Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından kolon (kolorektal) kanseri farkındalık ayı dolayısıyla Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 75. Yıl Konferans Salonu'nda basın toplantısı düzenlendi.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Cindoruk, kolon kanserinin kalın bağırsağın kanser türlerinden biri olduğunu ifade ederek, "Kalın bağırsağın kanserleri doğuştan genetik kanser türlerinde olabildiği gibi sonradan da oluşabiliyor." bilgisini verdi.
Tarama testlerinde yakalanan kanser türlerinden birinin kolon kanseri olduğunu aktaran Cindoruk, "Şu anda kadınlarda 2'nci, erkeklerde ise 3'üncü sırada yer alıyor. Genç hastalarda son günlerde kanser sıklığında bir artış var. Bunun nedenleri arasında beslenme alışkanlığı, çevresel faktörler, mikrobiyatanın bozulması ve immün sistemini etkileyen stres faktörü yer alıyor." diye konuştu.
Cindoruk, kolon kanserinin önlenebilen bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, "Tam zamanında yakalanırsa yüzde 95'lik sağ kalım var. Bu hiçbir kanser türünde yok. O yüzden kolon bizim sadık dostumuz. 'Geç kalmaktan korkun' diyoruz. Erken yakalandığınızda korkmayın." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Meral Akdoğan Kayhan ise "Erken tanı, bizim gerçekten sağlıklı bir yaşama şansımızı sağlıyor. Bu bizim için çok önemli. Bazı kanserlerde erken tanı yapacak bir yöntem yok. Ne kadar uğraşsak da erken yakalayamıyoruz ama kolon kanserinde böyle bir şey var." dedi.
Hiçbir şikayeti olmasa da 45 yaşına gelen kişilerin mutlaka tarama programlarına katılmaları gerektiği uyarısında bulunan Kayhan, "Polip dediğimiz aşamada bunu yakalayalım ve kanser olma gelişmesini önleyelim. Ailenizde kanser öyküsü yoksa bile mutlaka kolon kanseri tarama programına uymanız ve kolonoskopi yaptırmanız gerekiyor. Özellikle dışkıda kan geliyorsa bu çok önemli bir faktör. Bağırsak alışkanlıklarınız değiştiyse, kilo kaybı ya şiddetli karın ağrısını beklemeden hemen doktora başvurmalısınız. En önemli alarm verici belirti ise dışkı alışkanlığındaki değişikliktir." diye konuştu.
Prof. Dr. Zahide Şimşek de meyve sebze ağırlıklı lif yoğunluğu fazla beslenmenin önemine işaret ederek, "Et tüketiminin çok fazla olmaması gerekiyor. Bu açıdan da Akdeniz tipi diyet aslında beslenme ve kolon sağlığı açısından çok önemli. Sigara ve alkol azaltılmalı, fiziksel aktivite de mutlaka yapılmalı." dedi.
Prof. Dr. Tarkan Karakan ise kolon kanseri ve mikrobiyata ilişkisine ilişkin bilgi verdi.
ABD'de 150 bin kişi üzerinde bir çalışma yapıldığını aktaran Karakan, şunları kaydetti:
"Haftada 2 veya 3 kez yoğurt tüketenlerde kolon kanseri riskinin ciddi şekilde azaldığı gösteriliyor. Türkiye'de bu anlamda yoğurdun kaynağı. Sebze, meyve ve posalı tüketmek zaten olumlu yönde etkiliyor ama yoğurdun da ekstra ciddi bir katkısı var. Ülke olarak bu şansımızı kullanmalıyız. Haftada en az 3 gün tüketmekten bahsediyoruz. Hem kolonoskopi taramamızı hem de beslenmemizi bu şekilde uygularsak kolon kanserini ciddi şekilde azaltırız diye düşünüyorum."
(AA)
Okuyucu Yorumları 0 yorum