dışarıya gittim. Ondan sonra gelince arkadaş tam kapının ortasında duruyordu. 'Ne yaptın hallettin mi işi' dedim. 'Evet, işin büyük kısmını hallettim' dedi" diye konuştu.
Komşusu olan terzi Mevlüt Üşümüş, “Saati satanın oğlu bize geldi 'Çaycı nerede' diye sordu. 'Çaycı aşağıda' dedik. Aşağıya gidip baktıklarında gitmiş. Ondan sonra olay ortaya çıkıyor. Babası dolaba bakıyor, dolabı kırıyor. Arkasının delik, duvarında kırık olduğunu görüyor. Bir anda her şey ortaya çıkıyor. Öyle bir plan ki müthiş bir plan. 'Ne iş yapacaksın' dedim. 'İnternetten satış yapacağım. Zaten bu sıra bu meşhur oldu. Herkes internetten bir şeyler satıyor. İşim bu olacak, satış yapacağım' dedi. Ama her şey yalan üzerine kurulmuş. Bu olay tezgahı kırdıktan 2 gün sonra gerçekleşti. Önce tezgahını hazırlıyor ondan sonra tuzağına düşürecek kişileri bekliyor. Müthiş bir tezgah kurmuş ve şeytanın aklına gelmeyecek bir şey. Benim diyeni kandıracak bir şey. Ben bunu gördükten sonra kandırılamayacak insan yok, bu tuzağa düşmeyecek insan yok' dedim. Baba oğul geliyor. Babasını da yanında başımıza bir şey gelmesin diye, destek amaçlı alıyor. Bunlar görmüş geçirmiş insanlar, bilgili insanlar. Cahil insanlar da değil ama diyorum ya ne kadar okusanız da ne kadar bilgi sahibi olsanız da bu tezgaha düşmemek mümkün değil. Çok üzüldük, böyle bir olay olmasına biz de aile de çok üzüldük" dedi.
Okuyucu Yorumları 0 yorum