1494 yılında Jamaika’nın olduğu bölgeye ulaşarak burası için gözlerin gördüğü en güzel ada ifadesini kullanan ünlü kaşif Kristof Kolomb buraya ilk kez Santiago adını vermiştir. Ancak burada yaşayan yerliler tarafından Xaymaca olarak adlandırılmış olan ada zaman içinde Jamaika adını almıştır. 1655 yılında kolonileşip İngiliz işgaline uğrayan Jamaika’da yaşayan İspanyolların bir kısmı bu dönemde kaçmış kaçamayanlar ise İngilizler tarafından adadan gönderilmiştir.
10.990 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan Jamaika 1022 kilometrelik bir sahil şeridine sahiptir. Sıcak, nemli havanın etkin olduğu tropikal iklimi dışında iç kısımlarda ılıman iklim özellikleri görülmektedir. Buna göre ülkede iklim özelliklerinde çeşitlilik görülmektedir ve aşırı sıcak ya da aşırı soğuk havalar çok görülmez. Tropikal, nemli sıcak havanın etkin olduğu ülkenin iç kısımlarındaki iklim genel olarak ılıman iklimdir.
1962 yılında Birleşik Krallık’tan ayrılarak bağımsızlığını kazanmayı başaran Jamaika’nın bağımsız olmasına rağmen İngiliz Milletler Cemiyeti üyeliği devam etmektedir. Ülkenin 2018 yılında yapılan sayımına göre nüfusu yaklaşık olarak 2.726.667 civarındadır. Nüfusun çoğunluğunu ise Afrika kökenliler oluşturmaktadır. Bunun dışında çok ırklı etnik gruplar ve diğer etnik kökenli topluluklar da ülkede yaşam sürmektedir.
İngilizce ülkede konuşulan ve kabul görmüş olan resmi dilken ulusal olan dil Jamaican Patois dilidir. Bu dil halkın büyük çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır ve İngilizce bazlı bir dil olarak bilinmektedir. Karayipler’in üçüncü büyük adası olan Jamaika’da birçok dağ bulunmaktadır. Dar kıyı ovaları ile de çevrili olan ülkede yer alan Kingston Limanı dünya genelindeki sıralamada yedinci büyük doğal liman olarak kabul edilmektedir.
Jamaika aynı zamanda din çeşitliliği en çok olan ülkelerden de biridir. Burada nüfusun yaklaşık olarak %70'lik bir oranı Hristiyanken geri kalan oranda Müslümanlar, Hindular, Yahudiler, Bahai dinine inananlar ve Rastalar da yaşam sürmektedir. Hristiyanlar arasında ise farklı yüzdeleri oluşturan Katolikler, Baptistler, Pentekostallar, Metodistler ve Yehova Şahitleri yer almaktadır. Bunlar dışında %20 civarında bir oranda da herhangi bir dine mensup olmayan kişiler bulunmaktadır.
Bir parlamenter demokrasi ve anayasal monarşi ülkesi olan Jamaika’da devlet başkanı Jamaika Kralı’dır. Yerel olarak ise ülke vali tarafından temsil edilmektedir. Bakanlar kurulunun aday gösterdiği valinin hükümdar tarafından ataması yapılır. Ülkenin mevcut anayasası 1962 yılında iki partili ortak bir komite tarafından hazırlanan anayasadır. Ardından aynı yıl Jamaika’ya bağımsızlık kazandıran Jamaika Bağımsızlık Yasası yürürlüğe girmiştir.
Jamaika Parlamentosu, yukarı ev adı verilen Senato ve aşağı ev adı verilen temsilciler meclisinden oluşmaktadır. Ülkedeki yargı İngiliz hukukundan ve İngiliz Milletler Topluluğu benzerlerinden türeyen ortak bir hukuk sistemi üzerinden işlemektedir. Geleneksel olarak iki partili sisteme sahip olan ülkede iktidar daha çok Jamaika İşçi Partisi ve Halkın Ulusal Partisi arasında değişkenlik göstermektedir.
Hem özel sektöre hem de devlet teşebbüslerine dayanan işletmeler ile ülkenin ekonomisi bir karma ekonomi sistemi ile çalışmaktadır. Ülkede ekonominin başat sektörleri turizm, madencilik, tarım, imalat, finans ve sigorta alanları üzerinde gelişmektedir. Her yıl milyonlarca turist Jamaika’yı ziyaret etmektedir.
1980’li yıllarda başlayan özel sektör işletmelerin teşvik edilmesi, kaynak oluşturulmasında piyasa güçlerinin rolünün arttırılmasına yönelik reformların uygulanması çalışmaları bugün de etkin olarak devam etmektedir. Kur dalgalı döviz kontrolleri kaldırılmış ve ekonomide liberalleşme ile istikrar programları uygulanmıştır. Jamaika ayrıca boksit ihraç etme konusunda Çin, Brezilya, Avustralya ve Gine ülkelerinden sonra gelip beşinci sırada olan ülkedir.
Jamaika’nın en büyük şehri Kingston şehridir. Bu şehir aynı zamanda ülkenin başkenti olma özeliğine de sahip olan bir şehirdir. Şehir aynı zamanda bütün batı Hint adaları arasında en büyük ticari merkez olarak da kabul edilmektedir. Adanın güney kıyısında olan şehir arkasında Mavi Dağlar ve Kırmızı Tepeler yer almaktadır.
1693 yılında kurulan Kingston şehrinin tarihi bugün bulunduğu bölgede geçmişte korsanları ile bilinen Port Royal kentinin 1692 yılında olan deprem nedeniyle hasar görmesine dayanmaktadır. Yıkımdan kurtulanlar bu limanı aşmış ve daha sonra Kingston’un kurulacağı bölgeye taşınmışlardır.
markasıdır.
Haber Gönder
